3. Masumiyetin Bitişi

20K 910 1.1K
                                    

Hiç gelen giden yok tek başıma takılıyorum burada ama olsun umarım bir gün keşfedilebilirim :')

-Tae! Ben geldim!

Hemen bilgisayarı kapatıp pantolonumu topladım ve aşağı indim. Saatler sonunda annem gelebilmişti.

-Nerede kaldın anne?

-Bugün iş biraz uzun sürdü. Sen neden bu kadar terlisin?

-Ben mi? Şey... Şeyden dolayı... Spor yapıyordum!

-Anladım

Annemle oturup yemek yedik ve ben tekrar odama çıktım. Kendimi gerçekten değiştirmiştim. Birkaç saat içinde kavramları öğrenmiştim. Seme, uke... Fantezileri de öğrenmiştim aslında. Ageplay çok saçma gelse de daddykink hoşuma gitmişti. Dünyanın en rahatlatıcı olayı olabilirdi tüm bunlar. Oyuncakları da öğrenmiştim tabii...

Biliyordum ki bilmem gereken daha çok şey vardı. Gerçekten çok karanlık ama bir o kadar da çekici bir dünyaydı. Yatağıma uzandım ve Hyunjin'i düşünmeye başladım. Ona "babacık" dediğimi hayal ettim. Sanırım karakterim böyle bir ilişkide tam uke olmaktı. Seme olmayı düşünemiyordum bile. Kedicik olmak istiyordum ben, baskın karakter falan olamazdım... Yarın Hyunjin'e gidip sürpriz yapacaktım. Bilgisayarında o görüntüler ile karşılaştıysam kesinlikle buna ihtiyacı vardı ve ben ona istediğini verebilirdim, verecektim. (yemin ederim geri zekalısın tae)

~ ERTESİ GÜN ~

Çalışmadığım için kötü geçen quizden çıkmıştım ancak moralim hiç bozuk değildi. Çünkü bugün çok güzel şeyler yaşanacaktı.

Önce en yakın arkadaşım olan Jimin ile cafeye oturduk çünkü bunun için ona söz vermiştim. En yakınım olmasına rağmen Hyunjin'den hoşlandığımı bilmiyordu ve ona şimdilik sadece bu kısmı söyleyecektim. Cafeye oturalı birkaç dakika olmuştu ki Jimin sessizliği bozdu:

-Dostum, kesin aşıksın sen!

-

-TAE!

-Ne? Ne oldu?

-Tanrım...

-Ne oldu Jimin?

-Beni duymuyor musun sen?

-Özür dilerim duymadım ne dedin ki?

-Aşık olduğunu iddia ettim ama şimdi kesinlikle eminim.

-Nereden çıktı bu?

-Son günlerde bakışların derinleşti, düşüncelerindesin hep. Sana sesleniyorum duymuyorsun. Dışarıdan baktığımda bile hep saçma sapan yüzün gülüyor. Saçınla sık oynamaya başladın ve eskisi gibi durgun değilsin. Yüzüne bile renk geldi nasıl anlatayım daha?

-Wow! Cidden aşıkmışım

-Hangi kıza tutuldun lan?

-Kız değil

-Ne?

-Ben gayim

-Ne?

-Kızlardan hoşlanmıyorum işte Jimin

-Neden bunu yeni öğreniyorum ben?

-Ben de yeni fark ettim çünkü. Bu zamana kadar keşfedilmeyi bekleyen bir yönelimimmiş bu meğer. Kızlardan etkilenmiyorum bu zamana kadar da hiç etkilenmedim. Hayatımda tek Hyunjin var.

Ağzındaki kahveyi püskürttü

-Hyunjin mi?

-Evet

-Başka aşık olunacak insan mı yoktu?

-Neden?

-Onun hakkında çok dedikodu duydum. Çıktığı herkesi aldatan bir şerefsizmiş.

-Kapa çeneni Jimin!

-Sadece iyiliğin için konuşuyorum

-Teşekkür ederim sana afiyet olsun

Masadan kaltım ve çıkışa doğru ilerledim. Arkamdan Jimin'in mırıltısını duymuştum:

-Sanki kötülüğü adına konuşuyorum burda, aptal!

Tamam kabul iyiliğim için demişti ama ne bileyim, birazcık alınganlık yapmıştım sanırım. Her neyse... Ardımda her şeyi bırakıp birtanemin evine doğru ilerliyordum. (allahım ne kadar salak bi karakter bu)

Eve yaklaştığımda Hyunjin'in evinin önünde bir araba belirdi ve içinden bir çocuk inip kapıyı çaldı. Hyunjin kapıyı açınca yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi ve çocuğun dudaklarına yapıştı. Yakasından tutup içeri sürüklerken ben olduğum yerde çöküp ağlamaya başlamıştım... (salak bu çocuk yemin ederim gerizekalı)

"0505" Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin