kai
"OHA!"
haruto'nun kalın sesiyle bizi sağır edecek şekilde bağırmasının ardından sinirle gözlerimi kısarak ona döndüm. cidden o boş boğaz gerekli gereksiz her şeye bağırıyordu ve lütfen, benim kulağımın bir zarı vardı.
"yine ne oldu ruto?" sesimdeki bıkkın ton o kadar baskındı ki heyecanla aydınlanan yüzünün hafifçe sönüşünü görmüştüm. bu kalbimin sızlamasına sebep olurken derin bir nefes aldım ve oturduğum koltuktan kalkarak haruto'nun oturduğu tekli koltuğun kenarına yerleştim.
"ee, nedir bu seni bu kadar heyecanlandıran?"
daha sakin çıkan sesim hafifçe tebessüm etmesine sebep olmuştu ve hevesle telefonunu açtı. "bak, junkyu bana istek atmış!"
kaşlarımı çattım ve kendimi düşünmeye zorladım, aklıma gelen şeyle gözlerim kocaman oldu. "iyi de junkyu senin hoşlandığın çocuk değil miydi?" sevgili arkadaşımın suratındaki aptal ifade daha da büyüdü ve ukala bir sesle konuştu. "cazibem herkesi etkisi altına alıyor işte."
cümlesi biter bitmez karşı koltuktaki taehyun'dan bir minder yemişti. hiç beklemediği suratından okunurken klasik yunus gülüşümle kendimi yere attım. tanrım, cidden çok komik görünüyordu. taehyun da öyle düşünüyor olmalı ki dizlerini kendine çekerek kahkaha attı. "moralin bozuk diye geldik, benden daha mutlusun şu an."
haklı yakarışı aklıma soobin'le olan konuşmamızı getirirken kalbimdeki sızıya ve boğazımdaki yumruya engel olamadım. onunla sadece konuşmak bile günümü katlanılabilir hale getirirken bana resmen bir süre konuşmayalım demişti. aslında bunu tahmin etmeliydim. sevdiği bir sevgilisi ve güzel bir ilişkisi vardı. ben ise onların en ufak kavgalarında aralarına girmiş ve soobin'i öpmüştüm, kendimi iğrenç biri gibi hissediyordum.
"haruto, boş konuşmana sıçayım senin."
taehyun haruto'yu iteklemiş ve güçlü kollarını bana dolamıştı. şaşkınlığını üzerinden atan haruto da ayaklanıp ve sarılışımıza katıldığında kendimi sevgi topu gibi hissetmiştim. zorlanarak da olsa ben de kollarımı onlara dolamış ve boğulmamayı ummaya başlamıştım.
sevgi dolu geçen birkaç dakikanın ardından hepimiz aceleyle birbirimizden ayrılmış ve odanın ayrı noktalarına uçmuştuk. bu aşk seansı bize önümüzdeki on yıl yeterdi. "taehyun sana da bir daha sarılırsam ne olayım, o kol kasları ne anasını satayım."
haruto kendini yere atmış omzunu ovarken sırıttım ve poposuna atabildiğim en sert tekmeyi attım. çığlık atarak ayağa kalktığında çoktan koşmaya başlamıştım bile. yerlerdeki abur cubur paketlerinin üzerinden atlayarak dış kapıya ulaştığımda biraz olsun mutluydum.
arkadaşlarım bana iyi geliyordu ve.. soobin'i bugünlük unutsam bir şey kaybetmezdim.
---
ŞİMDİ OKUDUĞUN
boyfriend, sookai ✓
Fanfictionhueningkai ve beomgyu, hoşlandıkları çocukların birbirleriyle sevgili olduklarını öğrenince onları ayırmak isterler. texting ©rozeixs | 23.09.20 - 02.01.21