18: yaşayan ölü

831 92 22
                                    

Geceye doğru uyanabilmiștim anca. Ağlamaktan başım çatlıyordu resmen. En son hatırladığım şey ise abimin beni sakinleștirmeye çalıșmasıydı ve ağlarken de uyumamdı. Yatağın üzerine oturduğumda elim kalbime gitti, hiç atmadığı kadar hızlıydı ve nefesim kesiliyordu. Ayağa kalktığımda odadan çıktım, yürürken zorlanıyordum. Bu yüzden yavaş adımlarla mutfağa girmiştim. Taeyong mutfakta bilgisayarından bir şeylere bakıyordu.

"İyi misin biraz daha?"

Hayır anlamında başımı salladım sadece. Taeyong "Arin ve Doyoung geldi. Sen uyuyordun."dedi. Başımı sallamıştım yeniden, tek kelime bile konuşacak gücüm kalmamıştı.

"Annem tüm gün başında bekledi. Sonra gitmesini istedim ben. Üzülürse hastalığı artıyor biliyorsun."

"B-biliyorum."

"Sana söylediğimi hatırlıyorsun değil mi? Fazla kapılma ona, üzülen taraf olursun demiştim."

Bilgisayarın kapağını kapattığında ayağa kalkıp bana yaklaştı. Saçlarımı öpmüştü uzun uzun. "Ağlama ben dayanamıyorum hiç."

Uyumak için odaya döndüğümde kapımı kapatacaktı ki beraber uyumak istediğimi söylemiştim. Eski günlerdeki gibi beni korumasını istiyordum, düştüğüm zaman beni kaldırmasını istiyordum. Yanıma yattığında "Sen gidecek misin?"diye sormuştum.

"Nereye?"

"Planınızı mahvettim. Ten abi-"

"O söyledi kalmamızı."

Gülümsediğimde o da konuşmaya devam etmişti. "Minjoon'a niye o kadar bağırıyordun?"

"Bana yaklaşınca çok korkuyorum. Onunla temas etmekten."

Işık kapalı olmasına rağmen yüz ifadesini tahmin edebiliyordum ama konuyu değiştirmiştim. "Jaehyun'u arasam açar mı?"

"Aradım ben. Telefonu kapalı."

Başımı salladığımda Taeyong derin bir nefes aldı. Yine aynı şeyi söylemişti. "Ona bu kadar kapılma demiştim. Hatırlıyor musun?"

"Dönecek mi sence?"

"Umutlandırmak istemiyorum, üzülen sen olma diye."

Gülümsemiştim, "Dönmeyecek değil mi? Ten yapsaydı sana bunu? Ne yapardın?"

Biraz düşünmüştü. "Kırılırdım tabii. Ama dönerse hesap da sorardım, barışır mıydım bunu bilemiyorum işte."

"Jaehyun'a karşı koyamıyorum. En iyi sen biliyorsun bunu."

"Neden peki? Bunu hiçbir zaman konuşmadın benimle."

"O beni kurtardı. Minjoon'dan."

Taeyong "Sana bir şey mi yaptı o?"diye sorduğunda hayır anlamında başımı salladım. Bu konu açılınca nefesim kesiliyor gibi hissediyordum ama her şeye rağmen derin bir nefes alıp cevap verdim. "Yapacaktı."

"Ve sen bana söylemedin. Bu saklanacak bir şey değil." Sesi sinirli gelmeye başladığında arkamı döndüm.

"Uyuyacağım ben. İyi geceler."

Ayağa kalktığında saçlarımı okşayıp öpmüştü. Babamın olmadığı zamanlar baba olmuştu o bana, annemin olmadığı zamanlar ise anne olmuştu. Taeyong'un yeri benim için her zaman ayrıydı, herkesten bir adım öndeydi.

Kapı kapandığında ise tüm gece yorganın altında ağlamıştım. Telefonuma baktığımda ise Minjoon'a bir sürü mesaj vardı. Kendimi üzmememi, Jaehyun'un her zaman böyle olduğunu yazıp durmuştu. Mesajları görmüştüm sadece. Cevap verirsem eğer ona döneceğimi düşünebilirdi. Onun bana yaşattıklarına rağmen hâlâ böyle rahat bir şekilde yazabilmesine de şaşırıyordum. Taeyong'un dediği gibi bugünü unutmaya çalışacaktım ve sonra da zaten yorgunluktan yeniden  uyumuştum..

