Wedding ☹

883 121 105
                                    

Bir hafta çok hızlı bir şekilde geçmiş ve düğün günü gelmişti.

Lydia ile iyi anlaşıyorduk. Çok fazla ortak zevkimiz vardı.

O da benim gibi katı bir insandı, otoriteyi seviyordu. Naif değildi ve dik bir duruşu vardı.

Onu sevmiş miydim? Hayır. Onunla evlenme konusunda kararım kesin miydi? Evet.

Şu an sevgi ile işim yoktu çünkü.

Kıyafetim için son hazırlıklar yapılırken odaya Izzy gelmişti.

"Çok yakışıklı olmuşsun abi."

"Teşekkür ederim."

"Seninle konuşmam gereken şeyler var, zamanın var mı?" Dediğinde etraftakilere ufak bir bakış atmıştım. Hepsi odadan çıkarken Izzy hızlıca kapıyı kapadı.

"Annemle konuşmuşsun benim hakkımda. Gelip bana tercihlerimin arkasında durmam gerektiğini söyledi. Saygı değil sevgi ile hareket et, ne olursa olsun sen benin kızımsın dedi. Çok duygusal bir an yaşadık onunla, babamı özlediğini söyleyip ağladı. Ne olursa olsun sevdiğin birisi ile evlenmeni isterdi dedi."

"Peki sen ne düşünüyorsun?"

"Sebastian'a kimse güvenmiyor, bunu çok iyi biliyorum."

"Önemli olan senin düşüncen."

"Onu seviyorum, ne olursa olsun. Bana hiçbir saygısız hareketi olmadı. Bu olanlardan sonra... sevmediğim birisi ile evlenmek istemediğime karar verdim. Onunla konuşacağım, onun da düşüncelerini alacağım. Ama tüm bunlar için sana minnet borçluyum."

"Bana hiçbir şey borçlu değilsin." Deyip ona yaklaştım ve sıkıca sarıldım. "Seni seviyorum birtanem."

"Ben de seni seviyorum abicim. Umarım her zaman mutlu olursun."

Mutluluk.

Sanırım bu kelimenin anlamını bile unuttum ben.

Hiçbir zaman gerçekten mutlu olduğum bir an hatırlamıyorum. Belki birkaç küçük... sahne canlanabilir gözümde ama onları da ben tek bir lafımla yok etmiştim.

"Bundan sonra her zaman mutlu olacağım."

....

Düğün zamanı yaklaşırken içimde garip bir heyecan baş göstermişti.

Lydia'nın yanına gitmiş, onun üstündeki şahane kıyafeti görüp gülümsemiştim. Gerçekten güzel gözüküyordu.

"Çok heyecanlıyım." Dedi Lydia bana dönerek. "Güzel olmuş muyum?"

"Çok güzel olmuşsun, insanlar seni görünce büyülenecek."

Lydia aynada kendine bakıp saçlarına birkaç küçük toka takarken öylece kapıya yaslandım.

Yüzümdeki sahte gülüş yavaş yavaş solarken gözlerimi sıkı sıkıya kapatmıştım.

Burada yanlış olan bir şeyler vardı, bunun bilincindeydim  ama engel olamıyordum.

"Siz de çok iyi gözüküyorsunuz prensim." Deyip beni süzdü Lydia. "Umarım bu günü sorunsuz atlatırız."

Onun da hazırlıkları bittikten sonra birlikte odadan çıkmıştık.

Düğün töreni sarayın salonunda yapılıyordu. Birçok yerden asil kişiler de düğüne teşrif etmişlerdi.

Çoğunu da sevmezdim. Hatta neredeyse hepsini sevmiyordum.

Gerçi benim şu dünyada sevdiğim kişi sayısı iki elin parmaklarını geçmiyordu zaten...

"Ne kadar fazla insan var." Deyip bana döndü Lydia. "Böyle daha çok panik oldum şu an."

Should See Me in the CrownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin