(Jisung)
Akşam için market alışverişi yapıp eve geldiğimdeyse yemek hazırlamaya koyuldum. Daha çok atıştırmalık hazırlamıştım, Chan hyung içmeyi severdi, alkolün yanında da en güzel atıştırmalıklar gider diye düşünüyordum.
Her şeyi hazır ettiğimde duşa girip hızlıca duş aldım ve üstüme güzel bir şeyler giymeye özen gösterdim. Altıma bacaklarımı saran bir deri pantolon, üzerime ise beyaz üstten birkaç düğmesi açık bir gömlek giydim, hafif bir parfüm sıktım ve aynadaki görüntüme baktım. Yakışıklı görünüyordum, kabul etmeliydim. Hazırlığım bittiği sırada kapının açıldığını duyup gelen kişiye baktım. Felix tek başına gelmişti.
"Chan hyung gelmedi mi?"
"Marketten içki alıp geleceklerini söylediler."
Ler mi? Neden çoğul konuşuyordu, bilmediğim bir davetlimiz daha mı vardı?
"Söylediler mi?" Çoğul ekinin üzerine vurgu yaparak sormuştum.
Bana yine o tatlı surat ifadesini sunarak anlatmaya başladı.
"Jisungie~ Sana soramadım fakat Chan hyungun yanında en yakın arkadaşı Changbin hyung vardı."
Changbin hyung derken gözlerinin içi parıldıyordu.
"Bugün aslında içmeye gideceklermiş ama Chan hyung seni kırmak istemedi ve böylece beraber gelmiş oldular. Ayrıca Changbin hyung çok iyi birisi çok seveceğine eminim."
Felix'i ilk kez böyle görüyordum, nasıl böyle düşünebilirdi daha yeni tanışmışlardı, yoksa benim minik civcivim bu çocuktan hoşlanıyor muydu?
"Lix sen sevdiysen benim için sorun değil, eminim ki iyi birisidir."
Bakışlarını bana tekrar yöneltti.
" Bu arada sen nerede iş buldun?"
Gülümseyerek anlatmaya başladım.
"Karşı komşumuz Minho hyungun yanında çalışıyorum. Sabah evden çıkarken karşılaştık, özür dilemek için kahve ısmarlamak istediğini teklif etti."
"Ve sen de etkilendiğin için kabul ettin."
O kadar mı belli ediyordum etkilendiğimi, gerçi belli etmesem de Felix anlardı.
"İşletme son sınıf öğrencisiymiş bizim okulda, kuzeni kafenin sahibiymiş konu konuyu açtı ve ben de iş aradığımı söyleyince bana zaten eleman aradıklarını söyledi ben de çalışmayı kabul ettim."
Yine aklıma onun gülüşü gelmişti, istemsizce gülmeye başladığımda Felix'in kalın sesi beni kendime getirdi.
"Minho hyungu akşam için çağırdın mı peki?"
İçimden bir küfür savurdum, resmen bugünün ana kahramanını kutlamaya davet etmemiştim.
"Heyecandan unuttum, geç olmadan gidip davet etmeliyim. Hatırlattığın için teşekkürler civcivim."
Bana havadan bi öpücük atıp gitmemi işaret etti.
Hemen kapıya yönelip karşı komşumun ziline bastım, çok geçmeden açmıştı kapıyı.
"Merhaba Minho hyung, telefon numaran olmadığı için yüz yüze konuşmak istedim, müsaitsin değil mi?"
Yine bana o güzel gülüşünü bahşetmişti.
"Sorun nedir Jisung-ah?"
"İş bulduğum için ev arkadaşım ve diğer birkaç arkadaşım ile bi kutlama yemeği yiyecektik, senin sayende iş bulduğum için senin de orada olmanı istiyorum."
Yüzündeki gülüşü büyümüştü bu benim de gülümsememi sağlamıştı.
"Tabii ki gelirim Jisung, üzerime daha iyi bir şeyler giyip geliyorum."
Kapıyı kapamasını bekleyip eve geçtim, avuç içlerim heyecandan aşırı derecede ter üretiyordu.
Birkaç dakika sonra Chan hyung ve Felix'in bahsettiği Changbin hyung gelmişlerdi. Felix onu görünce birden gözleri parlamaya başladı. Düşüncelerimde haklıydım sanırım, onu daha önce hiç böyle görmemiştim.
Birkaç dakika sonra da tüm gece boyunca gözlerimi ondan çekemediğim, güzelliğiyle tüm gözleri üzerinde toplayan Minho hyung geldi. Üzerine siyah düz bir tişört, altına da aynı şekilde siyah yırtık bir kot giyinmişti, taktığı küpe ve onla uyumlu olan kolyesiyle oldukça yakışıklı görünüyordu, turuncu saçlarından hiç bahsetmiyorum bile.
Biraz sohbet edip kaynaştıktan sonra Felix herkesi yemek masasının etrafına toplamıştı, güzelce yemek yedik. Gece boyunca şarkı söyledik, Changbin hyung bize komik lise anılarını anlattı, gerçekten iyi bir kişiliği vardı, ona kanım ısınmıştı. Minho hyung sadece olanları dinledi, gereksiz konuşmuyordu, tekrar söylüyorum bu hyung çok güzel kahkaha atıyordu.
Herkes evine dağıldığında Felix bana ortalığı toplamama yardım ediyordu, ben mutfakta bulaşıkları yıkarken elinde bir notla benim yanıma geldi, yüzünde pis bir sırıtış vardı. Notta yazanları okumaya başladım.
"Merhaba Jisung-ah, telefonumu evde unuttuğum için numaranı alamadım, işte numaram bundan sonra bana buradan yazarsın. Gece için tekrar teşekkür ederim.
82xxxxxxx07
-Minho hyungun."Gülümseyerek telefonumu elime alıp heyecanla numarayı telefonuma kaydettim. Ardından Minho hyung'a bir mesaj attım.
'Umarım güzel vakit geçirmişsindir hyung! İyi geceler.'Geri mesaj atmasını beklemeden kendimi yatağa bıraktım, yarın gitmem gereken bir işim vardı.
--------------------------------------------------
Umarım beğenmişsinizdir, lütfen oylamayı ve yorum atmayı unutmayın. İyi okumalar kuzucuklarım💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coffee |Minsung| ✔️
Fanfiction"Bir gün seni bulacağımı biliyordum miniğim." . . . . "Hyung çok güzel kokuyorsun, kahve gibisin." yan shipler; changlix, hyunin, chanmin