20.Bölüm

1.4K 101 125
                                    

Nisa'ya sımsıkı sarılıp ondan güç alıyordum. "Nisa... Anne ve babanı seviyor musun? Yani biliyorum sana anne ve baba olmadılar ama içinde bir yerde onlara karşı ufak da olsa sevgi var mı?" "O nereden çıktı şimdi?" "Ya merak ettim işte." Nisa derin bir nefes aldı. "Sevmiyorum. Çünkü sevmem için bir neden yok ki. Beni dünyaya getirmek dışında ne yaptılar? Hiçbir şey... Şimdi gerçekten neden sorduğunu öğrenebilir miyim?" "Bilmiyorum Nisa. Tuhaf hissediyorum. Benim babam... Ölüyormuş işte. Ama neden üzülüyorum ben bilmiyorum Nisa."

Kendimi güçsüz hissedip Nisa'nın kolları arasına sığınmıştım. Sıkıca sardı beni. "Barış ben çok üzgünüm." "Nisa... Ne hissettiğimi bilmiyorum bile. Normalde hiçbir şey hissetmiyor olmam gerekmez miydi?" "Demek ki sandığın kadar nefret etmiyorsun ondan." "Ama neden işte? Bana zarar vermekten başka ne yaptı ki? Annemi aldı benden, ben neden ondan sandığım kadar nefret edemiyorum? Neden onun beni takdir etmesini bekliyorum?" Nisa'nın dizine yattığımda o saçımı okşarken gülümsedim. Onu çok seviyordum. Elini tutup bir öpücük bıraktım. "Beni dinleyip anlamaya çalışıyorsun ya bu çok kıymetli benim için."

"Senin bana güvenip bunları anlatman daha kıymetli." "Sana kendimden çok güveniyorum belki de... Bazen kendime bile itiraf edemediklerimi sana itiraf ediyorum mesela." Nisa yanaklarımı sıkarken güldüm. "Kim kırdı kalbini?" Aniden sorduğum soru karşısında bir afalladı elbette. Yüzündeki gülümseme başta silindi. "Tamam ya anlatmak istemezsen..." "Anlatmak istememek değil de bu konuları seninle konuşmak saçma olacak biraz..." Dudaklarıma eğilip bir öpücük bırakırken gülümsedim. Ellerim saçlarından bir tutamı tuttuğunda onunla oynadım bir süre. Nisa'nın yüzünde gülümseme yoktu ama üzgün de değildi. Öyle ciddi bir ifade vardı yüzünde.

"Eski sevgilim... Gerçi öyle de demek istemiyorum ya..." "Ne yaptı sana?" "Ben çok seviyordum onu, onun da beni sevdiğini sanmıştım halbuki onunki elde etme hırsından ibaretmiş." "O ne demek şimdi?" Nisa bakışlarını benden kaçırırken devam etti. "İşte aramızda bir şeyler yaşandı. Sonra uzaklaştı benden. Sonra da beni aldattığını öğrendim." Kaşlarım çatılmıştı. Şu ilaçların etkisinde olmasam nasıl bir tepki verirdim bilmiyorum. Nisa'nın dizlerinden kalkıp bana bakmasını sağladım. "Ne demek aramızda bir şeyler oldu ve benden uzaklaştı? Nisa bu çok ap..."

"Biliyorum sana söyle..." "Hayır. Sorun başkasıyla birliktelik yaşamış olman falan değil Nisa. Seni nasıl öylece bırakabilir? Bu çok aptalca." "Kızmadın mı bana?" Derin bir nefes verdim. "Sen benim geçmişte yaşadığım bir şey için beni suçladın mı hiç?" "Ama ne bileyim..." Dudaklarına uzunca bir öpücük kondurdum. "Ben senin bedeninden çok ruhunla ilgileniyorum." "Bedenim de ruhum da sana ait Barış. Geçmişte yaptığım hatalar umurumda değil. Sen benim tek gerçeğimsin." Nisa dudaklarıma bir öpücük bırakırken benden uzaklaştığında yanaklarını okşadım.

"Seni seviyorum Nisa. Ruhunu, kalbini, bedenini... Ve sana söz veriyorum ben seni hiç terk etmeyeceğim." "Gerçekten mi?" "Gerçekten..." "O zaman buradan da gitmiyorsun değil mi?" "Gitmiyorum. Buradan da senden de..." Nisa yüzümü sararken yüzündeki gülümseme bana bulaşmıştı. "Sen mükemmel bir adamsın."  "Ben mükemmel değilim. Belki de ona en uzak insan benim Nisa." "Umurumda değil, benim için dünyada tek bir mükemmel insan varsa o da sensin." "Sana zarar vermeme rağmen mi?" "Bana zarar veren sen değildin. Sen sadece içindeki öfkeyi kontrol edemedin. Ama beraber bunu da aşacağız söz veriyorum."

Dudaklarımız birleşirken Nisa'yı belinden tutup kendime çektim. Aramızdaki mesafe neredeyse sıfırlanmışken aşkla öpüyordum onu. Çok seviyordum onu ve kaybetmeyecektim asla. Kapı tıklandığında ise birbirimizden uzaklaştık. Derin nefesler alıp kendimizi toparlamaya çalışıyorduk. Tabii bu durum benim artık alt üst olmuş sinirlerimi bozduğu için kahkaha atmaya başlamıştım. Nisa da bana eşlik ederken yataktan kalkıp elini uzatmıştı bana. Sakinleşip elinden tutup kalktım ben de. Tabii ki Sevgi abla yemeklerimizi getirmişti. "Oh çocuklarımın keyifleri yerine gelmiş. Ben de yemek getirmiştim size."

MECZUPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin