1-)

85 15 12
                                    

Bu hikayenin bütün hakları "Hotel Transylvania" film ekibi ve yönetmen Genndy Tartakovsky'ye aittir. Ben sadece bunu yazıya geçirmiş ve karakterleri değiştirmişimdir. Bu kitabın orijinal filmi: "Otel Transilvanya" ya da "Hotel Transylvania" dır.


Yıl 1895

Küçük ahşap ev, kenarında ağaçlarla karşılıyordu bizi. Demir kapı, etrafındaki kısa boylu sütunlarla bu evin etrafını sarmıştı. Gece olmalı ki, hava çok karanlıktı. Göz gözü görmeyeceği bir zamanda ay ışıl ışıl parlıyordu. Evin etrafında sis vardı. Hiç ses duyulmuyordu.

Siyah bir kuş, evin en üst katındaki balkonun kenarına kondu. Kuş diğer kuşlara pek benzemiyordu. Kanatları siyah renkteydi, derisinin arasındaki ince kemikler boynunun omuz girintisine kadar uzanıyordu. Kulakları yukarı doğru kalkmış, uç tarafları sivri bir hal almıştı. Gözleri küçük yüzüne oranla eşit büyüklükteydi, siyahtılar onlar da. Küçücük burnunun altında sivri dişlerle ağzı gözüküyordu. Bacakları gözükmüyordu kuşun, ayakları vardı. Ayakları küçük ve perdeliydi, kanatları vücuduna yapışık olduğu için alt kanatlar ayağının arkasına denk geliyordu.

(YN: Sırf burayı anlatayım diye değişik değişik yarasa resimlerine baktım ve bazıları çok kötüydü, midem bulandı :(

İnsanlar, bu kuş türüne "yarasa" diyorlardı.

İnsanlar, bu hayvanlardan korkuyorlardı.

Yarasa bir anda yeşil bir tozla insan bedenine dönüştü. Siyah pelerinli bu insan, uzun boyluydu, beyaz tenliydi. Siyah pelerinin boyun tarafı havaya kalkmış, ucu sivrileşmişti, aynı yarasa halindeyken kulaklarının aldığı şekil gibi. Tahta kapıyı açtı ama ne eliyle ne de başka bir şekilde. Kendiliğinden açılmıştı kapı.

Odanın içinde mor renkte beşik vardı. Beşiğin etrafı beyaz perdelerle kapatılmıştı. Adam, oraya doğru yaklaştı. Yüzü görünmüyordu ama gölgesi gözüküyordu. Gölge beşiğin üstüne düşüp de adamın parmakları sivrileşince, adam değişik bir gülümsemeyle beşiğin içine baktı, ellerini oraya doğru uzatmıştı. Sonra bir anda, beşiğin içine kafasını sokup "Ce-e!" diye küçük sesle bağırdı.

Beşiğin içinde bir erkek bebek vardı, siyah saçlı ve mavi gözlüydü, sadece bez takıyordu. Babasının bağırmasıyla korkup ağlamaya başladı, dişi yoktu daha.

 Babasının bağırmasıyla korkup ağlamaya başladı, dişi yoktu daha

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Bunu erkek olarak düşünün ndsnds)

Ona çok benzeyen babası, bebeği ağladığı için hemen onu kucağına aldı. "Yok, yok, yok. Seni ürkütmek istemedim, küçük bebeğim." Ona bakarak gülümsedi, bebeği susarak ona baktı. "Uyusun da büyüsün vampircik, kuşun başını yolsun babacık." Bebek, burnunu sıkarak kahkaha attı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 18, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

OTEL TRANSİLVANYA / TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin