Sam ve Dean köprüden bakmaya devam ederlerken rüzgar hızlanmıştı. Sam başını kaldırıp gülümsedi ve yola baktı. "Dean. Sanırım bir misafirin var." Dean kaşlarını çattı ve başını kaldırıp Sam'in baktığı yere baktı. Ufak bir siluetti sadece. Ve onlara ilerlemiyordu. Ama Dean de Sam de onun kim olduğunu biliyorlardı. Dean kardeşinin omzuna vurup "Hadi gidip üçüncü tekerimizi alalım." dedi. Sam gülüp "Sanırım artık üçüncü teker ben olacağım Dean." dedi.
Dean gülümsemesini silmeden sessiz kaldı. İkisi de arabaya binip Bobby'nin evine doğru sürdüler. Onlar yaklaştıkça her şey netleşiyordu. Evin önüne vardıklarında Dean arabayı kapatmadan indi. Sam gülümseyip yavaşça inerken Dean onları bekleyen meleği kollarına almıştı bile. Cas hafifçe gülümseyip "Sizi burada görmek çok güzel." dedi. Dean başını sallayıp "Seni de görmek güzel. Ha bu arada..." dedi ve ellerini meleğin beline indirip kendine çekti. "Sakın bir daha bana aşık olduğunu söyleyip öleyim deme."
Cas gözlerini kırpıştırıp "Özür dilerim?" dedi. Dean gülümseyip "Kabul edildi." dedi ve meleğe doğru eğilip onu öptü. Cas bu temasla irkilip kollarını Dean'in boynuna doladı. İkisi de öpüşürken Sam Bobby'nin yanına gitti. "Aww. Çok tatlılar." Bobby gülüp birasından bir yudum daha aldı. "Cas'in cennette olduğunu söylediğimdeki yüz ifadesini görmeliydin." Sam başını salladı. "Tahmin edebiliyorum."
Cas ve Dean nihayet dudaklarını ayırdıklarında Dean burnunu Cas'inkine sürtüp "Ben de seni seviyorum." dedi. "O an söyleyemediğim için özür dikerim. Daha önce söyleyemediğim için özür dilerim. Seni üzdüğüm her an için ö-" Cas onu bir daha öpünce Sam gözlerini kaçırıp "Tamam iğrenç olmaya başladı. Biralar nerede?" dedi ve Bobby'nin gösterdiği yere ilerledi.
Cas ondan ayrılıp "Özür dilemene gerek yok Dean." dedi. Dean başını iki yana sallayıp "Hayır var. Sana yaptığım her şey aklıma geliyor ve... senin bütün bunlara rağmen beni sevmeye devam etmiş olman..." dedi. Cas sessizce "Vazgeçmeye çalıştığım anlar da oldu ama..." dedi. Dean hangi anlardan bahsettiğini gayet iyi biliyordu. Yeşil gözlü derin bir nefes alıp "Ama artık iyiyiz değil mi? Yanımda kalacaksın? Bir daha cennette işim var, yaşlı bir sonsuz boşlukla anlaşma yaptım demeyeceksin." dedi. Cas güldü. "Yanında kalacağım. Söz."
***
Mary ve John tabakları masaya yerleştirirken Dean masada tam karşında oturan kişiye bakıyordu. "Nasıl?" Crowley sıkıntıyla inleyip "Kaç kere daha anlatmam gerek sincap?" dedi. Dean ellerini kaldırıp "Pardon. Sadece Cehennemin Kralının cennette ne işi olduğunu düşünüyordum." dedi. Crowley gözlerini devirip "Jack Cas'i alırken beni de aldı." dedi. Cas başını salladı. "Evet. Hem artık iblis olması sorun değil. Jack iblis ya da melek ya da insan ya da canavar ayırmadan yaptığı iyilikler ve kötülüklere göre cennete ya da cehenneme alıyor."
Dean hemen ona döndü. "Ne yani artık Araf ve Boşluk yok mu?" Cas "Hala varlar." dedi. "Ama hapishane olarak daha çok. Leviathanlar hala Arafta. Cehennemin Savaşçıları ve Prensleri de Boşlukta. Lucifer da." Sam Mary'ye yardım edip yemekleri tabaklara koyarken "Yani balayına Araf'a gidebilirsiniz." dedi. Dean tek kaşını kaldırıp "Sen de bir köpeğe mi vuracaksın?" dedi. Sam başını yana eğip ağabeyine bakarken Crowley gülüyordu.
John "Tamam konuyu değiştirin hadi. Eski mevzuları açmak için Cennet'te değiliz." dedi. Mary başını sallayıp "Evet. Babanız haklı." dedi. Dean gözlerini devirip "Ee. Başka kimler Cennet'e gelebildi." dedi sevgilisine dönüp. Cas omzunu silkti. "Pek çok kişi. Balthazar, Hannah, Meg-" Dean onu durdurup "Ne?" dedi.
John başını sallayıp "Evet. Burada. Az ötede oturuyor ve her gece en yüksek sesle müzik dinliyor." dedi tiksintiyle. Bobby başını sallayıp Crowley'e baktı. "Evet ya. Bizim evden de duyuluyor." Cas "John. Bobby. Meg'le konuştum. Artık yapmıyor işte." dedi. Dean aniden "Ha bir de konuşuyorsunuz?" diyince Cas kaşlarını çatıp gülümsedi. "Tabi ki de Dean. O benim arkadaşım." Dean gülüp "Tabi. Her arkadaşını öpüyor musun?" dedi. Cas "Hayır." dedi sakince. "Ama sanırım en yardıma muhtaç olduğum anda yanımda olan tek arkadaşım için ayrıcalık yaptığımı düşünebilirsin."
