Stay-Taekook (Omegaverse) (Askıda)

-8: Proposal is for losers-

Jungkook

"Cinsiyet partisine ne gerek vardı? Direkt açıp bakalım işte ne var?" Lisa dehşet içinde bana döndü.

Çocuğumun cinsiyet partisine birkaç saat vardı ve kontrol olalı neredeyse 1 hafta olmuştu, doğal olarak sabırsızdım. Sadece Lisa parti için öğrenmişti. Öğrenme kısmını yalnız, süsleme kısmını bizimle yapıyordu. Taehyung parti işini Lisa ile planlarken öğrenmiş ve parti için aşırı heyecanlanmıştı. Şu an hazırlıklar çabuk bitsin diye bize yardım ediyordu. Biraz fazla hareketli olduğu için bir şey olacak diye korkuyordum. Çok paranoyak olduğumdan yakınan Lisa bile bu kadar hareketlilikten rahatsız olmuştu.

"Çocuğu taşıyan Taehyung. Doğal olarak o son noktayı koydu. Yani hayatım anlayacağın, kapa çeneni." yüzümü buruşturup hazırladığım tartları yerine yerleştirmeye koyuldum. Tae de bu sırada arkamdan geçiyordu ki hızlı bir hamle ile belinden tuttum.

"Artık mola zamanı bebeğim." tartlardan çikolatalı olanı ağzına tıktım. Gözlerini kısarak bana baktı.

Alnından ter aktığını görünce hemen yanımdaki sandalyeyi çekip Tae'yi oturttum. Alnına da bir öpücük bırakıp tart tabağını bahçeye götürmek üzere mutfak kapısından bahçeye çıktım. Yeontan hemen ardımdan mutfağa girince arkama baktım. Tae'nin kucağına atlamış ve yüzünü yalıyordu. Gülümseyip tabağı masaya bırakıp tekrardan mutfağa geçtim. Yeontan beni görünce Tae'nin kucağından inip salondaki yatağına yatmaya gitti.

"Bizi yalnız bırakıyor." ayağa kalkarak konuştu. Sırıtmıştım ki üzerime doğru yürüyüp beni tezgaha yaslayınca sorgularcasına ona baktım. Vücutlarımız arasında boşluk bırakmadan yüzüme uzandı ve dudağıma minik bir öpücük bıraktı. Ben de aynı şekil onunkine bıraktım. Sanki yetmemiş gibi tekrar öpünce bu sefer ayrılmasına izin vermeden onu öpmeye başladım. Elimi beline koyup öpmeye devam ederek yaslandığım yerden geri çekildim.

Öpüşmeye devam ederken boğaz temizleme sesi duymamızla o yöne doğru baktık. Bu, Bogum'du. Taehyung boynuma ne ara koyduğunu bilmediğim elini oradan alıp Bogum'un yanına gidip ona sarıldı. Bogum, Taehyung'un eski bir arkadaşıydı. Yakınlardı, ben ve Lisa kadar olmasa da öylelerdi. Biraz sululuğu vardı sanki Tae'ye karşı ama emin değildim, kıskançlığım da etki etmiş olabilir. Arka kapıdan sessizcee girmişti, ahıra mı giriyor bu beyinsiz kapı. denen bir şey var, ya biz sevişiyor olsaydık? Tae ile sarılırlarken, Bogum yüzü bana dönük olduğu için bana baktı. Garip bir gülümsemeden sonra ayrıldılar. Dilimi ilk olarak yanak içimde gezdirip sonra dudağımı yaladım. Bu az da olsa sinirimi gideriyordu.

"Hoşgeldin, Bogum."

"Hoşbuldum, Jeongguk." sabır dilercesine yukarıya baktım.

"Bana Jeongguk deme demiştim. Sadece en yakın olduğum inananlar bana öyle seslenebilir." omuz silkti.

"Jungkook demek zor."

"Asıl Jungkook demek daha kolay." derin bir nefes alıp verdim. "Her neyse. Tae, bahçeye gelebilir misin benimle?" başını salladı ve elini tutup onu bahçeye doğru götürdüm. "Bogum neden bu kadarr erken geldi?" bilmiyorum. dercesine dudaklarını büzdü.

"Parti saati 15.45 demiştim ama..." iç çekti. "Anneme atacağım mesajı Bogum'a da atmış ve düzeltme yapma gereği duymamış olabilirim." derin bir nefes aldım.

"Ve bu yavşak annen ile babandan bile önce geldi."

"Yavşak deme, o benim arkadaşım." sinirden güldüm.

"O yüzden dibinden ayrılmıyor." Tae sinirli yüz ifadesini takınıp beni bahçede yalnız bırakarak mutfağa Bogum'un yanına ilerledi. Harika şimdi de kıskanç ve her şeyi abartan erkek arkadaş olmuştum.