Ellerim onun belinde ,kafam sırtına dayalı kalabalık araba cesetleri arasında kaçıyorduk tekrardan. O ve ben ...
Kimliği belirsiz çaresiz suçlulardık o anda. Kaçmaktan başka çaremizin olmadığı gibi sadece rüzgara karşı karşıyaydık o anda .
Araba cesetlerini ardımızda bırakıp otopark yokuşunda kanat çırparak yükseliyorduk. Soğuk rüzgar bir tokat gibi bedenime çarparken uçuşan saçlarımla geriye doğru baktım. Şanslıydık ,ardımızda bizi kovalayan bir görevli bile yoktu. Rahatlayarak bedenini daha da sıkıca kavradım. Sanki onu bırakırsam kaybolacak gibi hissediyordum. Eğer onu bırakırsam kaybedecektim ve bu dünya da yok olacaktım.
Daha da sıkıca sardım. Bunu farkedecek olucak ki kasklı kafasını yavaşça sola çevirdi. Ardından hemen yola çevirerek trafik ışığının yansıyan kırmızısına bulanıp solumuzdaki yoldan devam etti.
Tam o anda dikkatimi çeken o parlak dolunay oldu.
Şafağın renkli sarıları arasında parlamaktaydı. Öyle şatafatlıydıki insan baktıkça içinde kayboluyordu sanki.
Görkemli binaların ardından kendini saklayan turumcumsu ışıklar zaman geçtikçe bir bir daha da arttılar.Yorgun gözlerim güneş ışınlarının doğuşunu izlerken artık neredeyse parlaklığını kaybeden dolunay ise binaların ardından kayboluyordu.Bu gökyüzünün kendine sığdıramadığı mantık ile kalp arasındaki savaşımıydı yoksa bu bir kuralmıydı?
Gözlerim dayanamadığı ışıklardan kaçınmak için kapandılar .O kadar yorgundum ki bir daha açılamadılar.
Dinlenmeye aldığım gözlerimle birlikte derin bir nefes aldım.
Bu...bu hava sabahın kokusuydu. Soğuk ve ısınmaya yakın...Gülümsedim ,yüzüme çarpmaya başlayan sarı ışıklara.
Merhaba...
Duran motosikletle birlikte açılan gözlerim etrafı taradı. Binalarla çevrili bir sokaktaydık. Uzun apartmanların sonunu görebilmek için başımı kaldırıyordum.Tam o sırada motosikletten aşağı inen Sarp havada kalan çenemi kavrayıp kendine çevirdi.
Kaskını sol eline almış sağ eliylede soğuktan kızaran çenemi tutmaktaydı.
Kaşlarını kaldırıp,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUÇ ORTAĞIM
Action"Aptallığın temeli midir kaçmak yoksa aptallık mıdır içindeki meraka kapılmak?" Bu ses... Soluk seslerin arasına karışan bu sözlerle vurulmuştum adeta ... Durdum,hatta donmuştu zaman, Çınlayan bu sesle kalakalmıştım o an , Bir mermi sesi değildi bu...