Yamaç haberi aldıktan sonra hemen harekete geçmişti Umut'u bulmak için.
Çukur'da Umut'tan hiçbir haber yoktu. Koçovalı ailesi Cumali'ye kızmıştı. Bebeği annesiz, başı boş bırakmak bir hataydı...Yamaç'a Çukur'a gitmek yasaktı. Haberleri Salih sayesinde alıyordu. Anladığı kadarıyla Nehir'in bu durumdan haberi bile yoktu.
- Salih : Yamaç bir sakinleş.
- Yamaç : nasıl sakinleşeyim oğlum ortalarda yok ben şimdi Nehir'e ne söyleyeceğim...
- Salih : Nehir götürmüş olmasın ?
- Yamaç : ... Ben hemen bir gidip bakayım. Benim kafam allak bullak oldu ama haklısın. Bu ihtimali hiç düşünemedim... HaklısınYamaç Salih'i dinlemeden gitmişti.
~
Efsun Yamaç hastaneden geleceği için yemek yapıp sofrayı hazırlamıştı. Sofra müthiş görünüyordu.
Efsun Yamaç'ı arıyordu ama meşgule vermişti. Cevap vermiyordu...
~
Yamaç Nehir'in evine gelmişti.
Kapıyı vurduktan sonra Nehir kapıyı açmıştı.- Nehir : Yamaç ? Sen hastaneden çıktın mı ?
- Yamaç : çıktım çıktım... Seninle bir konu hakkında konuşmam lazım... Umut hakkında...
- Nehir : Umut burada.
- Yamaç : sen... Sen Umut'u aldın ve kimseye haber vermedin mi ?!
- Nehir : evet... Ne yapsaydım ? Cumali abin beni Çukur'dan kovdu. Sen hastanededeydin. Benim oğlumun yeri burası. Sen Çukur'da yoksan bende yokum...
- Yamaç : benim Çukur'da olmam veya olmamam bir şey değiştirmiyor. Orada Umut güvendeydi. Dışarda düşmanlarım var onun başına bir zarar gelirse kim hesap verecek ?
- Nehir : oğlumuz burada kalacak Yamaç.
- Yamaç : Kapıya güvenlik koyucam başka bir alternatif görmüyorum...
- Nehir : istemez. Ben böyle bir ortamda büyütmek istemiyorum...
- Yamaç : Nehir bak sinirlendirme beni. Sen herşeye razı olmuştun.
- Nehir : artık biz burada kalıyoruz. Oğlunu korumak istiyorsan kal. Sen koru !
- Yamaç : ya sabır !!!~
Efsun çatal ve bıçak seslerine uyanmıştı. Sofrada bekleye bekleye uyumuştu Efsun. Sesleri duyunca Yamaç zannetmişti. Akşam olmuştu, Efsun o kadar saat uyuya kalmıştı.
- Efsun : Yamaç ?
Sesler durmuştu. Efsun gözlerini açtıktan sonra karşısında Kulkan vardı. Efsun'un Yamaç için hazırladığı yemekleri yiyordu kendisi...
- Efsun : sen ne yapıyorsun ? Niye geldin sen yine ?
- Kulkan : hadi sende bir şeyler ye yemeklerini ısıttım. Bu arada ellerine sağlık çok güzel olmuş.
- Efsun : ben sonra yerim. Sana afiyet olsun...
- Kulkan : onunla yemek için bekliyorsan boşuna bekliyorsun bu akşam gelmeyecek...
- Efsun : ne demek o ?
- Kuljan : bir şeyler ye ben sana anlatacam. İlk önce bebeği ve kendini düşünmen lazım...Efsun yemek koyup sofraya oturmuştu.
- Kulkan : bak güzellim. Tamam seviyorsun onu anladık'ta sen olduğun durumun farkında mısın ?
- Efsun : ne demeye çalışıyorsun ? Hem seni ilgilendiren bir durum değil...
- Kulkan : diyorum ki emek veriyorsun ama üzülecek olan sensin...
- Efsun : seni çekemeyeceğim... Lütfen... Rica etsem, gider misin ?
- Kulkan : aşığın o kadında...
- Efsun : kimden bahsediyorsun ? Nehir mi ?
- Kulkan : evet onunla... İstersen git kontrol et. İnanmıyorsan... Veya kontrol etme. Sen bilirsin... Ben en azından sana olanları bildirdim... Ben seni bu gece o gösterdiğim çatıda bekleyeceğim. Gelirsen çok sevinirim.
- Efsun : beni orada boşuna bekleme. Çünkü gelmeyeceğim...
- Kulkan : göreceğiz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kendimden geçtim, senden asla...
RomanceBir kaç ay önce başladığım ve devamını yazmakta olduğum EfYam hikâyesi. Sevdiğim bir arkadaş sayesinde cesaretimi topladım ve sizinle paylaşıyorum. Kalemim iyi olmayabilir fakat bu hikayeye kalbimi koymaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz 🙏🌹🧚 ⭐ Her...