bölüm 6; çığlık

72 19 18
                                    

Müzik odasına gelmiştim. Odanın içine girmedim, kapısında durdum ve Louis'i dinledim. Öyle acılı çalıyordu ki resmen bana yardım edin diye bağırıyordu çaldığı notalar. Sağır olmayan herkes duyabilirdi bu bağırışı.

Daha önce hiç bu parçayı dinlememiş veya duymamıştım. Piyanoya ve müziğe olan ilgim sayesinde neredeyse her parçayı biliyordum ama bu çaldığı parçayı hiç dinlememiştim. Bilindik bir parça değildi sanırım. Ben bunları düşünürken Louis bi anda durdu. Koluna baktı büyük ihtimalle saate bakıyordu. Bu kadar uzaktan göremiyordum. sonrasında ayağa kalktı ve beni farketti, yüzü ekşidi. Sırasına doğru yürüyüp kot ceketini giydi. Bana bir daha dönüp bakmadı ve bir şey de demedi. Ben de oralı olmayıp arkamı döndüm ve çıkış kapısına doğru yürüdüm. Arkama baktım ama hala müzik odasından çıkmamıştı ya da başka yöne doğru gitmişti. Hızlı adımlarla Hayley'in yanında, bahçeye gittim

*****
"Bir şey unuttum dedin 10 saat gelmedin. Neredesin kızım?" Dedi Hayley sinirle. Sonra devam etti "ömrüm seni beklemekle geçti resmen" dedi. Haklıydı, sürekli beni bekliyordu.

"Cidden özür dilerim. Ben müzik odasında bir şeyimi kaybetmişim de onu aradım" dedim pişmanlığın vermiş olduğu tiz sesle.

"Aradığın şeyi bulabildin mi?" Dedi arkadan bir erkek sesi. Arkamı döndüğümde louis tam önümde duruyordu. Kafamı sonrasında Hayley'e çevirdim, gözünü pörtletmiş bana bakıyordu. Tekrar louis'e döndüm ;

"Buldum" dedim.

"Neyini kaybetmiştin ki?" Dedi louis tekrardan.

"Kulaklarımı ve müzik zevkimi. O kadar kötü çalıyorsun ki kulaklarım kanadı resmen" dedim dalga geçermişcesine. Yüzü asıldı ben de cevap beklemeden Hayley'e döndüm. Pis pis sırıtıyordu.

"Yaa en azından valse çalacak kadar zevksiz değilim " dedi. Bu sefer benim yüzüm asıldı. Valse kadar güzel parçayı nasıl bu kadar aşağılayabiliyordu?

"Sen çalmayı bilmiyorum demiyorsun da, çalacak kadar zevksiz değilim diyorsun" dedim hafif gülüyordum ama bu tamamen benim zevkimi aşağıladığı için ona olan kızgınlığımdı.

"Çalmayı biliyorum ben sadece sevmiyorum. Bana göre fazla abartılmış bir parça." Dedi. Gülmüyordu öyle mal mal suratıma bakıyordu.

"Zevkler ve renkler tartışılmaz sana göre 6 ona göre 9'dur. Ağaç oldum burada artık gidebilir miyiz Nessa?" Dedi Hayley uflayıp puflayarak. Hayley her seferinde nasıl haklı olmayı başarabiliyordu?

"Haklısın kuzen. görüşürüz nessa" dedi louis. Bir dakika hayley ve louis kuzen miydi cidden? Ben mi yanlış duymuştum?

"Bir daha görüşeceğimizi kim söyledi?" Dedim göz devirerek.

"Görüşeceğiz." Dedi ve güldü. Yine suratında o salak sırıtış vardı.

"Seninle görüşmek istediğimi nereden çıkardın?" Dedim hafif bir iniltiyle.

O salak sırıtış suratından yok olmuştu. Yerine biraz daha ciddi olan bir ifade takınmıştı "Amma uzattın. Görüşmezsen görüşme, çok meraklıydım sanki" dedi sesini biraz bastırıyordu. Tamam abartmış olabilirim ama çok emin konuşuyordu ve bu benim sinirimi bozuyordu.

"Off tamam be" dedim ve o sırada hayley bana sinirli bir bakış attı. Resmen bana hadi artık gidelim diyordu. Ben de bakışlarına karşılık verip öpücük attım ona. Louis'e bir şey demedi ve hemen yanımızdan uzaklaştı ben ise Hayley'in koluna girdim ve yürümeye başladık. Bi 5 dakika öyle yürüdük. Derin bir sessizlik çöktü aramıza. Ben bu sessizliği bozmaya niyetliydim. Hemen meraklı bir ses tonuyla konuşmaya başladım ;

Gri'nin yaşamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin