0.4

50 6 76
                                    

Merhabalar tekrardan

5. Bölüme geldik bile

Hadi geçelimm

_-_-_

İsmini Hande olarak öğrendiğim kız daha temin konuştuğum kızmış. Hızlıca yanına koştuğumda araba vurup kaçmıştı. Hande yerde kanlar içerisinde yatarken biryerlerinin kırılma ihtimaline karşı çok fazla hareket ettirmedik. "Bulut.." Pelin yanıma yaklaşıp elimi tuttu. Hızla geri çektim.

"Bitti tamam mı bitti !" diye bağırdığımda herkes bize bakıyordu. Umursamadım. "Kim o Pelin kim o herif !?" sesimin şiddeti geçtikçe yükseliyordu. Pelin'in daha fazla tutamadığı göz yaşları arasında gözlerimi kapattım ve sakince nefes aldım. "Bana sadece beden aldattığını söyle" bu sözüm o kada yumuşak çıkmıştı ki yüzüne koyduğu ellerini çekip bana baktı.

"Özür dilerim" dudaklarından tek bu kelimeler çıkmıştı. "Bravo gerçekten bravo" dediğimde kaldırımdan kalktım ve gelen polis ekiplerinin yanına gittim. "Kamera kayıtlarına bakamaz mısınız?" dediğimde polis bana kısa bir süre baktı ve elindeki cihaza geri döndü.

"Öyle yapıyoruz delikanlı. Bu kızı nereden tanıyorsun?" dediğinde kaşlarımı çattım.

"Kızı tanımıyorum. Bankta sadece küçük bir sohbet ettik o kadar" dediğimde polis başını 'tamam' anlamında salladı ve aracına binerek ayrıldı.

+++

Uyandığımda boş tavana bakıyordum. Neredeydim ben? Hafifçe kıpırdamaya çalıştım fakat kemiklerimdeki ağrı o kadar fazlaydı ki... Gözlerimi birkaç kez buğusunun düzelmesi için kırptım.

Boynumda boyunluk, kolumda alçı ve serum vardı. Etrafa bakındığımda kimse yoktu. Sağlam kolumdan yardım alarak doğrulmaya çalışsamda kaburgalarımdaki ağrı buna engel oldu. En son ne olmuştu?

Tabii doğru ya! Koşarak yurttan çıkmıştum ve gelen araba yavaşlayamamış ve bana çarpmıştı. Gerisini hatırlayamıyordum. İçimdeki ağlama dürtüsünü yok etmeye çalışsam da başaramamıştım.

Gözlerimi kapattım ve yaşların süzülmesine izin verdim. Her sessiz hıçkırıkta kemiklerim değil kalbim sızlıyordu. Kapının yavaşça açılmasıyla birinin geldiğini anladım ve gözlerimi açtım. Açtığımda karşımda Bulut'u görünce şaşırmıştım.

"Senin burda ne işin var" diyebildim kısık sesimle. Parmaklarını yüzüme uzattı ve ıslak olan yanaklarımı sildi. "İyi misin?" dediğinde başımı doğru olmasa da evet anlamında salladım.

"O zaman neden ağladığını sorabilir miyim?" dediğinde başımı bu kez 'hayır' anlamında salladım. "Peki o zaman ben kendimi tanıtıyım. Ben Bulut sende sanırım Hande'sin" dediğinde gözlerim açıldı. İsmimi nerden öğrenmişti bu herif?

"İsmim.." boğazımın kuruluğu konuşmamı engelliyordu. "Bir dakika doktorları çağırıyım" dediğinde odadan hızla çıktı. Yan komidinde duran telefonu sağlam olan yani sağ elimle aldım ve tuş kilidini açtım. Sadece İnstagram'dan birkaç mesaj gelmişti. Onun haricinde başka bir mesaj ya da arama yoktu.

Şaşırmamıştım. Odaya doktorla birlikte geldiğinde her şeyin daha iyi olması için yalvardım...

1 Ay Sonra

Anka Kuşum / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin