Büyük Gizem

87 2 2
                                    

Gözümü açtığımda hiç görmediğim boş bir odadaydım. Karşımda duran kapıyı açtım ve önüme bir merdiven çıktı. Sanırım dubleks bir evdeydim. İçimi korku kaplamıştı. Evin lüks oluşu bile kalbimin yerinden çıkarcasına çarpmasına engel olmuyordu. Aşşağıya indiğimde beni geniş bir salon karşıladı.  Eşyalar antikaydı. Ben etrafıma bakınırken aniden omzumda bir soluk hissettim. Çığlık atmamla birlikte kendimi yerde buldum. Çanağı kırdım sanırım.  Arkamda siyah fularlı, takım elbiseli, kirli sakallı bir adam vardı. Tam mafya tipi be. Korkuyla geri çekildim. Bana "Endişelenme sana bir şey yapmam küçük kız" dedi."Adama bak ya hem suçlu hem güçlü küçük kız diyo bide. Bir şey yapmazmış. Ha bide yapsaydın! " diye çıkışınca adam şaşırdı. Anlaşılan seninle işimiz zor. Çenede baya laf yapıyo dedi ve beni tuttuğu gibi uyandığım odaya kilitledi. İçerde adama sövüyodum. Kimsin ki sen yani?  Babamız da zengin değil ki niye kaçırıyo bunlar beni? Hem bide organ mafyasıysa gitti böbrekçikler gitti. Kafamda deli sorular dolanırken adam kapıyı açtı. "Çok konuşma oradan başım ağırdı be " dedi. Asabım bozulmuştu. Şaka bir yana korkmuştum da. Kendi halinde yaşayan biriydim ben. Ne yaptım ki onlara? Kendi kendime konuşurken boş odanın duvarında uyuyakalmışım. Rüyamda uçan inekler vardı. Tabi Ece'ye bak rüyasını al demişler.  O söz öyle değildi de neyse. Kapının açılma sesiyle birlikte uyandım. Yapma be ineek diye bağrınmamla kapının eşiğinde duran mafya bey amcanın  geri çekildiğini gördüm. Adam bana deliymişim gibi bakıyordu. Elinde sandviç ve limonata vardı. Anlaşılan bana yemek getirmiş. Oy beni de düşünürmüş suratsız moruk dedim. Tabi içimden. Adam yemekleri bırakıp geldiği gibi gitti. Düşününce beni düşünüp yemek veriyorlarsa bana zarar veremezler. Yani fidye için kaçırıldım. Hemen kapıya koştum ve delicesine kapıya vurmaya başladım. Mafya bey amca gelip kapıyı açtı. "Bu ne gürültü küçük hanım. Rahat dur biraz" dedi. "Tamam dururum ama neden burada olduğumu söylersen" dedim. "Küçük hanım senin şu sevgilin varya hani yanlış kişiye yamuk yaptı. Gelip borcunu ödeyene kadar burdasın" dedi. Sanırım bu adam şaşırmış çünkü benim sevgilim filan yok. Ama tabi yaramıza tuz basıcak ya. 18 yaşıma geldim hala pepe gibi dolanıyorum. Kesin bir  karışıklık olmuştu. Kim bilir kimi kaçırıcaklardı. Asıl kız şimdi evinde rahat ediyoken ben burda mafya bozuntusuyla uğraşıyorum. Oh valla. Kafamı çevirdim ve duvardaki camı gördüm. Zaten tavanda olamıycağına göre duvardaydı. Yükseklik korkum vardı ama iki katlı bir villadan kaçmak zorundaydım. Hemen yerimden kalktım ve camdan baktım. Villanın çatısı çatı katından aşağıya doğru devam ediyordu. Çatıyla aramda iki metre vardı. Hayır ölçmedim göz kararı. Camı açtım ve kendimi çatıya doğru çektim. Çatıda asılı kalmıştım. Derken kapının kilit sesini duydum ve  kendimi sallayarak cama ulaştım. İçeri girip sakince oturdum. Mafya bey amca yemekleri almaya gelmiş. "Yemedim daha ben onları ya" dedim.  Adam bana baya kıl olmuştu. "Ne demeye bekliyosun kızım deli mi ediceksin beni" dedi. O sırada bana bakıp gözlerini büyütmesinden baya korkmuştum. Bari benim hiç görmediğim şu sevgilim tipli biri olsa da değse bu yaşadıklarıma."Hadi ya. Dağ başı mı burası? Kolay mı kız kaçırmak?" Diye baya yürüdüm adamın üstüne. Adamın cevabı baya netti; "Evet dağ başındayız. Hiç bakmadın mı camdan ? Ayrıca küçük bey başı beladayken kafede sevgilisiyle boy göstermek yerine borcunu ödeseymiş."Baya baya şaşırmıştım. Adam kapıyı çekip gitti. Hem laf sokmuştu hem de kafamda bazı düşünceler uyandırmıştı. Kafede kiminle oturmuştum ki? Galiba o uyuz tipti. Kafede kahve içerken yanıma gelmişti. Numarasının yazılı olduğu kağıdı vermişti ve aptal aptal gülmüştü. Sanırım o sırada mafya bey amca bizi görmüştü. Keşke o kağıdı alsaydım bir şekilde onu arardım. Düşünücek zamanım yoktu bu yüzden hemen çatıya doğru ilerledim. Bir dejavu yaşadım ve kendimi tekrar çatıda buldum. Ellerim çatıda asılırken aşağıya baktım ve kapıda sinir adamı gördüm.  Tam o sırada cebimden bir kağıt düştü. Hemen kendimi çatıya çektim. Camların yanından geçen borulardan aşşağıya doğru inmeye başladım. Kendimi Örümcekadamın kız arkaďaşı gibi hissediyorum.  Aşşağıya indiğimde kağıdı aldım ve ne olduğuna baktım. Evet şu 'cool' çocuğun numarasıydı bu. Anlaşılan gizlice peçetenin içine sıkıştırmıştı. Numara vardı ama telefonumu almışlardı. Hemen yanımdaki açık camdan içeri baktım. Şarjda duran iPhone 6 gözüme çarptı. Çarpmaz mı zengin telefonu. Camdan odaya girdim ve elimdeki numarayı tuşladım ve o muhteşem ses; Yeterli bakiyeniz filan falan. Uyuz moruk zengin olmasına zengin ama Tl yükleyemiyo telefonuna.Bikere sen o Iphone 6 nın hakkını  ver önce.zaman kaybetmeden yukarı çıktım. Tabi bu sefer ahmaklık yapmadan evin içinden geçtim. Adam anahtarı kapıya koymuştu. Ben de hemen bir gazete buldum ve odaya girdim. Bir daha çıkmam gerekirse kapının altına gazete parçasını koyup içerden anahtarı itecektim. Camdan dertli dertli bakınırken kapının önünde bir jeep durdu. İçinden kimin çıkacağını merakla bekliyordum...

BİR UYUZUN HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin