Stresli bir şekilde ailemin uyumasını beklerken, alt kattan babamın beni çağırdığını duydum. Kalp atışlarım hızlanırken derin bir nefes verip alt kata indim.
Babamın yanına geldiğimde her zaman ki koltuğunda bira içerek televizyon izliyordu, titreyen ellerimi saklamak için arkamda birleştirdim. "Efendim babacığım?" geldiğimi fark etmemiş olacak ki ona seslendiğimde ürktüğünü gördüm. "Neden gizlice yaklaşıyorsun ki, her neyse şu şişeyi al yenisini getir bana." homurdanarak cümlesini bitirdiğinde boş şişesini alıp muhtemelen annemin hala temizlediği mutfağa doğru yöneldim.
Mutfağa girdiğimde yanılmamıştım hala çılgın bir şekilde zaten bembeyaz olan dolapları beyazlatmaya çalışıyordu. Gözlerimi devirip boş şişeyi tezgaha koydum ve yeni bir şişe için dolaba eğildim. Şişeyi tezgaha koymama annem sinirlenmiş olacak ki kolumu çimdikleyip homurdanmaya başladı. "Sanki temizlik yaptığımı görmüyorsun öğretemedim mi ben sana çöp atmayı ha?" Annemin bu hali içimi burkarken sessizce başımı sallayıp özür diledim ve babamı bekletmemek için hızlıca dolu bir şişe alıp mutfaktan çıktım, annemin bakışlarını sırtımda hissedebiliyordum.
Babama şişesini verdikten sonra hızlıca odama çıkıp yatağıma girdim. İlk yaptığımda ki gibi bir yıldız pozisyonuna girip 100'e kadar saymaya başladım. Bu sefer ki gidişimde her şeyin daha iyi olacağını biliyordum. Ve Malfoy ailesini kesinlikle kendi aileme tercih ederdim.
☹️
Nefes nefese yine Pansy ile olan ortak odamda uyandığımda büyük bir gülümseme ile yataktan kalktım. Dünden beri aklıma takılan şarkıyı sesli söylemeye başladığımda, Pansy hızlıca uyanıp anlam verememişçesine bana bakmaya başlamıştı. "Angel with the gun in your hand pointing in my direction." Sözlerde ki gibi elimi tabanca yapıp Pansy'e doğrultuğumda bu halime kahkaha atmaya başlamıştı. Onu güldürmenin sevincini yaşarken hızla elinden tutup onu kaldırdım, "Hadi çok oyalanmadan çıkalım bugün içimde çok iyi bir his var." Neşeli Halime kıkırdarken, "Sonunda seni böyle görmek çok güzel Carmen." Dedikleri kafamı karıştırırken çokta umursamayıp dolabıma yöneldim.
☺️
Ortak salona hızlıca ilerlerken Pansy de benim gibi acele ediyordu. "Hey sen neden bu kadar heyecanlısın?" Heyecanının farkına sanki ben söylediğimde varmıştı, kendine çeki düzen verip boğazını temizlediğinde şaşkın gözlerle onu izliyordum. "Hiç neden olacak sadece biliyorsun Draco'yu çok özledim, 2 gündür görüşmüyoruz." Dedikleri kafamı karıştırırken yine istediğim gerçekliği yazarken bi hata yapıp yapmadığımı düşündüm, fakat hayır Drarry'i de unutmayıp ayrıntılı bir şekilde yazmıştım.
"Neden kardeşimi görmekte bu kadar heyecanlısın ki?" Gergin gözlerle bana bakarken aklıma gelen olasılıkla gözlerimi büyüttüm. "Aman tanrım, ondan hoşlanıyorsun." İyice yakınına girip ona fısıldarken beni kendinden uzaklaştırmaya çalıştı. "Evet birazcık ve sende bunu biliyorsun neden böyle bir tepki verdin ki?" Yeni bir soru için ağzımı açmışken belime dolanan eller dikkatimi dağıttı.
"Hey siz ikiniz ne hakkında dedikodu yapıyorsunuz yine?" Peltek sesiyle bizle dalga geçmeye çalışmasına gülüp arkamı döndüm ve Ron'un turuncu saçlarıyla karşılaştım, içim yeniden huzur ve mutlulukla dolarken kollarımı boynuna sarıp ufak bir öpücük verdim.
Arkadan birinin beni çekmesiyle kollarımın arasında ki sıcaklık kayboldu. "Kardeşime ben etraftayken yakın olmaman gerektiğini söylediğimi hatırlıyorum, Weasley." Ron gözlerini devirip ağzının içinde homurdanmaya başlamıştı. "Sen en yakın arkadaşımı yanımda yerken sorun yok ama." Dediklerine kıkırdarken gözleri bana döndüğünde beni kardeşimin elinden çalıp kendine doğru çekti. Draco kaşları çatık bir şekilde Ron'a yaklaşırken, Harry'nin yanağına koydurduğu öpücükle dona kaldı.
"Potter sana kaç defa demem gerek bir Malfoy'a böyle yaklaşamazsın." Harry dediklerine göz devirirken masum bir ifadeyle Draco'ya yaklaşıp, "Ne yani hoşuna gitmedi mi?" Draco muhtemelen sinirden Harry'nin elini tutup hızla bizden uzaklaştırmaya başlamıştı. Kafamı Pansy'e çevirdiğimde hüzünlü bir şekilde arkalarından baktığını gördüm bu hali içimi acıtırken, Harry ve Draco'nun ilişkisine bir zarar verirse onu mahvedebileceğimi de biliyordum.
Hermione elinde kitaplarla mutsuz bir ifadeyle yanımıza yaklaştığında, "Yine o ikisi sevişmeye mi gitti?" Hepimizin şaşkın bakışları ona dönerken gergin bir şekilde bize bakıp, "Ne? Her böyle ortamdan ayrılıp döndüklerinde saçları dağınık ve dudakları kırmızı oluyor." Pansy kıkırdayarak Hermione'ye yaklaşıp dudaklarına bir öpücük kondurdu. Gördüklerim beni şaşkına uğratırken kafamda iyice karışmıştı.
Pansy hem kardeşimden hoşlanıyor hemde en yakın arkadaşımla mı çıkıyordu?
olmjdlsjaksmaksn kim okuo la bu kitabı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shifting // Ron Weasley
FanfictionEllerini yüzümden çekip şaşkın bir ifadeyle bana baktı. "Yani sen başka bir gerçeklikten misin?!"