39.ENKAZ

16 5 0
                                    

İYİ OKUMALAR♥️

Sessizce ilerlediğimde elindeki kristal bardağı gördüm. İçkisinden bir yudum alarak sıkıca sıktığı avucunu açtı. Gözlerini avucundakinden ayırmayarak derince aldığı nefesini verdi, arkasına yaslandı.

Sessizliğimi koruyarak ona doğru ilerledim. Arkasından ona baktığımda avucundaki şeyin kolyem olduğunu gördüm. Hızla önüne geçerek sertçe bir tokat yapıştırdım.

***

Yüzü yana gittiğinde bana dönerek
"N'oluyor lan?" Dedi, sertçe.

Bir hışımla elindeki kolyeyi almaya kalktım. Elini çekerek almama izin vermedi.

"Asıl sana ne oluyor? Neyimsin de gitmemi engelliyorsun?"

"Sakin ol, konuşalım." Diyerek kollarıyla bedenine vurduğum kollarımı kilitledi. Debelenerek

"Ne diyorsun sen ya? Sakin falan olamam, konuşmayalım. Konuşacak birşey yok." Dedim. Tüm gücümü toplayarak

"Şimdiye kadar gidemememim tek nedeni sensin!" Diyerek kollarından kurtuldum. Tekrar kolyeyi almaya kalktım. İkimizinde ailesi şaşkınlıkla bizi izliyordu. Onları görmezden gelerek,

"Anlamadığımı mı mı sanıyorsun?Havaalanında biletleri senin çaldığını biliyorum. Şimdide kolyemi çaldın. Neden bunu yapıyorsun. Yeterince canımı yaktın zaten. Bırak gidiyim hayatından. Unut bütün yaşanılanları. Rahat bırak beni." Dediğimde almaya çalıştığım kolye şömineye düştü.

"N'aptın sen? Allahın cezası n'aptın?" Diyerek göğsüne vurdum.

"Biletleri çaldın. Kolyemi çaldın. Şimdide baktın olmuyor. Çalacak birşey kalmadı. Kolyemi ateşe attın. Ama elinden geleni ardına koyma. Ne yaparsan yap buradan özellikle senden kurtulucam." Dedim. Yanından geçeceğim sırada kolumdan tutmasıyla bedenlerimizi birleştirdi. Ailelerimizin karşısında bu yakınlık fazlaydı. Bir o kadar da gereksiZ. Kolumu tuttuğu eline sonrada gözlerine sertçe baktım.

"Gitsen bile rahat bulamayacaksın hiçbir yerde."

"Derdin ne benimle?" Dedim kısık sesimle.

"Derdim yok. Beni unutmak için herşeyini burada bırakıp gidemezsin. Benim yüzümden hayatını değiştiremezsin. Bunu yaparsan sana rahat vermem."

"Neden??" Dedim tükenmişlikle. Gözlerim dolmuştu.

"Eğer gidersen nedenini öğrenemezsin?" İfadesiz halimle

"Gidicem. Ama gelicem de. Ama helvanı yemeye. Bana zarar verirsen canını alırım." Diyip kolumu kurtardım.

Herkesin ortasından onları umursamadan geçip bu evden çıktım.

Arabayı çalıştırmamla gazı kökledim. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Sadece uzun bir süre araba yolculuğu yaparsam rahatlayacağımı biliyorum.

Son gaz neredeyse şehirdeki tüm yollardan geçmiştim. Az da olsa kafamı boşaltmıştım. Yapmam gereken tek şey vardı. Kimsenin haberi olmadan buradan gidecektim. Mahirin dedikleri umrumda değildi. Neymiş? Bana rahat vermezmiş.

Ondan gelen zarar artık bana dokunmuyordu. Ne yaparsa yapsın, hissetmezdim. Ruhum ve bedenim alışmıştı, Mahirden gelecek olan zarara. Beynim ise artık Mahirden gelecek iyilik olmadığını kabullenmişti.

Telefonumu açmamla Çağla aradı. Biraz beklettikten sonra aramayı cevapladım.

"Efendim."

"Gene nereye kayboldun?" Sesi endişeli geliyordu. Bir o kadar da sinirli.

Bendis ve Eresbos Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin