20. (F) Benim bu hayattaki en büyük şansım da mucizem de sizsiniz.

3K 233 102
                                    

Sarışın, kaydırağın bir ucunda beklerken Changbin miniği kucaklayıp kaydırağın üzerine oturttu. Mingyu üç yaşına girdiğinden beri neredeyse her gün geldikleri bu park miniğe hep aynı duyguyu yaşatıyordu.

Mingyu parkta eğlendiği için mutluydu, ikili ise oğullarının attığı kahkahalarla mutlu oluyordu. Onun sürekli güldüğünü görmek kendilerince iyi bir ebeveyn olabildiklerini kanıtlıyordu.

Changbin, oğlunun beline yerleştiği ellerini çekmeden onun kaymasını sağlarken Felix onlara gülümsedi. Hemen önünde durup babasının elinden kurtulan ve bacaklarına sarılan küçüğe doğru eğilip boylarını eşitledi.

"Ne oldu bebeğim? Bir şey mi istiyorsun?"

Felix'in yumuşak sesi karşısında Mingyu başını salladı ve siyah saçlı adama kısa bir bakış attıktan sonra Felix'e dönüp salıncakları işaret etti.

"Ona binebilir miyiz?"

Güldü Felix. Mingyu'nun yanaklarını okşayıp başıyla onu onayladı ve ayağa kalktı. Eli küçüğün elini kavrarken Changbin'in duyduğundan emin olup salıncaklara ilerledi.

Siyah saçlı eşi ve oğlunu arkalarından takip ederken Mingyu bir anda durup babasına baktı.

Changbin olduğu yerde Mingyu'nun neden öyle baktığını anlamaya çalıştığında Mingyu'nun elini uzatmasıyla düşünmesine gerek bile kalmadı.

"Sen de gel baba. Elimi tut."

Küçüğün bozuk fakat bir o kadar da sevimli olan konuşmasına karşı bu teklifi reddetmek imkansızdı. Changbin diğer tarafa geçip oğlunun boştaki elini tuttu ve eşine gülümsedi.

Üçlü el ele salıncakların önüne kadar yürüdü.

Changbin, Mingyu'nun saçlarını okşayarak konuştu.

"Hangisine binmek istiyorsun?"

"Mavi!" diye bağırdı küçük.

Renkleri ona Felix öğretmişti. Eşi işteyken o da elinden geldiğince Mingyu'ya bir şeyler öğretmeye çalışıyordu. Yaşı küçük olduğu için oturtup kitaptan çalıştıramayacağına göre küçük küçük oyunlar icat ediyor ve her oyun sonunda onu ödüllendirmeyi ihmal etmiyordu. Bu oyunlar her ikisi için de çok zevkliydi.

"Tamam o zaman." dedi Changbin. Mingyu'yu salıncağa bindirirken Felix salıncağın arkasına geçti. "Şunu da indirelim, düşme."

Küçük çocuk heyecanla babasını onaylayıp demirlere tuttundu.

Changbin salıncağın önünden çekildiğinde sarışın salıncağı sallamaya başlamış ve Mingyu'nun "Daha yükseğe!" diye bağıran sesi duyulmaya başlamıştı.

Onlar salıncağın önünde vakit geçirirken parkta yeni bir ses duyuldu.

"Felix amca! Changbin amca! Oradalar işte oradalar! Mingyu da var, baba yanlarına gidelim n'olur."

Changlix ikilisini arkalarına dönüp baktıklarında Taemin'in iki babasını çekiştirerek kendilerine doğru getirmeye çalıştığını gördüler.

"Taemin mi geldi baba?"

"Evet babacığım." dedi Changbin. Hyunjin'den ayrılıp koşarak kendisine doğru gelen çocuğa kollarını açtı. Minik onun kollarının arasına girerken Mingyu bacaklarını hızla sallamaya başlamıştı.

"İnmek istiyorum."

"Tamam." dedi Felix. Salıncağı yavaşça durdurdu ve önü tarafa güvenlik için koyulan kısmı kaldırdı.

Miracle | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin