Miya kimin yanına gidip yardım edeceğine kararsizdi. İzumi biraz uzaktaydi Rina da yerde oturuyordu. Ama o iyiydi. Yang da hala ayni yerde yatıyordu. O, Yang'in yanına gitmeyi tercih etti. Rina da İzumi'nin yanına gitmişti.
"Yang iyi misin?!"
Hemen onun yanına çömelip oturur vaziyete getirdi. Miya biraz endişeli görünüyordu.
"Merak etme kendimi iyileştirebiliyorum."
"A-ama o-olsun." derken kıpkırmızı olmuştu.Yang, ellerini Miya'nin omuzlarına koydu.
"Tekrar diyorum Miya, benim için endişelenmeye gerek yok. Bırak ben senin için endişeleniyim."Bunu dedikten sonra ona en içtenlikle gülümsedi.
**********************
Rina, İzumi'nin yanina vardiginda İzumi'nin ayık olduğunu fark etti ama biraz ağır yaralıydi.
"Çok nadir gördüğüm bi saç stili Rina." Dedi ve acı içinde güldü.
"Salık saç sevmediğimi biliyorsun ve yüzüme vurma!"
"Neyse, diğerlerini bulalım. Kaldır beni."
"Ben,seni?!"
"Sağlam olsaydım yemistin tekmeyi RinaChaaan!"Rina, İzumi'yi kaldırdıktan sonra onun kolundan tutarak yardım etti.
"Eliza'nin yanındaki kızı öldürdüm."Rina'nin yüz ifadesi çok ciddiydi. İzumi bir şey dememisti. Zaten konuşurken bile canı biraz yanıyordu.
Yang ve Miya'nin yanına vardıklarında Yang hemen İzumi'ye iyileştirme büyüsü yapti. İzumi simdi daha da çok iyiydi.
Suikast olayından dolayı bir çok restoran hemen kapanmıştı ve onlar da İzumi ve Rina'nin kaldığı yere gittiler.
"Maalesef ki 3 odamız var."
"Bu yüzden Miya ve Yang aynı odada kalacak." diyen İzumi çok şeytani bir gulus attı onlara.
"S-sizinle ka-."
"Şey üzgünüm ama.."
"Benim için sorun yok. Neyse yemek hazırlamaya başlayalım artık."Yang hemen mutfağa koştu ama kendisi aslında domates kadar kırmızıydi.
Hemen arkasından İzumi de gitmişti. Yang yemek için olan şeyleri dogruyordu. Tam sağına gecti.
"Seniin... Miya ile aranda bisiler var sanki?"
Yang bu soruyu duyunca elindeki bıçağı bıraktı ve kafasını sola çevirdi.
"Sacmalamayin İzumi-san. Öyle bir şey yok!"
"Aranizdaki kırmızı bağı herkeees biliyor Yang-Chan!"demişti geri dönerken."CHAN Mİ?!"diye de arkasından Yang bagirmisti.
*****************
Yang ve Miya'nin kaldığı oda biraz ufakti. Karşılıklı tek kişilik iki tane yatak vardi. Ve odanın bir kenarini kaplayan pencere. Tavan biraz rutubetliydi. Kullanılmayan bir oda olduğu için pek bakım yoktu.
Sabah daha güneş doğmadan Miya uyanmisti. Üstünde Rina'nin verdiği diz üstü askılı pijama turu elbise vardi. Günün bu saatlerini çok seviyordu aslında. Odada bulduğu sabahligi giyip terliklerle dışarı çıktı.
Maskesi yerine ağzıni kapatmak için beyaz kumaş parçası vardı.
Savaşçı sehri onun geldigi yerden ne kadar değişmiş diye de merakından gezmek istedi. Şehirde Mizu Dağı vardi. Sürekli nemli olmasından dolayı böyle ismi vardı. O dagin olduğu yere doğru ilerledi.
Yang'ta o cikmadan önceki ayak seslerine uyanmisti. Onu takip edip nereye gittiğini öğrenecekti. Paltosunu giyip ona görünmeden arkasından geldi.
Güneşin doğmasına yakın Miya oraya varmıştı ve dağa çıkmak için yapılan merdivenlerden çıkıp manzarpayı iyi görebilecegi bir yerde durdu. Onun zamanında aslında oturacak bir yer vardı. Savaşçı sehri bile ona göre baya değişmisti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuroi Miraii
RandomBir gelecek en fazla ne kadar kötü olabilir? Ve ya nasıl daha iyi? Hic bir sorunun cevabını bilmez iken aniden yıllar sonrasında kendini bulmak nasıldır ki? Hem de her an öleceğini bildiğin halde yaşamak için katil oluyor iken.