Bu bugünkü son bölüm.
Magnus ile salondan çıkıp herkesten uzak olduğumuz bir yere ilerlediğimiz zaman Magnus bana dönüp sıkıca sarılmıştı.
"Doğru kararı vereceğine o kadar emindim ki Alec. Şu an... şu an o kadar mutluyum ki."
Yüzünü geriye çekip ellerini yüzüme çıkardı ve dudaklarıma bir öpücük bıraktı.
"Hemen eve gidip eşyalarımı toplayacağım ve buraya geleceğim. Hem... hem sana bir sürprizim var. Duyduğun zaman o kadar sevineceksin ki. Ayrıca... ah heyecandan konuşamıyorum."
Bana tekrar sarılmış olsa da ben ona karşılık vermemiştim.
"Niye bana sarılmıyorsun? Yoksa şoka filan mı girdin?" Deyip gülümseyerek geri çekildi ama ciddi yüzümü görünce yüzü düşmüştü. "Bir sorun var değil mi?"
"Magnus orada söylediğin şeylerde haklıydın. Bu düğünün beni mutlu etmeyeceği aşikar. Sırf bir şeylerden uzak durmak için istedim onunla evlenmeyi. Sırf sen bir daha karşıma çıkma diye."
"Evet biliyorum ama yine bir şekilde karşına çıktım işte. Herkes son bir şansı hak eder çünkü."
"Son bir şans istediğimi sanmıyorum. Senden herhangi bir şey istediğimi de sanmıyorum artık." Deyip onu hafifçe iterek ondan uzaklaştım. "Az önce içeride yaptığın şeyler, ondan öncesinde olanlar... bana içeride düğünü iptal edersem bir daha karşıma çıkmayacağın konusunda bir şeyler söyledin ve ben bunu istiyorum."
"N.. ne?"
"Onu istemiyorum ama seni de istemiyorum ve bu konuda kararım çok net. Evine dön, ailenle birlikte eşyalarını topla. Bu sarayda, bu Krallık topraklarında senden en ufak bir ize bile rastlamak istemiyorum bu saatten sonra."
"Ben... ben sandım ki..."
"Ne sandın? Gelip öylece düğünümü bastığın zaman her şeyin düzeleceğini mi düşündün cidden? Her şeyi daha da yokuşa sürdün sen. Hayatımda olmanı istemiyorum."
"Eğer gidersem dönmem Alec, bu konuda ciddiyim. Bir daha sana asla bir şans vermem."
"Hala daha şans verecek kişinin kendin olduğunu düşünüyorsun. Senden şans istemiyorum ben Magnus, senden hiçbir şey istemiyorum."
"Buna pişman olacaksın."
"Bırak da ona ben karar vereyim." Dediğimde birden yüzüme sert bir tokat atmıştı.
"Sen... sen o kadar... ah senden o kadar çok nefret etmek istiyorum ki şu an! Yazık... seni düşündüğüm onca zamana, senin için verdiğim onca emeğe o kadar yazık ki... vahşi bir aslan alıp onu bu kadar sevseydim senden daha çok bilirdi kıymetimi."
"Sırf kıymetini bileyim diye mi yaptın onca şeyi yani?"
"Hayır! Her şeyi karşılıksız yaptım ama demek ki yanlış yapmışım. Hayatında bundan sonra başarılar Alec."
Elini havada sallayıp bir portal açtı.
"Eve döndüğüm anda her şeyimizi toplayıp buradan gideceğiz, buna emin olabilirsin."
"Bana bir sürprizin olduğunu söylemiştin az önce."
"Sen o sürprizi de hak etmiyorsun." Deyip sinirle gülmüştü. "Hoşçakal Alec. Gün gelir de beni bulmaya çalışırsan bil ki asla bulamayacaksın."
"Öyle bir şey olacağını düşünmüyorum."
Magnus son kez hayal kırıklığı ile bana bakıp sonrasında portaldan geçerek gözden kaybolmuştu.