🌸

Sabah olduğunda Taeyong ve Ten'in gülme seslerine uyanmıştım. Kanepeye oturup telefonumu kontrol ettim, Jaehyun'dan hiçbir haber yoktu ama Arin bir sürü mesaj atmıştı. Okula beraber gidebileceğimizi yazmıştı. Arayıp bugünlük gelmeyeceğimi söylemiştim. O da akşam uğrayacağını söylemişti bana. Ayağa kalkıp dışarıya çıktığımda mutfağa girmiştim. Kahvaltı hazırlarken telefondan bir şeyler izliyorlardı ve bayağı da eğleniyor gibilerdi.

"Yüzünü yıka da gel hadi."

Ten abinin sesini duyduğumda gözlerimi ekrandan çekip başımı salladım. Banyoya girip aynada bir süre kendine bakmıştım. Ağlamaktan gözlerim öyle bir kızarmıştı ki tanınmayacak haldeydim. Hepsi Jung Jaehyun denen herifin yüzündendi. Musluğu açıp avcuma dolan suyu yüzüme çarpmıştım. Yeniden mutfağa girdiğimde ise abim bana baktı. Sandalyeye oturmuştum.

"Okula gitmem gerek, Ten ile oturur musunuz siz?"

Başımı salladığımda biraz bir şeylerden yemeye başlamıştım.

"Sen gece uyuyabildin mi?"

Abim bunu sorduğunda da hayır anlamında başımı sallamıştım bu kez de, "O olmadan hiç uyuyamıyorum."

Taeyong elleriyle saçlarını karıştırdı. "Yapmamı istediğin bir şey var mı?"

Yapabilecekleri pek bir de yoktu düşününce.  Ten abi "Biz hallederiz sen geç kalma."demişti. Gittiğinde biz kahvaltıya devam etmiştik. Ten abi bana baktığında "Okula gidecek misin?"diye sormuştu. Hayır anlamında başımı salladığımda ona karşılık olarak "Sen niye gitmedin?"demiştim.

"Taeyong ile birkaç dersimiz ayrı. Onlardan birine gitti şimdi."

"Siz gidecek misiniz? Yurt dışına?"

"Bu sene geçti artık. Seneye olursa."

"Benim yüzümden.."

Gözlerim dolduğu anda Ten abi "Senin yüzünden değil. İkimizin de gidesi yoktu zaten."dedi. Yalan söyleyemiyordu çünkü o gün bize söylediklerinde ikisinin de heyecanı yüzlerinden okunuyordu.

"Aileni özlüyor musun?"

Onun ailesi Tayland'a geri dönmüştü, o da Taeyong için burada kalmıştı ve en önemlisi mutlulardı. Başını salladığında "Ama burası da ailem gibi. Annenin benimkinden bir farkı yok. Sen de küçük kız kardeş gibisin."dedi gülümseyerek. Mutfağı toplarken "Beni dinliyorsun sürekli. Bunu seviyorum. Taeyong bazen çekilmez olabiliyor."dedim.

"Taeyong senin için endişeli. Jaehyun konusunda da böyleydi."

"Ona neden güvenmediniz?"

"Jaehyun mu? Jaehyun sana verdiği sözleri tuttu mu? En basit de olsa birini söyle."

Düşünmüştüm ama bulamamıştım. Onun sevgisini hissetmiştim sadece. "Minjoon'a kurtardı beni."

"Senin için önemli olan da bu değil miydi?"

"Evet ama Jaehyun ile olmam da önemliydi."

Biz sadece hayal kurmuştuk bu zamana kadar ama bu hayallerin hiçbirisi gerçek olmayacak kadar uzak olduğunu daha yeni anlayabilmiștim. Beni yaşayan bir ölü yaptığını yavaş yavaş hissetmeye başlamıştım, sevdiklerim yanımdaydı fakat o yoksa hayatın benim için hiçbir anlamı da yoktu...


selaaamm!! jaehyunsuz bölümler nasıl ilerliyor özlediniz mi onu? ona göre ficin gidişatını ayarlayacağım, yorumlarda belirtin lütfeeen🥺🥺 sizleri çok seviyoruuuum💖💖💖💖💖

feel something | jung jaehyun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin