Kelime Sayısı: 1220
____________________________________________________
"Görüşürüz baba! İlaçlarını komodinin yanına bıraktım, almayı unutma."
"Görüşürüz oğlum, dersini iyi dinle!"
Genç oğlan kitaplarını merdivenlere bırakıp iki kış önce aldığı biraz eskimiş botlarını ayağına geçirdi hızlıca. Şapkasını düzeltip hızlı hızlı yürümeye başladı. Az daha kitaplarını unutuyordu. Bugün içinde farklı bir his vardı, daha heyecanlı basıyordu adımları. Oysaki her zamanki sınıfa gidip her zamanki dersleri dinleyecek, sınıf arkadaşlarının anlattığı hiç ilgi çekici olmayan hikayelerden etkilenmiş gibi yapacaktı. Okula gitmeyi seviyordu ancak orada dersler harici ilgisini çekecek bir şey bulamıyordu.
Haftalardır okula gitmiyordu babasıyla uzun zamandır planladıkları gezide olduklarından. Zaten daha dün akşam dönmüşlerdi Avonlea'ye. O gezi babasıyla olan bağlarını daha da kuvvetlendirmişti. Kendisine hiç bilmediği anılarını, özellikle annesiyle olanları anlatmıştı. Ve tembihlemişti "Bu dünyayı görmeden sakın ölme Gilbert; önünde kocaman, keşfedilmeyi bekleyen bir gezegen var."
Haftalardır gitmediği için çok fazla konuyu kaçırmıştı ancak bunu kendisine dert etmemişti. Dürüst olmak gerekirse okuldaki en iyi öğrencinin kendisi olduğunu biliyordu, Mr Phillips'in de ders anlatmaya pek hevesli olduğu söylenemezdi zaten. Çalışarak halledebilirdi
Bugünkü enerjisini ve okul için hevesinin nedenini anlayamadı Gilbert. Her zamanki tekdüze hayatındaki her zamanki bir gün olacaktı sonuçta, değil mi?
Botları yere sağlam basarken botlarını hafta sonu boyamayı aklına not etti. Siyah derisi biraz rengini kaybetmişti ancak hala iş görüyordu. Belki bir dahaki kış babasıyla beraber alırdı yenisini. Bu düşünceyle içinde umut olmasını bekledi ancak olmadı, kabul etmişti zihni gerçeği.
Yolda yürürken başını kaldırıp etrafı izlemeye başladı, omzundan kayan kitapları soğuktan kızaran ellerine aldı. Çocuk beyaz tenli olduğu için en ufak soğuk bile kızarmasına sebep oluyordu. Yanaklarına şimdiden kan damlacıkları akın etmiş, pembeleşmişti. Babasının söylediğine göre bu özelliğini annesinden almıştı. O da soğuk yüzünden yanakları hep pembe gezermiş, babası sürekli bu haline gülermiş onun. Annesinin de şu an gökyüzünden onun kızaran yanaklarına güldüğüne inanıyordu Gilbert.
Cuthbertler'in dumanı bacadan uzun uzun tütüyordu. Her zaman sevmişti bu aileyi Gilbert. Çok kibar ve düşünceli insanlardı komşuları ancak hiçbir zaman yaşıtı birisi olmadığı için evlerinde yakınlaşamamışlardı yeteri kadar. Buna rağmen her zaman yardımcı olmuşlar, yardım teklif etmişlerdi kendisine. Sınıfta Josie Pye'dan duyduğu kadarıyla yetimhaneden bir oğlan alacaklardı Cutherbertler, evde işlere yardım etmesi için. İç geçirdi Gilbert, belki o oğlanla iyi anlaşıp arkadaş oluruz, diye düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anne with an e/ one-shots
Fanfictionanne with an e dünyasıyla ilgili kafamda kurduklarımı size anlatacağım, evet olay bu.