iyi okumalar
buraya başlama tarihini yazar mısınız?
oy ve yorum yapmayın unutmayın
"Toprak, hadi annem, senin okula, benim de işe gitmem lazım." Merdivenden hızlıca iniyordu, yanıma geldiğinde de bana merakla bakıyordu.
"Anne, istemiyorum okula gitmek, kimseyi tanımıyorum, anlamıyorum da." Dediğinde gülüp onun boyuna kadar geldim.
"Ece de orada, ama unutma yakışıklım, hem sen kimin çocuğusun bakayım?" Soruma karşılık hızla kafasını dimdik tuttu.
"Lâl Düneş. Güneş o olacak ama neyse, buna da şükür."
Evden çıkıp arabaya bindirdim, sıra varış noktamızdaydı.
...
Okula geldiğimizde bizimki Ece'sini görmüştü, kollarını açmış, onu beklerken birden Ece benim kucağıma atladı. "Teyzem, seni çok özledim. Annem seni arıyor, ama sen açmıyorsun, annem dedi ki aradığında açmazsan kardeşimi doğururmuş." Dediğinde kahkaha attım.
"Tamam, bu gün size uğrarım. Şimdi Toprak'ın yanına git, bence biraz bozuldu." Dediğimde yeni hatırlamış gibi hızlıca Toprak'a sarıldı, Olcay yanıma gelmiş, gülüyordu.
"Benim hatun, seni aşeriyormuş. Bahanesi ne güzel ama!" Sesinde bariz alay vardı.
"Yengem beni aşeriyor, ne garip ama ikizim." Evet, Olcay ile ben ikizdik, tek ailemizden kalandık.
Benim arabayı korumalara söylemiştim, almışlardı. Biz de iki kardeş işimize gitmiştik.
...
Tüm işlerimi bitirmiştim, telefona mesaj geldi.
05***: Oğlumuzun huyları sana benziyor, karıcım.
Şok içinde telefona baktım, Arel'di bu eminim, hemen numarayı engelledim.
5 yıl önce
2.5 aylık hamileyim ben, bizim bebeğimiz olacak, şirkete girip haber vermeye geldim.
Sekreterine gülümseyip, elimdeki kutuyu salladım, sessizce sır verirmiş gibi söyledim, "Hamileyim, haber vermeye gidiyorum." Sesimde heyecan tüm alana yayılıyordu.
"Çok sevindim, Lâl hanım, tebrikler." Arel'in en eski çalışanıydı ve bizim birlikteliğimizi ilk anlayanda o olduğu için çok sevinmişti.
Gülerek kapıya tıklamadan açtığımda gülümsemem yüzümde soldu, Arel'in bacağında kadın oturuyordu, elimdeki kutu düştü, gözlerimdeki yaşlarla beraber hızlıca oradan ayrıldım, bizi bitirmiş haberim yoktu, böyle bir şey yaşayacağımdan çok bağlanmam benim için en büyük hata olmuştu.
Eve gitmedim, direk Olcay'a gittiğim çünkü Asya avukattı, kapıyı da Asya açmıştı, sıkıca ona sarıldım ve kendimi bıraktım. "Bitti, Asya, bitti, beni aldatıyormuş. Bende aptal gibi, bana göre güzel, ona göre kötü olan haberi vermeye gidecektim." Ağlayarak zor zar konuşuyordum.
Hemen içeri geçip her şeyi anlatmıştım. Tabi o da Olcay'a söyledi, adım kadar eminim, Asya da hamileydi, bebeklerimizin arasında 1 ay vardı, benim bebeğim daha küçük olandı. Tek sorduğum, "Ben gelmesem boşansak olur mu, gitmek istiyorum buralardan." Bu olmuştu ve beni onayladı.
"Oluyor ama bebişim doğmadan gel." Bir şey diyemedim, gelmek hiç içimden gelmiyordu çünkü.
Yemeklerimiz yenmiş, veda vaktiydi, telefonumdaki bütün onla olan anılarımı ona attım, altına da 'Yazık, hem de çok yazık.' Bir şey yazmaya başladığında engelledim. Biraz ergence idi yaptığım ama yaptım, bu sefer de aramaya başladığında kapattım, Olcay'a sarıldım, benim maviş gözlüm ağlıyordu, bende başladım ağlamaya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM LÂL HAYATIM
ChickLitSekreterine gülümseyip elimdeki kutuyu salladım sessizce sır verirmiş gibi söyledim "hamileyim haber vermeye gidiyorum " "çok sevindim lâl hanım tebrikler" gülerek kapıya tıklamadan açtığımda gülümsemem yüzümde soldu arellin bacağında kadın oturuyor...