Mistake

489 25 17
                                    

Yanan ateşin önünde birbirimizi görecek şekilde oturuyorduk. Bu fikrin hangi aptaldan çıktığını bilmiyordum. Oylama sonucu oynayacağımız oyun seçilmişti. Doğruluk ve cesaretlik!!
Evet başka ne olabilirdi ki. Sıradaki neydi? Korku hikayeleri?

Şu an ilgimi hiçbir şey çekmiyordu. Karşımda ikide bir şapkasını düzelten çocuk hariç. Siyah saçları şapkasının altından taşıyordu. Uzun parmaklarıyla içeri sokmaya çalışıp duruyordu. Gözleri bir ara dalmıştı. Bu yüzden ağzı aralanmıştı. Şu anda gözümde bir kediden farksızdı. Ona baktığımı hissedip bana kaldırdı bakışlarını. Kahverengi derin gözlere baktıkça içime işlediğini hissediyordum. Birbirimizden bakışlarımızı çekmedik. Sanki ikimiz de birbirimizde bir şey arıyorduk.

Ellerini çırpan Namjoon'la ilk gözünü çeken Yoongi idi. Ben de onu takip edip konuşmaya hazırlanan Namjoon'a baktım. Yanındaki Jin destek verircesine bacaklarını sıktı. Neler oluyordu? Alt tarafı oyun oynayacağız. Sanki başkanlık seçimlerine hazırlanıyor. Namjoon konuşmaya devam ettikçe olayın farklı olduğunu anladım.

"Çocuklar oyuna başlamadan önce hazır yakın arkadaşlarımız buradayken size söylemek istediklerim yani istediklerimiz var. Çoğunuz belki bunu farketti ama yine de açıklığa kavuşturalım. Ben ve Jin sevgiliyiz." Ortamda artan alkışlarla ben de alkış yapıp tebrik ettim. Gözlerimi karşıma dikince şapkalının gözlerini devirdiğini gördüm. Kıkırdayıp başımı eğdim. Kaldırdığımda kaşlarını çatarak bana bakıyordu. Bir şey yok dercesine omuz silktim.

O da farkındaydı.

Burada ki hiçkimsenin birbiriyle gerçekten arkadaş olmadığını.

Herkesin çıkar ilişkisi içerisinde olduğunu.

Benim gibi o da farkındaydı.

Öne eğilip kulağıma fısıldayan sesle gözlerimi şapkalıdan çektim.

"Dostum burası çok sıkıcı. Ne yapsak gitsek mi? Sevgilim de sıkıldı." Deyip Jungkook'u işaret etti. Jungkook ona baktığımı farkedince bana dönüp sevimlice gülümseyip elini salladı. Ben de samimi olduğunu düşündüğüm gülüşle karşılık verdim. Ağzımı araladım bir şey demek için ama ortamda konuşan sesle kapattım tekrar.

"Evet çocuklar oyuna başlayalım. Ama açıkçası eminim ki klasik doğruluk ve cesaretlik oynarsak herkes sıkılacak. Diyorum ki biraz eğlenceli hale getirelim." Sinsice sırıtan Hyunjin'e herkes kaşlarını çatıp sarı uzun saçlının konuşmasını bekledi.

"Eğer size sorulan soruyu cevaplamak istemiyorsanız shot atacaksınız. Ama sadece üç shot hakkınız var. Yani zekice davranmalısınız. Ayrıca kimsenin sarhoş olup oyunu bozmasını istemiyorum. Ve tek bir kural var; isteyen istediğini sorar. Soru kısıtlaması yok. Yani soruyu red etme şansınız yok. Ve bu bir shot atma oyunu olduğu için doğruluk mu cesaretlik mi diye sorulmayacak. Dediğim gibi soruyu soran kişi istediğini soracak. " Herkes memnun şekilde başını salladı. Belli ki kimsenin ortaya çıkaracak kirli çamaşırları yoktu(!)

"Pekala baslayalım." Hwasa elinde tuttuğu boş içki şişesini masaya koyup hızla çevirdi. Soru kısmı Namjoon'a gelirken cevap kısmı Taehyung'a gelmişti. Namjoon gelen fırsatla sinsice gülümsedi. Jimin bir an içinde kötü hissin belirdiğini farketti. Nedense bu oyunun güzel bitmeyeceğini düşündü.

Camp✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin