Günlüklerim hep acı doludur aslında. Her gece ağlayarak yazdıklarımla doludur. Yaşadıklarımdan olsa gerek insan eskisi gibi
" Bu gün erken uyandım günüm güzeldi annem bana oyuncak aldı. Babama resim çizdim. Bugünlük bu kadar bay bay sevgili günlük " yazamıyor haliyle..
18 yaşındayım, insanlar davranışlarımın çocukça olduğunu söylüyor. Sahildeki zillere basıp kaçmak istedğimde " Yetişkinler bunu yapmazlar biz olgun insanlarız" demişlerdi.
Tabi her insanın görüşleri farklıdır. Ama biraz genç ruhlu olsalar..
İnsanlar çocukluklarını yaşamaktan kaçıyorlar. Üstüne gitmiyorlar. Sanki kınanacaklar. Korkuyorum, üzülüyorum. Ama alışkanım.
Bilmiyorum. Çocukluk nedir ki? Yaşamadım. Her gece olanlar. Sesler , kavgalar. Biliyorsun yazdım işte sana..'
Başımı geri atıp derin bir nefes verdiğimde babamın sesini duydum.
" Carly?" yukarı çıkıyordu.
Günlügümü yazdığım yerde bırakıp kapattım " Geliyorum baba "
Sandalyemden kalkıp telefonumu şarja taktım. Ben tam kapıyı açacakken kapı açıldı . İşten gelmişti kravatını çekiştiriyordu. Öpmeden başımı eğerek yanından geçtim ve aşağı indim. Tülin abla sofrayı kuruyordu. " Kolay gelsin " bana bakarak gülümsedi
" Teşekkürler Carly ".
Kendimi koltuğa atıp televizyonu açtım kumandayla gezindim.
Tülin abla babamın 3 yıllık eşiydi. Buraya geldiğimiz ilk ay evlendiler. İyi birisiydi. Seviyordum onu. Arada kaçamak yaparken Arpi'ye ve bana yardım ediyordu. Arpi de en yakın arkadaşım üç senedir sıra arkadaşım. İtalya'dan kimseyle görüşmüyorum bile.
Aslında hayatım bilinmeyenlerle dolu. Herşeyin bir sırası var. Arpi'nin tek sevmediğim yönü en sevmediğim 'Herşey düzelecek' cümlesini her gün söylemesi. Düzelmesini isteyen kim. Ben böyle mutluyum. Platoniğim. Arada poposunu da kesiyorum falan..
Babamın indiğini fark ettim eşorfman giyinmiş masaya ilerledi , baş köşeye oturdu ve ben de yerime. Yemek servisi yapılınca yemeye başladım.
" Bu gün ne yaptın Tülin ?"
Ben kulak asmadan yemek yiyordum.
" Evdeydim , arkadaşlarımla görüştüm hayatım, sen ?"
" Çok yoğunum, toplantılar vardı, bunladım iyice "
Sanki tek sıkılan sensin!! Bunalmışmış!
Boğazımı temizleyip yalandan öksürdüm.
" Benimde iyiydi. "
Babamın dik bakışlarını hissettim
" Sınavların düşük okulla görüştüm"
Babama dönüp " Sen yoğun değilmiydin ? Hem bunlar daha ilk sınavlar. Önemsemiyorum Ben İtalya'ya döneceğim."
Çatalı sertçe bırakıp bana döndü " Buna ben karar veririm, derslerini halletsen iyi edersin"
" Annemden sonra karar mı verir oldun ? " Kalkıp odama çıktım hızlıca hala arkamdan bağırıyordu.
" Annen gibi olacaksın sende!! " kapıyı çarptığımda ses kesildi.
Tülin'in onu teselli ettiğini duyuyordum kulaklıklarımı alıp bir şarkı açtım ve mesaj kutuma girdim. 'Minik Sky'm' mesaj yazdım.
" Nerelerdesin? Özledim. İki gündür yüzünü göremiyoruz"
Sky erkek kardeşimdi. Aslında adı Scarry ama biz Sky diyorduk. Daha kısa işte. Hımm. Aramızdada sadece bir yaş var. Böyle kayıtlı olduğunu bilse beni boğar. Gözlerimi telefona dikip mesaj beklerken bildirime tıkladım
' Biliyorsun kursumun kampı var, arkadaşımda kalıyorum. Yarın uğrayacağım. Uyumaya çalış. İyi geceler'
Gülümsedim. Beni geçiştirmişti. Pis velet!
'İyi geceler' telefonumun ışığını kapattım. Saat daha sekizdi. Ve canım çok sıkılıyordu. Test kitabımın başına gidip sandalyeyi masaya çektim. Matematik kitabını açtım. Hiç çözülmemişti. En baştan başladım. Yapamadıklarımı Arpi'ye göstermek için ayırdım.
Aklım ondaydı. Laptopu açıp dizime aldım. Ve facebook'una ve tweeter'ına göz attım. Evet. Tamam zaten kayıtlıydı. Sık kullanılanlarda da ekliydi. Kabul ediyorum ama. Yani bunu için beni suçlayamazsınız. Yeni attığı fotoğrafını bilgisayarıma indirdim. Sessiz bir çığlık patlattım.
" Çok harika gülüyor!" sonra bir elimde ağzımı kapattım ve garip sesler çıkarttım. Şu yaptığıma inanamıyorum. İki senedir seviyorum ben bu veledi!!
Kendi kendime konuşup sırıtmaya devam ettim bir süre fotoğrafına bakıp sonra kapattım. Günlüğüme devam etmek istedim.
' Ihm nerede kalmıştık. Sana.. Yaklaşık 10 senedir yazıyorum. Bir çok şeyi benden iyi biliyorsun belki. Tabii sırlarımız da var. Babamın kimse bilmeyecek dediklerine sana yazınca ihanet etmiş gibi hissediyorum.. Pekala pekala.. Sanırım sen de benden sıkılmaya başladın hm?
Özledim.. İnci tanemi.. Bizi görüyordur değil mi ? Her ne yapmış olursa olsun onu babamdan çok seviyorum. Ve ilk kez bu soruya tereddütsüz cevap verebiliyorum çocuklara sorulan bu klasik ' anneni mi daha çok seviyorsun ? Babanı mı? ' sorusuna.. Tatlı rüyalar. '
Günlüğü kapattım ve yatağa yatıp yorganıma sarıldım. Tanrım.. Çok uykum var..
-
İncitanem diyebahsettiği kim olabilir.. Sizce annesinin ölümü? İlerleyen zamanlarda lütfen okuyun <3
Biraz kısa olmuş olabilir. Görüşlerinizi yazın ona göre dikka tedeyim. Vote ve yorumları bekliyorum. Destek olan herkese teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT BENİM ; BAŞROL ONUN
Teen FictionBir genç kız. Bir erkek. Paramparça bir aile. Platonik bir aşk... " En değerlin kim? Söylesene?" Ne demeliydim?