16. Mutluluğu daha çok hissetmeye çalışıyorum.

2.5K 235 29
                                    

Sarışın, bebeğinin üzerindeki giysinin düğmelerini ilikleyip ağlamaya devam eden miniği kucağına aldı. Başını omzuna doğru yaslayıp sırtını sıvazlarken bir yandan da onu hafifçe sallıyordu.

Evde tekti, Bayan Seo gideli çok olmamış, bundan bir hafta önce de Felix'in ailesi onları ziyarete gelmişti. Uzun süredir belli bir hareketlilik içinde olan hayatı şimdi bir aylık bebeğiyle kaldığı yerden devam ediyordu.

Vücudu iyice toparlanmış, sağlıklı bir şekilde kendine uyguladığı diyet programıyla fazla kilolarını atmaya başlamıştı. Yorulsa bile mutluydu. Hem bebeği hem de kocası onunlaydı. Huzursuz olması için en ufak bir sebep yoktu.

Felix, kucağında tuttuğu bebeğini yavaş yavaş sallayıp onunla konuşurken minik bebek neredeyse uyumak üzereydi.

Yeni doğan bebeklerin sık sık uyuması çok normal olsa bile Mingyu diğer bebeklerin yolundan giderek gündüz uyuyup gece uyutmamayı tercih ediyordu.

Miniğin gecenin geç saattleri duyulan ağlama sesleri ikiliyi uykusundan ediyordu. Changbin neredeyse hiç dinlenemeden ise gidiyor eve geldiği zamanlarda Felix'e yardım ediyordu.

Felix de normal hayatına döndüğü için hem bebeğine bakıyor hem de evle ilgileniyordu. Bunca zaman sonra değişen tek şey Mingyu'nun gelişi olmuştu.

Mingyu'nun kapanan gözleriyle sustu Felix. Uykunun bu evresine gelene kadar Felix'in sesini duymazsa sürekli ağlıyor ama uykuya dalmak üzereyken tamamen sessizlik istiyordu.

Tabi bu sadece Felix'in tahmini gözlemiydi.

Gözlerini miniğin üzerinde gezdirip yüzüne yerleşen gülümseme eşliğinde Mingyu'yu eşiyle beraber seçtiği beşiğe yatırdı. Ağzında duran mavi emziğe ve üzerindeki turuncu kıyafetin arttırdığı sevimliliğe karşı kendini tutamayıp oğluna doğru eğildi ve dudaklarını alnına bastırdı. Hemen ardından eldivenlerin takılı olduğu minik ele kumaşın üzerinden küçük bir öpücük bıraktı ve odadan çıktı.

Felix, Mingyu'nun babası olduğu için son derece gururluydu.

______________________

"Gelmişsin." dedi Felix. Kapıdan içeri girmek üzere olan eşine yaklaşıp onun girmesiyle kapıyı kapattı.

Büyük olan yine yorulmuş görünüyordu. Felix de yorgundu ama o bunu fiziksel ederek çok fazla belli eden bir tip değildi.

"Hoş geldin." dedi Felix. Eşinin üzerindeki montu çıkarması ile hiç beklemeden kollarını boynuna doladı. Changbin'e her sarıldığında içinde bir şeylerin harekete geçtiğini hissediyordu. Sanki eşi yanında olmasa ölecek gibiydi.

"Bakıyorum da özlenmişim." dedi Changbin. Felix'in sarılmasına, kollarını onun beline dolayarak karşılık verdi. Sarışını iyice kendine çekti ve boynunu öptü.

"Sen beni özlemedin mi?"

"Çok özledim."

Hafifçe güldü Felix. Başını Changbin'in boynuna doğru sürtüp geri çekildi.

"Mingyu uyuyor mu?"

"Evet." dedi sarışın.

"Eziyet etti mi?"

"Hayır, çok usluydu bugün. Hiç zorlanmadım. Neyse, haydi sen gidip şu üstünü falan değiştir, elini yüzünü yıka sonra gelirsin. Ben de yemekleri ısıtıp sofrayı kurayım. Aç olmalısın." 

"Tamam." dedi Changbin. Felix'in ilgisi onun için dünyanın en güzel şeyiydi.

İkili, birbirinin yanından ayrılıp kendi işine koyulduğunda kısa süre sonra her şey hazırdı.

Changbin'in mutfağa gelmesi ve ikilinin sofrayı hazırlamasından sonra kısa süreli fakat güzel bir akşam yemeği geçirdiler. Tatlı sohbetleri onlara eşlik etmişti. Changbin tüm günde işte ne yaptığını anlatırken Felix de daha çok Mingyu'dan bahsetmişti. Oğlunu anlat anlat bitiremiyordu.

"Bekleseydin birlikte banyo ettirirdik. Hem tutmak hem yıkamak zor oluyor."

Başını sallayıp reddedip Felix. Elindeki su bardağını dudaklarından çekti.

"Zorlanmadım bugün. Hem sen zaten yorgunsun. Mingyu uyanmadan yat dinlen istersen, burayı ben toparlarım."

Felix'in eline masa üzerinden uzandı Changbin. Dokunduğu tenin sıcaklığı bir anda onu ısıtmıştı. Bu his çok güzeldi.

"Sen de yorgunsun Lix. Hemen toplayalım, sonra birlikte dinlenelim. Olur mu?"

"Bence sen din-"

Duyulan ağlama sesiyle çiftin dinlenme planları bir süreliğine iptal edilmişti. Mingyu böyle ağlarken birisinin uyumasına imkan yoktu. Fazla gürültülüydü.

"Ben Mingyu'ya bakayım o zaman." dedi Changbin. Felix'in onayını aldıktan sonra mutfaktan çıktı.

Sarışın, mutfaktaki işi bitirip hızla oğlunun ve eşinin yanına gittiğinde Changbin'in sadece beşiği salladığını gördü. Minik bebek ağlamayı kesmişti. Eşinin yanında durdu ve oğluna baktı.

Büyük olansa bu fırsatı kaçırmayıp eşinin arkasından sarıldı. Kollarını önünde hapsedip başını omzuna yasladı.

"Binnie?" dedi Felix sorar gibi. Gülmesine engel olmadı ama son derece sessiz bir gülüştü bu. "Ne yapıyorsun?"

"Mutluluğu daha çok hissetmeye çalışıyorum. İki bebeğimin de yanımda olması çok güzel."
________________________

"________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Miracle | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin