Ben kimim aslında? Bu yorgun ve acılarla dolu bedene hapsolmuş mutsuz bir ruh mu yoksa hayatı sorgulayan kimine göre ergen kimine göre olgun bir insan mı?
Ben nasıl biriyim bilmem ama insanların bu acılarla dolu bedenime vermiş oldukları isim Poyrazdı.
İsmim yansıtırdı aslında beni soğuk,serin ve sert...
Peki böyle olmayı gerçekten ben mi istemiştim? Yoksa yaşadıklarım mı beni bu hâle getirmişti?
İstemedim...
Ama hayatındaki herkesten darbe yemiş bi insandan ne beklenebilirdi ki kendi hâline yaşamaya çalışan bi erkek çocuğuydum yapabilicek pek de bişeyim yoktu..
Belki de aşık olursam,birini seversem değişirim diye düşündüm ,en sonunda sevmeye karar verdim..
Ama zor geldi. Sorun bendedir belki bilmiyorum ama seversem kaybederim diye hep korkarım bu bedene hapsolmuş ruhum kaybetmekten korkar sevdiğini..
Ah be ruh korkma sevdiğini kaybetmekten ne de olsa korkularımızla yüzleştirir bizi hayat,eğer korkarsan kaybedersin.
Peki madem bu kadar korkuyorum bu sevgi ne demek,aşık olmak ne demekti? Sadece bir kalıba sığar mıydı bu kelime yoksa içinde birsürü kavramı barındırır mıydı? Nasıl aşık olunurdu? Nasıl bi kişiyi kendinden daha çok sevebilirdi insan? Bu soruların cevabı bende yoktu. En önemlisi bana aşkı kim öğretecekti? Aşkı ruhu olmayan bedenlerden duyduklarımla,dizilerden ve filmlerden gördüklerimle öğrenebilir miydim yoksa aşkı birlikte öğrenebilceğimiz birine mi ihtiyacımız vardı?..