Eyyoo madafaka sonunda ben geldim ehehe. Tehtid ettiler beni yb at diye korktum ben de geldim 🤭
Kapının hızlı ve sert bir şekilde çalması ile Kyungsoo karanlık odada kumral olanı uyur vaziyette bırakıp yavaşça aşağı inerken, bir eli ile dağılmış saçlarını karıştırdı. Sabahın bu saatinde hangi sikik onu uyandırmaya cüret edebilirdi? Min Ji olmasa iyi olurdu. Oysa ölecekti çünkü.
Adımlarını hızlandırarak üzerindeki siyah eşofman altını düzeltti ve tişörtünü çekiştirerek kapıyı açtı. Gördüğü kişi ile hafif sinirle bir nefes verirken nazik olmaya özen göstererek sinirini yok saydı ve sordu.
"Size de günaydın bayan Kim. Buyrun ?"
Yan komşuları olan otuzlu yaşlarındaki güzel kadın çekingence Kyungsoo'nun yüzüne baktı birkaç saniye ve kucağındaki çocuğu hafifçe sallayarak utançla konuşmaya başladı.
"Şey, Kyungsoo sizi rahatsız etmek istemezdim, özür dilerim ama bir ricam olacaktı."
Hala utançla esmer olanın yüzüne bakmaya devam ederken Kyungsoo 'devam et' dercesine tek kaşını kaldırdığında ekledi güzel kadın.
"Oğlum... bakıcısı işten ayrılmak zorunda kaldı ve benim işe gitmem gerekiyor. Onu kimseye bırakamadım, sadece bugün için ona bakabilir misin lütfen?"
Kyungsoo onun kucağında duran dört beş yaşlarındaki çocuğa gözlerini kısarak birkaç saniye baktı ve omuz silkti. Biraz günah çıkarmaktan birşey olmazdı. Hafifçe kafa sallayarak nazik komşusuna çok sert görünmek istemediği için hafifçe tebessüm etti ve çocuğu onun kucağından alırken ekledi esmer olan.
"Ona iyi bakacağımdan emin olabilirsin bayan Kim. Çocuklarla aram iyidir"
Tamamen yalandı. Kyungsoo onu salona atacak ve tekrar uyumaya gidecekti.
Genç kadın ard arda teşekkürler ederek küçük çocuğun bebek bezi, biberon gibi eşyaları ve birkaç küçük oyuncağın bulunduğu çantayı Kyungsoo'ya uzattı ve tekrar teşekkür ederek egildi. Oğlunu son kez öpüp giderken, kuzuyu kurta emanet ettiğini bilmiyordu...
....................
Sehun sarı saçlarını havalı bir şekilde savurarak pembe saçlıya bakmaya devam ederken, Luhan şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı.
Ve Sehun onun gözlerindeki kuşağı çıkarıp pembe saçlı olanın ince bileklerini belinde birleştirerek o kuşakla bağlarken, küçük olan ellerini kurtarmaya çalışarak şaşkınlık ve hafif korkuyla tısladı."S-sen ne yapıyorsun? Bırak beni çocuk"
Sehun tüm ciddiyeti ile hafifçe güldüğünde ise, Luhan bile şuan onun normal Sehun değil de düşünmeden adam öldüren o soğukkanlı Sehun olduğunun farkındaydı. Uzun olan sinirli ve ciddiydi. O şuan, fazlasıyla tehlikeliydi...
Ve onun ince bileklerini siyah kuşakla sabitleyip pembe olanı dizleri üzerinde yerde bırakarak ayağa kalkarken, arkasını dönerek derin sesiyle kısıkça konuşmaya başladı. Kırmızı ışığın aydınlattığı odada Luhan onun okyanyslardan bile daha derin olan sesiyle titrediğini hissettiğinde ise, bedenini saran suçluluk duygusuna engel olamadı.
"Sadece benim olman için sana her gün para mı vermem gerekiyor Luhan?"
Küçük olan onun geniş sırtını izlerken duyduğu kelimelerle başını eğdi ve yeri izlemeye başladı. Onun olmak istemiyordu, ona kapılmak ve sonunda hayal kırıklığına uğramak istemiyordu.
Sarışın olan ona doğru dönerek iri elini pembe saçlının yüzüne attı ve çenesini yukarı doğru ittirerek onun kendisine bakmasını sağladı. Donuk bakışları ile cümlesine devam ederken, Luhan orada bayılacağını hissetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Caliente (Dokai) ✔️
Fanfiction"Ben yokken sen uslu muydun?" Kyungsoo bileğinden Rolex'i yavaşça çıkarırken kapıya yaslandı. Gözleri itaatkar bir şekilde önünde oturan genç erkeğe yapıştı. "evet" "bana düzgün hitap et" "e-evet baba" Jongin usulca sızlandı. {Yetişkin içerik} (Yan...