10 Haziran 2020
Gözlerim,hep seninle parlıyor. Yüzüm seninle gülüyor,kalbim seninle huzurlu Emre.Ömrüm seninle geçsin istiyorum,senin de kalbin benimle atsın o yüzün gözümün önünden hiç gitmesin istiyorum. Tek seni istiyorum Emre bu hayatta. Sen benim için o kadar ozelsin ki nolur başkasını sevme nolur sana yalvarıyorum. İşte bir sabah klasiği. Yine onunla konuşuyormuş gibi bin tane cümle kuruyorum kafamda. O benimleymis gibi,benimmiş gibi. Hepsi hayal biliyorum ama inanın kalbime söz geçiremiyorum. O beni öyle tamamlıyor ki size anlatamam. O her ne yaparsa yapsın gerçekten ben olsam ben de öyle yapardım. Yanından biri geciyor mesela ben olsam diyorum ben de bakmazdim hiç. Bir yakın arkadaşını görüyor ben görsem ben de öyle tepki verirdim diyorum. Ben olsam diyorum ben de öyle giyinirdim. Hep kendimle hayal ediyorum onu. Hep ben onun hayatındaymışım gibi olsun istiyorum. Açılmayı düşünmüyor musun diye soracak olursanız her gün saatlerce bunu düşünüyorum. Ama inanın bana olmuyor. Zaten onu görünce aklımda olan her şey uçup gidiyor. Abim onun yakın arkadaşı. Söylersem onun da haberi olur ve bu benim sonum olur biliyorum. Bazı şeyler o kadar kolay olmuyor.Keşke öğrense inanın bana en çok ben istiyorum öğrenmesini. Birden bire hayatıma bu kadar dahil olması,ve onun haberinin bile olmaması. Bana söylediği tek şey inanın bana gerçekten tek şey "Abine selam söyle"
Bunu söylerken bile beni dünyanın en mutlu insanı yapıyor. Hayatıma giren herkesten daha mutlu yapıyor. Yemin ederim farkında değil.Zaten farkında olmaması daha mükemmel yapıyor onu benim gözümde. Egolu hiç değil. Bu arada onu konuşmaktan unuttum sınava son on gün. Çalışıyorum evet ama yüz soruyu geçemiyorum. Örnek sorular çözüyorum. Çünkü sınavda çıkabilecek soruları temsil ediyor sonuç olarak. O yüzden şu anda en mantıklı şey bu. Tonguç izliyorum arada çok yüklenmiyorum kendime. Yüklenemiyorum aslında. İlk başta benim derslerimi etkilemez sandım,derse başlayınca odağımı bozmam sandım ama hayatımın her yerinde benimle beraber. Adım atarken bile onu düşünerek adım atıyorum. Bilse de bilmese de o benim hayatımın bir parçası. En büyük parçası. Kuzenim geldi bugün bize küçük kuzenim -dokuz yaşında-Ve onunla odamdayken pencereyi açtım. Ve konuşurken hep oraya baktım. Kıza nadiren bakıyordum. Nereye bakıyorum diye merak edip o da benimle izlemeye başladı dışarıyı.
-Neden dışarıyı bu kadar çok izliyorsun Deniz abla?
-Çünkü dışarıyı izlemek bana huzur veriyor,insanları izlemeyi dışarıda ne olup bittiği,gökyüzü(gök onun yüzünde aslında )bana huzur veriyor işte,mutlu oluyorum.
-Anladım. Ben de izleyeyim o zaman dışarıyı.
Beraber dışarıyı izlemeye başladık. Onunla izlerken birden Emre ve kardeşi geçti ordan ben de şşş diye bağırdım. Bakmadı ama. Yani duymadı.
-Kimdi o niye bağırdın?
-Arkadaşım.
-Ama bakmadı.
-Duymadı,bakmadı değil duymadı.
Ve o gün g kuzenim gece dokuz ona kadar bizdeydi ve gerçekten en az altı saatim pencerenin önünde geçti. Gelirken,giderken hep onu izledim. Bu arada dükkanı kapatma saatlerini ve kimin kapattığını da yazıyorum. Evet belki de size göre bu bir delilik. Aslında size göre de değil gerçekten bu bir delilik. Ama aşk delirmek değil mi zaten. Aşık insan normal olamaz ki elinde değildir. Ben de normal değildim zaten. Abartıyorum belki yaptıklarımla ama elimde değil onu görmeden yapamıyorum onunla değilim belki ama onsuz da değilim. O hep burda. Yani kalbimde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakınken Uzak
ChickLit8. Sınıfa gidip,Platonik olan bir genç kızın hikayesi. Bu kitabı okurken kendinizi bulacaksınız.Kitaptaki karakter Deniz bir gün ansızın aşkın kapısını çaldığını anlar. Anlaması biraz zamanını alır ve Emre, Deniz farkında olmadan artık onun hayatını...