46.İP

11 3 1
                                    

İYİ OKUMALAR♥️

Saate baktığımda iki buçuktu. Zaman çok yavaş geçiyordu. İçimdeki uykuya daha fazla direnemiyordum.

***

Güneşin doğmasıyla uyandım. Balkonda uyuyarak heryerim tutulmuştu. Çağlayı dürterek uyandırmaya çalıştım.

"Çağla."

"Hı."

"Kalk. Git yatağa yat. Heryerin tutulmuştur." Dediğimde boynunu kaldırmasıyla inlemesi bir oldu.

İçeri girerek banyoya yöneldim. Suyu ayarladığımda üzerimdekileri çıkartarak kendimi suyun altına bıraktım. Sıcak su belki tutulmuş yerlerime iyi gelebilirdi.

Uzun bir duşun ardından bornozumu giyinerek banyodan çıktığımda yatakta uyuyan Çağlayı gördüm. Ceketimin cebindeki telefonumu aldığımda saatin on buçuk olduğunu fark ettim. Neredeyse iki saattir falan duştaydım.

Gardırobun önüne geçerek kıyafet seçmeye koyuldum. Koyu gri kot pantolon ve kiremit rengi boğazlı kazağımı ve iç çamaşırı alarak banyoya girdim. Üzerimi giyinip saçımı tarayıp kuruttuğumda uçlarını hafif maşa yaparak dalgalandırdım. Yüzümü de hafif makyaj yaparak aydınlattığımda hazırdım.

Çağlaya döndüğümde hala uyuyordu. Uykusunu alsın diye uyandırmadan odadan çıktım.

Merdivenleri indiğimde mutfaktan nefis kokular geliyordu. İçeri girdiğimde Hediye ablayla annem kahkahalarla sohbet ediyorlardı. Yanlarına gittiğimde beni fark ettiler.

"Sabah sabah ne bu neşe." Diyerek bir kolumu annemin omzuna bir kolumu da Hediye ablanın omzuna koydum.

"Hediye işte. Her zaman ki gibi güldürüyor." Dedi annem. Hediye abla tebessüm ederek işine devam etti. Onların mutlu olması beni de mutlu ediyordu.

Onlardan ayrılarak hazır olan tabakları masaya götürmeye başladım.

Elimdeki tabaklarla bahçeye geldiğimde koyu sohbet içersinde olan babam ve abim beni görmeleriyle sustular. Tekrarlayan gülüşümü yüzüme yerleştirdim.

"Günaydın."

"Günaydın kızım." Diyerek yanıt verdi babam. Tabakları koyduğumda cevap vermeyen abime döndüm.

"Abi?" Dememle irkildi.

"Haa. Ha... Efendim."

"İyi misin? Günaydın dedim ama duymadın herhalde?"

"Haa. Dalmışım. İşler biraz yoğunda, kafama takıldı." Dedi toparlanarak.

"Hmm. Anladım." Dedim. Bu sırada annem ve Çağlanın geldiğini görünce

"Ee hadi masa hazır." Diyerek elimle masayı gösterdim.

Herkes yerini aldığında tabağıma birkaç kahvaltılık koymaya başladım. Çatalıma batırdığım salatalığı ağzıma aldığımda babam Çağla ve bana dönerek

"Kızlar..." dedi. Çağlayla birbirimize bakıp babama döndüğümüzde babam devam etti.

"Okulunuz belirlenene kadar holdingde çalışmanızı istiyorum." Demesiyle şaşkınlığımı gizlemeye çalıştım. Çağlaya baktığımda göz göze geldik. Tekrar babama döndüğümde

"Kabul ederseniz atölye açmanıza yardımcı olurum." Dedi. Bir anda ağzımdan çıkan "hayır" kelimesiyle bütün bakışlar bana döndü.

"Yani. Ben çalışırım ama... kendi emeğimizle atölye açmak istiyoruz."

Bendis ve Eresbos Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin