Üniversite...Hayatımı bu kadar yoracağını hiç düşünmemiştim. Liseden mezun olup üniversiteye geçmek için can atardım, nasıl olduysa mezuniyetten sonra omuzlarımdaki yük çoğaldı. Kafamdaki bu düşüncelerden ziyade uykumu açmam gerekliydi, bana kafein lazım diye düşünürken adımlarımı okulun yakınlarındaki muffinleri ile meşhur olan kafeye yönelttim. Üniversiteye başladığımdan beri hep buraya gelirdim; muffinleri için değil, kahveleri güzeldi.
İçeri girer girmez yanlış yere mi geldim diyerek tereddüt etmeye başladım, buraya sürekli geldiğim için çalışan çoğu kişiyi tanırdım, ama bugün hiç görmediğim biri duruyordu karşımda, çok dikkatli baktığımdan rahatsız olmuş olacak ki;
'' Hoş geldiniz, ne alırsınız?'' diye sorduğunda her zaman içtiğim kahveden iki tane sipariş verip arkadaşımı beklemeye başladım.
İçeri telaşla giren Felix'e takıldı birden gözüm, düzensiz nefes alışlarının arasında bana bir şey anlatıyordu.
''Alarmı kapayıp uyuyakalmışım, çok bekletmedim değil mi Jisung?"
"Hayır, beklemedim. Kurulla olan işim uzadı, yeni geldim ben de. Sorun değil Lixie~."
Felix Avustralya'dan gelmişti, annesi ve babasını dört yıl önce trafik kazasında kaybetmiş, orada kalacak kimsesi olmadığı için de burada büyükannesi ile yaşamaya başlamış. Büyükannesi bizim karşı komşumuzdu, Lise ikinci sınıfta onunla okula giderken karşılaştık, gördüğüm anda ona kanım ısınmıştı, yarı buçuk Korece'si ile bana günaydın deyip selam vermişti. Onunla o günden beri çok yakın arkadaşız, ben tek çocuktum o da benim olmayan kardeşim gibiydi.
"Her zamanki içtiğimiz kahveden sipariş verdim, eğer başka bir şey içeceksen hemen değiştirebiliriz Lix."
"Gerek yok Jisungie~ zaten kahveler de geliyor."
Kahvelerin geldiği yöne bakmamla üstümdeki sıcaklığı hissetmem bir oldu, acı bir çığlıkla ayağa kaltığımda vücudumun daha fazla yanmaması için tişörtümü tutarak vücudumdan uzaklaştırmaya çalışıyordum, canım çok fena yanıyordu.
"B-bben çok ö-özür dilerim e-efendim, lütfen affedin."
Karşımda neredeyse dört beş kez özür dileyen çocuğa baktım, siparişleri alan kişiydi, ilk günü olduğunu varsayarsak heyecan yapması çok normaldi, özrünü kabul edip üzerimi değiştirmek için lavaboya gitmiştim, sabah hava soğuk olduğu için sweat giyip çıkmıştım, öğleden sonra terleyince çıkarıp çantama atmıştım, sanırım bugünün tüm şansını burada kullandım.
Masaya döndüğümde Felix üzerime kahve döken çocukla konuşuyordu, benim geldiğimi görünce selam verip masadan ayrıldı, kafasını kaldırmadan konuştuğu için yüzünü tam olarak görememiştim.
"Lix, ne konuştunuz o çocukla?"
"Benden tekrar özür diledi ve kahvelerden para almayacağını söyledi, ha bir de sana yeni bir kahve getirdi, özür olarak kabul etmeni istedi."
Felix'e anladım dercesine başımı sallayıp, gülümsedim.
"Jisungie~ kahveni biraz hızlı mı içsen diyorum? Dersin başlamasına on dakikadan az kaldı."
" Dersi tamamen unuttum telaştan, kalkalım hemen."
Felix bana uyarak masadan kalktı ve birlikte okulun yolunu tuttuk. İkimiz de psikoloji ikinci sınıf öğrencisiydik, Felix okul hayatında hep başarılı bir çocuktu, o olmasaydı belki şu an aynı okula gidiyor olamazdık.
Felix birden kolumdan tutup koşmaya başladı, ne olduğunu anlamadan saati gösterdi, şu an neredeyse başlayacak olan derse yetişmemiz gerekiyordu.
----------------------------------------------------------------------Umarım yeni kurgumu beğenir ve desteklersiniz, arkadaşlarınızla paylaşmayı unutmayın, her türlü yoruma açığım, okuduğunuz ve oyladığınız için teşekkür ederim kuzularım💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coffee |Minsung| ✔️
Fanfiction"Bir gün seni bulacağımı biliyordum miniğim." . . . . "Hyung çok güzel kokuyorsun, kahve gibisin." yan shipler; changlix, hyunin, chanmin