Dün dikişlerimi aldırmıştım. Kafam artık acımıyodu ve sargı bezi sarmama gerek yoktu. Sadece anlımda biraz iz kaldı. O da zamanla geçermiş. Kerem sürekli kaybolup durdu. Kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve üstümü giyindim.
çebime telefonumu koyup çantamı aldım. Geç kalmamak için sınıfa koşmaya başladım ama zaten yetişsem bile 15 dakika gecikecektim. Kapıyı çalıp sınıfa girdiğimde ağlayasım gelmişti. Ben boşuna mı koştum ders boştu. Oflayarak arkadaki sırama geçtim ve oturdum. Kapı açılma sesiyle kafamı kapıya çevirdim. İçeri biri girip koşarak Kerem'e sarıldı. Çocukyan gözlerimi alamıyodum. Bana bakmaya başladığında kafamı sırama çevirdim. Gerçekten Kerem'inde arkadaşı varmıydı. Ama Semih'e çok benziyodu. Aynı sıraya oturup sohbet etmeye başlamışlardı. Ben hala onları izliyodum. Kerem'in bana baktığını görünce bakışlarımı yine çevirmedim. Onu izlemeye başladım yani yeni çocuğu. Kerem daha fazla dayanamayıp bana doğru gelmeye başladı. O da yanıma geldiğinde onu takmayıp önüme döndüm. O da bizi izliyodu. Yanımdaki sıraya oturup.
-Ne öküzün trene baktığı gibi bakıyosun.
-Ya sanane sanki sana bakıyom.
-Noldu aşıkmı oldun Semih'e. Öyleyse onu aklından çıkar.
-Adı Semih'mi.
-Sanane.
-Off saçmalamada git başımdan. Sinirle bana bakıp kendi sırasına gitti. Adı Semih'miş. Hem adı hemde kendi Semih'e çok benziyodu. Sırada önüme döndüm o muydu. Olamazdı o öldü. Gözlerimin dolduğunu hissedince hemen kafamı sıraya koydum. Ağlamaktan nefret ediyodum. Aklıma birşey geldi Kerem'den o gün için teşekkür etmeliydim. Sıramdan kalkıp onlara doğru uürümeye başladım. Yanlarına gidip.
-Kerem biraz konuşabilirmiyiz.
-Ne söyleyeceksen burda söyle.
-Ogün için şey. Kafamı kaşımaya başladım bu kelimeyi söylemek bu kadar zormuydu. Sırıtarak.
-Ne diyeceksen hızlı söyle.
-Bikerede nazik olamazmısın. Teşekkür edecektim. Bana gülerek bakıp.
-Et hadi. Semih'te olanları anlamaya çalışır gibi bakıyodu
-Gerçekten gıcıksın ayrıca komik değil insanların duygularıyla oynama. Sana teşekkür etmem seni güldürüyosa. Neyse daha fazla konuşmayacağım.Gözlerimdeki yaşlara engel olamıyodum. Niye bu kadar koymuştu. Hızla sırama geçip kafamı masaya koydum. Uyusam, karanlığa gömülsem, bidaha hiç uyanmasam olurmuydu? İlk defa birine teşekkür edecektim ama bennimle dalga geçti. Aslında bu kadar üzülmemim sebebi ona güveneceğimimi sanmamdı? Aptalım işte benim kendimden başka kimsem yok olamazda. Sınıfın içinde ağladığım için kendimden nefret etsemde gözyaşlarımı durduramadım. Dayanamayıp koşaraka sınıftan çıktım arka bahçeye gelip. Banka oturdum. Öylece sadece gökyüzünü izleyebaşladım. Arkadan biri bana dokununca arkamı döndüm. Semih'ti gelip yanıma oturdu.
-Neden bu kadar kızdın. Onu seviyomusun. Genelde sevdiğin kişiler sana yanlış yapınca kızar insanlar.
-Hayır onu sevdiğim falan yok o buzu kim sever. Gülerek bana baktı.
-Güzel lakap. Ama o kadar emin olma sadece bahçesinin dışındakilere buz olur. Bahçesinin içi o kadar güzeldirki.
-Her insanın bahçesi o kadar güzelmi.
-içi güzel olanların evet.
-Ya o fırsat hiç tanınmamışsa. Ya bahçesinde tutabileceği kimse yoksa. Bahçesi darmadağıksa.
-Hep kötü insanlar yokki. İstersen sende iyi birini bulursun.
-O okadar kolay değil. Merak ettiğim birşey var Kerem'le çok mu yakınsınız.
-Evet 9 yaşımızdan beri arkadaşız tek yakınım.
-Ailen varmı. Neden tek yakının.
-O konulara hiç girmeyelim.
-Peki. Öyle bir süre sadece gök yüzünü izledik o kadar özlemişimki gökyüzünü izlemeyi. Aslında çok enteresan biryer. İnsanlar oraya istediği gibi gidemiyo. Bulutlar havada insanlar için dans ediyo. Onların aslında tonlarca ağırlıktayken havada durabilmeleri. En çok huzur bulduğum yer gökyüzü. Beni bu hayattan koparıp kendine çekiyo. Ne güzel. Arkamdan bir el bize dokunduğunda arkamı döndüm. Kerem ortamıza oturup.
-Hani tuvalete gidecektin. Ne işin var burda.
-Asıl senin ne işin var burda.
-Kumsal sen sus. Semih ne zamandan beri birbirimize yalan söylüyoruz.
-Sana söylemedim çünkü işte bunu yapıcaktın.
-İlgini çekti demi.
-Anlamadım.
-Erkek lisesinde tek kız.
-Kerem salak salak konuşma.
