SeongJoong için gerçekten güzel hikayeler yok ya...
¬¬¬¬¬¬¬¬
"Hyung bu kahveyi şuradaki beyefendiye götürür müsün ben şuradaki grubun siparişini alacağım." HongJoong elindeki bezi tekrar yerine asarak ona gülümseyerek tepsiyi uzatana baktı ve kafasını salladı. Eline aldığı tepsi üzerindeki americanoyu kırklı yaşlarda olduğunu tahmin ettiği bilgisayar başındaki adama doğru götürdü ve gülümseyerek eğildi. Bardak altlığını ve bardağı bilgisayardan uzak bir yere yerleştirdi.
"Efendim dökülebilir diye buraya koydum." Bu zamanda her şeyin ne kadar pahalı olduğunu biliyordu ve adamın da zor bela geçindiğini hissetmişti. Adam gülümseyerek teşekkür ettiği zaman saygıyla bir daha eğilerek kasa arkasına tekrar geçti.
Kendisini tanıtmamıştı değil mi? Kim HongJoong, 22 yaşında bir ekonomi öğrencisi. Bir yıldır bu kafede çalışıyordu. Ailesi zengin olsa da babasının yeni evlendiği kadın yani üvey annesi onu evde istemediğini açıkça belli edince evden ayrılmış küçük bir daireye geçmişti.
Uzun süredir tek başına yaşayıp kendi parasını kazanıyordu ama annesi ona kıyamadığı için ona bir araba almıştı ve aydan aya para gönderiyordu. Annesi babası ile şiddet yüzünden ayrılınca babasının kanıtları olunca velayet ve üstünlük babasına verilmişti. 4 senedir babasında kaldıktan sonra şu 1 senedir ayrıydı ondan. Ama annesi ayrılmalarından sonra o kadar iyi biri olmuştu ki Joong'a uzak olsa bile iyi bakmaya çalışıyordu.
Joong işte buradaydı, çalıştığı kafede... Kafe sahibinin haylaz oğlu ile birlikte iki çalışan kızla her gün kafede iş başı yapıyordu. Kafe merkezde olduğu için çoğu müşteri buraya geliyordu bu nedenle kafe çok dolu oluyordu. Kızıl saçlarını hafifçe dağıtarak gelen siparişleri aldı.
Gay olduğunu müşteriler bilmediği için arada bir iki kızdan numara alıyordu ama kibarca redediyordu. Kimseyi kırmak ve kavga etmek gibi bir niyeti olmadığı için uzak duruyordu ve açıkçası sevgili ile uğraşamazdı zaten eski sevgilisi onu yeterince dağıtmıştı. "Hyung bunları alır mısın?"
Yanına gelen Minjae'ye bakarak kafasını salladı. Uzanarak tezgaha bırakılan boş bardakları aldı. Burada masaya bulaşık bırakılmazdı. Her müşteri kendi bardağını getirerek bırakırdı ve kasada parasını öderdi. Böylelikle hem çalışanlar hem de müşteriler rahat ediyordu.
Elindeki bulaşıkları lavaboya koyarak saate baktı. Bugün dersi olduğu için öğleden sonrası boştu. "Minjae ben çıkıyorum o Wooyoung'a haber verir misin?"
Kafasını sallayarak kasa tarafından arkaya geçen beden ile önlüğünü çıkarıp astı. Daha sonra ceketini ve çantasını aldı. "Geldim Hyung!" Kafe sahibinin oğlu aynı zamanda aynı bölümde okuduğu ama bir alt sınıfı olan Wooyoung'du. Deli gibi her yerde koşturup sakarlığını konuşturuyordu. Neyse ki şuan bir şey kırmamıştı. İkili çantalarını alarak hızla dışarıya çıktı. Kızlara yardım etmek için akşam çalışan iki erkek gelecekti o nedenle içleri rahattı.
"Dersin kaçta Hyung?" Wooyoung öne HongJoong ise hemen yan tarafa sürücü yerine geçtiğinde düşündü. "Saat 1.30 da senin?"
"Of... Benim 1 de." Joong saate baktığı zaman saatin 12.30 olduğunu görünce hızla kemerini takarak gaza bastı. Bu çocuğa sorumluluk sahibi olmayı ne zaman öğretecekti bilmiyordu. "Tanrım hergele neden söylemiyorsun yarım saat var."
Gaza bazsa ucu ucuna yetişirdi çünkü okul onlara ters kalıyordu. "Eğer ceza alırsam cezamı sen ödeyeceksin."
"Tamam Hyung öderim ben merak etme." Wooyoung bilmiş gibi kafasını salladığı zaman Hong iç çekti ve sürmeye devam etti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝖯𝗅𝖺𝗒𝖾𝗋 § 𝖲𝖾𝗈𝗇𝗀𝖩𝗈𝗈𝗇𝗀 ✔︎
Fanfiction☁︎Bir topun sayı olması için onu iyi bir şekilde kontrol etmelisin. Peki sana sahip olabilmek için ne yapmalıyım? ᴥ︎︎︎ 𝚂𝚝𝚊𝚛𝚝»19/12/2020 𝙵𝚒𝚗𝚒𝚜𝚑»19/12/2020