Gözünün önündeki birkaç tel kırmızı saçı zarif bir hareketle kulağının arkasına attı pembe yanaklı, yeşil gözlü kız.Yatağında yüzüstü uzanmış, yüzünü ellerinin arasına almıştı. Karşısındaki duvarda asılı televizyonu izliyordu.
Üstünde pembe bir pijama vardı. Rahat gözüken pijama kızın tam üstüne oturmuştu, göğüsleri pijamanın gergin gözüken tek yeriydi. Tembelce televizyondaki kanalları geziyordu.Rasgele gezerken kanalların birinde durdu, pembe dudağını hafifçe ısırıp tembel bakışlarla izlemeye başladı.Siyah takım elbise, beyaz gömlek ve siyah kravat ile masanın arkasında oturan spiker, haberleri sunuyordu hızlı ve akıcı bir şekilde:
"Lirip kasabasının batı sahilinde yaşayan Tanning Krea adlı müzisyen klip çalışması yaptığı binanın kulisinde ölü bulundu. Orada bulunan muhabirimize bağlanıyoruz."
Pembe pijamalı kız gözlerini biraz heyecan ve ilgiyle açtı. Ekranın kenarında yazan "Canlı " kelimesi, olayı biraz daha ilgi çekici yapıyordu.O sırada ekrana gelen adam, ufak bir gecikmenin ardından konuşmaya başladı. Arkasında mavi-kırmızı ışıklar, üniformalı insanlar ve bir oraya bir buraya koşturan bir sürü insan vardı.
"Olayın yaklaşık 1 saat önce olduğu bilgisini aldık. Olay yerine gelen polisler ilk açıklama olarak elektrik kaçağı yüzünden olduğunu belirttiler ancak kesin bir bilgi gelmedi."
Arka taraftan geçen birkaç kişi arasından pembe pijamalı kızın ilgisini çeken biri oldu.
Uzun boylu, dağınık saçlı, cılız biri, üstünde beyaz gömlek ve siyah ince bir kravat, altında ise siyah bir pantolon vardı. Aynı bir gölge gibi fark edilmesi zor gibi duruyordu. Hızlı ve akıcı hareket ediyordu.
Pembe pijamalı kız yüzünde bir gülümseme ve büyük bir heyecanla yataktan fırladı.
"Zekice!" dedi. Heyecanı sesine dolup taşıyordu.
Odasının sağ köşesinde, pencerenin yanındaki masasının önüne gitti, çekmeceleri karıştırırken mırıldanıyordu. Masanın üzerindeki ıvır zıvırları bir kenara atıp elindeki haritayı masanın üzerine açtı.
"İlginç.'' dedi, parmağını harita üzerinde gezdiriyordu.
"Onu bulmam gerek. Onu bulup ona sorabilirim."
Kısa bir süre sonra parmağı merkez denen yerin üstünde durmuştu.
"Ben olsam buraya giderdim!"
Haritayı hızla katladı, odada bir oraya bir buraya ceylan gibi zıplamaya başladı. Pembe çizgili, siyah nike çantasını aldı, içine gerekli şeyleri ve biriktirdiği bir tomar parayı attı, çantayı sırtına alıp pencerenin önünde durdu.
Pencereyi yavaşça açtıktan sonra aşağıya baktı, tam pencere hizasında pofuduk duran bir çalı vardı. Pembe pijamalı kız hiç düşünmeden kendini boşluğa bıraktı.
Çalıya düşmesiyle inleyerek çıkması bir olmuştu
"Anın gazına geldim. Kapıdan da çıkabilirdim!.." dedi kız yüzünde saf bir gülümse ile.
Kalçasını tutarak tren garına doğru yola koyuldu pembe pijamaları ve aklındaki soru işaretleriyle.
==========================================
Saat 1:30 18/04/17
Pembe pijamalı kız, tren garındaki bilet satan adamın garip bakışları arasında nazik bir ses tonuyla konuştu.
"Merkeze bir bilet lütfen! "
Aynı anda batı sahilindeki tren garında siyah, ince kravatlı çocuk bilet satıcısına:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Liseli
FantasySıradan bir gün , sıradan bir hayat , pek sıradan olmayan bir rüyanın ardından . Bir yaprağın süzülmesiyle başlayan hikaye Aynı Yaprağın yok olmasıyla bitecek Klasik bir liseli , Hiç tanımadığı bir çocuk , ve hiç tanımadığı pembe pijamalı bir kız .