Sabah uyandığımda bilin bakalım noldu. Tahmin edin bir nolur. Çok zor değil bak. Hemen bulcaksınız hemen. Evet doğru tahmin. Boğuluyorum!!!!!!
Bazen şu çocuğu uykusunda öldürmek istiyorum. Yet-her!!!!!
Uyuma kursları açılsın yemin ederim gidip kendim yazdırcam şu gerizekalıyı.
Alvini üstümden zar zor attığımda öksürerek ayağa kalktım.
Dün geceye gelicek olursak...
Yine kazanan benim tabi ki... Bir süre sonra "korkuyorum" dediğimde özür dileyerek uyuya kalmıştı. Demek ki tahrik olan alvinde durdurulabiliyormuş.
Dolaptan alvinin olduğunu düşündüğüm bir eşofman la tişörtü giydikten sonra aşağıya indim. Burak kanepeye oturmuş telefonuyla ilgileniyordu. Beni fark ettiğinde "günaydın yengelerin bitanesi" diyerek yavru kedi bakışları atmaya başlamıştı. O kadar masum gözüküyordu ki ilk defa onu böyle görüyordum galiba. Alvin, barış yada borayı daha önce bir çok kez görmüştüm. Özellikle alvin bütün gece içip sabah ayılamadığında fazla bir masum oluyordu.
+Hayırdır burakcım bir şey mi istiyceksin?
-Öyle demeyelimde tabi yardım eder misin diye soracaktım?
+Sor o zaman
-Dünyanın en güzel yengesi bana yardım eder misin?
+Hangi konuda?
"Bir kız var..." diye başlamıştı ki telefonu çalmaya başladı. Cebinden çıkarıp kimin aradığına baktığında surat ifadesi saniyesine değişti.
+Kim?
-Sanırım dün aradığım numara
Kahkaha atmamak için dudaklarımı birbirine bastırırken zar zor "açsana" diyebilmiştim. Telefonu açarak kulağına götürdüğünde burağın dibine girerek ne konuştuklarını dinlemeye başladım.
-Evet?
-Dün gece çok bekledim
-Anlamadım efendim pardon
-Dün gece diyorum evladım. Viskileri hazırla geliyorum dedin. Hazırladım ama gelmedin.
-Şey yanlış oldu galiba
-Oh ne güzel. Ayılınca hemen yanlış oldu galiba.
-Neyden bahsettiğinizi anlamıyorum efendim
-İşine gelmeyince anlamazsın tabi
-Neyse efendim iyi günler size.
Burak telefonu kapattığında yarım saattir tuttuğum kahkahalarımı serbest bıraktım. O kadar sesli gülüyordum ki bütün ev inlemişti resmen. Bir de konuşurken ki burağın surat ifadesi ve o kibar tavırları aklıma geldikçe daha çok gülüyordum.
-Masal gülme ya
+Ahahahhahahaha ta-tamam ahahhaha
Gözlerini devirip dışarıyı izlemeye başladığında kahkahalarımı kontrol altına almaya çalışıyordum ama bu sanki dünyanın en zor işiymiş gibi geliyordu.
" Noluyor burada?" diye soran sese döndüğümde kahkahalarımın yerini kuru bir tebessüm almıştı. Bir insan yeni uykudan uyanmışken, uykulu uykulu nasıl bu kadar tatlı olabilirdi ki?
+Hiç
-Peki. Hazırlanda çıkalım. Dışarda kahvaltı yaparız sonrada babamın yanına giderim mesaj atmış
+Ne diye mesaj atmış?
-Bugün işin yoksa yanıma uğrar mısın?
+Hıı. Tamam beş dakikaya hazırlanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız Masalı
RomanceHerşey bu kadar zormu olmalıydı onun için? Herkes gibi sıradan rahat bir hayatı olması niye bu kadar zordu? Zaten hayatın en acı yüzünü doğduğu gün öğrenmişti. Annesi doğumdan bir kaç saat sonra ölmüş, babası ise doğduğunda bir kere bile görmeye gel...