-Sen sus dedim.
-Ya Gerizekalımısın. Sen neyi ima etmeye çalışıyosun.
-Tabi sende onu seviyon demi. Ders boyu gözünü ondan alamadım.
-Ya sen iyimisin kafayımı yedin.
-Daha dün Doğanay'a sarkıyodun. Onu öyle harcamana izin vermem.
-Kerem kes sesini.
-Seni o gün boşuna kurtardım. Seni düzgün bir kız sanıyodum. Keşke yardım etmeseydim. Ayrıca teşekkür falan etme bana.
-Kerem ne biçim konuşuyosun. Ben insan değilmiyim. Birileriyle konuşamazmıyım. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı çok ağır konuşmuştu.
-Sulu göz hemen ağla. Arkadaşların seni kucağında yatağına mı yatırıyo.
-Ya sen. Sanane ha yatırdıysa yatırdı sanane. Bir anda kalbime ağır bir ağrı saplandı ve titremeye başladım. Semih korkuyla.
-Kumsal iyimisin. Elimi tuttuğunda.
-Bırak beni. Diye bağırdım. Koşmaya başladım deli gibi, artık dayanacak gücüm yoktu. Nasıl söylerdi bunları. Bir anda yere yığıldım. Kerem yanıma koştu.
-Beni kaldırmaya çalıştığında.
-Bırak. Diye çığlık attım. Yanıma yaklaşmasını istemiyodum. Ayğı kalkmaya çalıştım ama olmuyodu. Sanki biri bütün gücümü elimden almıştı.Kalktığımda yatağımdaydım ve karşımdaki yatakta Semih ve Kerem vardı birşey konuşuyolardı bende uyumuş taklidi yaptım.
-oğlum kızın üzerine çok gittin.
-Of bian sinirlendim kendimi tutamadım.
-kıza resmen küfrettin. Hem karşındaki bir kız. O kadar ağır konuşulmaz. Sanki geçmişte baya birşey yaşamış. Konuştuğumuzda o kadar içtendiki.
-Pardon da Kumsal'la neden bu kadar ilgilisin.
-Pardonda sen niye takıldığı erkeklere kızıyosun. Hem öyle birşey değil. Sadece birine benzettim.
-Tamam.
-Şimdi özür dile diyeceğim. Sen beceremessin.
-Dilemem zaten.
-Birşey diyeceğim bu kızın erkekler lisesinde ne işi var.
-Bilmem.
O an telefonum çaldı. Tam Semih eline alıyoduki.
-Bırak. Diye bağırıp koşarak aldım.
-Tm sakin. Sen ne ara uyandın. Onu takmayarak telefonumu aldım. Açsamıydım artık numarasını ezberledim ama asla kaydetmedim. Ne diye kaydedeceksem. Aslında açmayacaktım ama o Semih olabilirdi bunu sormak için açtım ve banyoya girdim.
-Kızım bi tadına bakamadık ya o kimdi geberticem onu tam en iyi yerindeydik.
-Semih yaşıyomu. Pis pis sırıtıp
-Valla en son onu öldürmüştüm. Mezarından çıkıp gelmediyse. Ölü. Pislik dalga geçiyodu yine ağladım. Kerem haklıydı sulu gözün tekiyim.
-Dalga geçme. Deyip suratına kapattım. Kapıyı açıp dışarı çıktığımda ikiside bana bakmaya başladı. Gözlerimi silip yatağıma uzandım. O benim cidden babammıydı. Canavardı ama ona kıyamıyodum. Çünkü hayatımdaki tek kan bağım olduğu kişi. Beni asla sevmeyecekti bunu biliyorum. İnsanlar tarafından sevilmeyi hakediyomuydumki. Üstümdeki incecik tişört ve pike yüzünden üşümeye başladım. Yatyağımdan kalkıp dolabımı açtım ve içinden siyh eşorfmanımla siyah sweatshortumu aldım banyoya girip giyindikten sonra çıktım ve tekrar yatağıma girdim ama hala üşüyodum battaniyeye iyice sarıldığımda Semihve Kerem malmısın der gibi bakıyolardı. Semih konuşmaya başladı.
-Ateşimmi var bu havada ne üşümesi. Ona cevap bile vermeden arkamı döndüm Semih yanıma gelip elini anlıma koyduğunda.
-Sen yanıyosun.
-Seni ilgilendirmez git başımdan.
-Çok konuşma bu haldeyken bilemi ya. Üstünü değişmemiz lazım.
-Hayır git başımdan. Ketrem sinirle yanıma gelip.
-Ölmekmi istiyon.
-Ya abi bi dur ya kız yanıyo sen hala onumlsa uğraşıyon. Hastaneyi arayalım.
-Hayır sakın artık oraya gitmek istemiyorum.
-Neden. Oflayıp yatağımdan kalktım ama kalktığım anda yere kapaklandım. Semih gelip beni kucakladı ve yatağıma koydu. Altımda kısakollu olduğu için üstümdeki sweatshortu çıkardı. Islak bez getirip anlıma koydu.Kerem'de sadece onu izledi. Ondan birşey beklemezdim zaten.Uyandığımda ateşim düşmüştü ve saat 11:00'dı. Uykumu almıştım bende kitap alıp okumaya başladım kitabı bırakıp yatağıma geri yattım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımdaki bela
Randombir kızın 9yaşında babasının annesi ,abisini kendisini ve ikizini gözü önünde ölmesi ve yasadigi tramvalar... 15 yaşında telefonuna gelen o gizli numara mesajından sonra hayatı tamamen değişti tamamen karmakarışık oldu. Acaba yüzü gülecekmi... İYİ...