Luka Lisowska, tek bir yatakta oturmuş olan 3 kızına baktı. Hepsi de dualarını okumak üzere babalarını bekliyordu. Luka Lisowska, boynundaki haçı çıkarıp öperek, uygun bir yere astı. Ardından kızlarının başucuna oturdu. İki büyük kızı da, başlarını gururla dikleştirmişlerdi. Fakat Alexandra ürkek bakışlarıyla bakıyordu babasına. Papaz Luka, bunu fark edince Alexandra'nın saçlarını okşadı. ''Benim küçük kızımın bir sıkıntısı mı var yoksa?''
Alexandra dudaklarını büktü. ''Ezberleyemedim..''
Luka, Alexandra'nın kırılan cesaretine, moral vermeye koyuldu. ''Hiçbir şey için acele etme güzel gözlüm.. Tanrı Baba, senin gayretini görüyor. Bir gün, belki hiç beklemediğin bir anda dökülecek sözcükler kendi kendine dudaklarından..''
Alexandra, başını ağır ağır sallamakla yetindi sadece. Ablaları, duayı okumaya başlamıştı. Alexandra da arkadan ikisine eşlik ediyordu. Dua bitince yataklarına uzandılar. Üçünün de gözleri, odanın loş ışığından daha parlak yanıyordu şimdi. Luka bu muzip bakışların anlamını biliyordu. Güldü. ''Demek uykunuz yok?''
Ablalarından ses çıkmayınca, Alexandra atıldı ortaya. ''Lütfen baba, bir şeyler anlat bize..''
Alexandra'nın sözü ve kızların istekli bakışları arasında daha fazla dayanamadı. ''Pekala.. O halde size Theodora'yı anlatmak istiyorum benim küçük prenseslerim..
Theodora bundan 10 asır önce yaşamış bir imparatoriçeydi. Babası bir subay, annesi bir rahibeydi. Çok zengin değillerdi, ama çok kötü bir durumda da değillerdi. 13 yaşında Tanrı, babasını yanına almıştı Theodora'nın.. Theodora ve rahibe annesi Lydia'nın ellerindeki para bir süre sonra tükendiğinde; hipodromda çalışan bir ayı göstericisiyle evlendi Rahibe Lydia. Theodora da, üvey babasına yardım ediyordu. Zamanla bu güzel Theodora, muhteşem bir şekilde dans etmeyi öğrenmiş ve İmparator'un huzuruna çıkmış..''
Üç kızın da dudaklarından aynı anda, aynı cümleler döküldü.. ''İmparator'un huzuruna mı?''
Luka Lisowska, kızlarının şaşkınlığı karşısında yüzünde hafif bir tebessümle devam etti:
''Evet.. Yaptığı o eşsiz dansla, İmparator'u etkilemeyi başardı. Theodora, zamanla gerek İmparator'a olan sevgisi ve gerek zekasıyla İmparator'un tüm yasaklara rağmen Tanrı'nın huzurunda nikahına da girmeyi başarmıştı üstelik.. Geride bıraktığı o kötü geçmişini, tüm halkın da kafasından silmek istiyordu. Bu sebeple elinden geldiğince iyilikler yaptı. İşte benim güzel kızlarım, böyleydi Muhteşem Theodora'nın hayatı..''
Alexandra, babasının anlatımını bu kadarla bitirmesine izin vermiyordu. ''Ya düşmanları?.. Sen, ''Güçlü insanların gücü kadar, düşmanları da çoktur.'' derdin. Düşmanı yok muydu?''
Luka, bu soruya ne kadar şaşırsa da; Alexandra'nın merakını gidermek için kızlarının yanında kalıp cevapladı. ''Vardı.. Vardı tabi..''
''Ne oldu o düşmanlara?''
''Hata yapmadan zekasını kullanarak ters yüz etti.''
Papaz Luka, sırasıyla üç kızını başlarından öptü. Yanlarından kalkıp odanın kapısına geldiğinde, tekrar kızlarına döndü yüzünü. ''İyi geceler meleklerim..''
''İyi geceler baba..''
Papaz Luka, kızların odasından çıkıp apıyı kapattı. İki kız, gözlerini yumup uykunun kollarına hemencecik teslim ettiler kendini. Alexandra ise bir süre Theodora'yı düşünmeye çalıştı hayallerinde. ''Ah Tanrım, kim bilir nasıl biriydi? Bizim gibiyken İmparatoriçe olacak kadar güzel, zeki bir kadın nasıl olur ki?..'' diye mırıldandı kendi kendine, içinden. Sonunda ufacık gözleri, uykunun ağırlığı altında yenildi ve kapandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cariyelikten Hasekiliğe
Historical FictionRutenya sokaklarından, Osmanlı'ya uzanan yol.. Osmanlı'nın 10. Padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın biricik nikahlı zevcesi Hürrem Sultan'ın hayat hikayesi.. Onun için; ödediği her bedel, ayrı bir zafer demekti..