bu eski püskü evde hiç uyumadan, uykusunda öldü bilinen çocukla uğraşıyorum.
duvarların içindeki parça pinçik bedeni beni öldürmek için zaman kolluyor.
dalıp gitmemi, gözlerimi kapamamı bekliyor.
beklesin.
tek başıma ölmeyi isterdim hep.
acısız olmasa da olur. tek olayım yeter.
neden mi tek?
ne bileyim. oldum olası öyle istedim.
hem neden olmasın ki.
tek başına yaşamış biri tek de ölür.
reddedilmiş biri ölümü de reddeder.
ölen biri insanlarla da uğraşabilir.
demişken, ölüm bulaşıcıdır.
bu çocuğun, ölü bilinmesi, bana ölüymüş gibi gelmesi, kendimi ölü hissetmeme sebep oluyor.
kalbim atıyor mu? beynim çalışıyor mu? soluyor muyum?
ben yaşıyor muyum?
yaşamak ne ki.
ne artısı var, size oldu mu?
anlamak için ölmek gerekir galiba.
ama ya pişman olursan.
ya yaşamak daha güzelse.
ama yaşamak ne ki.
bilmiyorsun, ölmeden de bilemezsin.
ölecek olursan da yaşama geri dönemezsin.
o zaman birini seçeceksin, sevsen de sevmesen de.bu çocuk ölmeyi seçmiş.
uykusunda.
nasıl histir acaba.
ağzı olsa da bir konuşsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
o çocuk uykusunda ölmüş | jaeyong
Fanfictionhayır ölmedi. buradaydı. tam da duvarların içinde. arada oradan kafasını çıkartıyor, benimle alay ediyordu. ©fatenfive | jaeyong ―13.11.20 | angst, korku & story |