47.KAÇ YILDIR?

12 3 2
                                    

İYİ OKUMALAR♥️

Yaptığı herşeyi affedebilirdim. Ama bu kaldırılmaz bir yüktü...

Bu kadar düşmemeliydi.

***

Ona alaycı bir gülüş atarak bakışlarımı çevirdim.

Bir zamanlar bana kullandığı kelimeyi şimdi başkasına kullanıyordu. Tıpkı beni kullandığı gibi.

O gergin ortamdan kurtulup holdinge geldiğimizde yine Mahirle aynı asansöre binmiştik. O sürtüğü saymıyorum.

Asansörden inmemle Leyla yanıma geldi.

"Hoş geldiniz Azra Hanım."

"Bana sert bir kahve getir." Diyip odama girdim. Bu sırada Mahirin beni izlediğini biliyordum.

Omzumdaki montumu kenara koyup işime döndüm.

Odaların duvarları cam olduğu için herkes herkesin ne yaptığını görebiliyordu. Bir tek babamın ve Demir beyin odaları cam yerine duvarla çevriliydi.

Bir anda 'Azra' diye bağırılmasıyla büyük çaplı irkilme yaşadım. Karşımda Çağlayı gördüğümde tuttuğum nefesimi verip arkama yaslandım.

"Ne bağırıyorsun ya? Ayrıca ne ara girdin odama?" Dedim elimle başımı ovarken.

"Nasıl çalışıyorsan odana girdiğimden ve kırk kere Azra diye bağırmamdan haberin yok!!" Dedi.

"Dalmışım." Diyerek tekrar bilgisayara döndüğümde çıkış saatinin geldiğini gördüm. Ne çabuk??

"Hadi toparlan da çıkalım. Aşağıda bekliyorum." Diyip odadan çıktı Çağla.

Masayı düzenleyip çantamı ve montumu alıp odadan çıktım.

Asansör tam kapanmadan araya kolumu koyup kapanmasını engelledim. Asansör tekrar açıldığında onunla göz göze geldim. Elleri pantolonunun cebindeydi.

Eğer asansör de o var diye binmemezlik yaparsam bu onu önemsediğimi gösterirdi. Ciddi ifademe bürünerek asansöre bindim. Bu sefer o kız yanında yoktu.

Hayret.

"Lezzetlimiydi?"

Ne demek istediğini anlamayarak kafamı yana çevirerek yere bakıp konuştum.

"Anlamadım."

"Helvam, lezzetlimiydi." Tabi yaa. Gitmeden önce ona 'helvanı yemeye gelicem' demiştim. Unutmamış.

"Ciğeri beş para etmeyen insanların cenazelerine gitmiyorum." Dedim üzerine basarak. İki hecelik kahkaha atıp kafasını salladı.

Asansörün açılmasıyla çıktım. Lobide oturan Çağla beni gördüğünde yanıma geldi. Beraber holdingden çıktığımızda arabaya yöneldik. Mahir hala arkamdaydı. Ben arabaya binerken o da yanıma park ettiği arabasına bindi.

Arabayı çalıştırdığımda gereksiz hız yaparak holdingden çıktım. Evlerimiz aynı site de olduğu için tam arkamdan geliyordu. Sinirimi fark eden Çağla

"Bu ne surat Azra?!!" Dedi.

"Utanmadan konuşmaya çalışıyor. Lezzetlimiymiş. Hayvan!! Sunumunun iyi olduğu gibi tadı da güzel olsa keşke!!-"

"Ne lezzeti, ne sunumu, ne diyorsun sen?!"

"Allahın belası aptal!! Fiziğinin iyi olması sanki iç güzelliğini etkiliyor!! A-"

"Azra!!! Noldu ya? Sinirlenmeyi bırakta anlat!!"

"Mahir, giderken helvanı yemeye gelicem dediğimi unutmamış. Asansörde konuşmaya çalıştı. "Lezzetlimiydi?" dedi. Anlamadım deyince "helvam lezzetlimiydi?" dedi."

Bendis ve Eresbos Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin