Gazi Paşa'nın bir sözü vardır: "Sanatkâr el öpmez, sanatkârın eli öpülür." Hayattaki en büyük şansım bu sözü düstur edinmiş insanlarla karşılaşmaktı. Sanatımın icrasında bulunduğum sıralarda asla elem vaziyetlere maruz kalmadım. Bugüne dek kıymetim hep bilindi, çünkü ben de hep kıymet bilenlerin tarafında saf tutmuştum.
Türkan, her zamanki gibi kulisi doldurup taşıran çiçekler ve hediyelerle boğuşuyordu. Bütün bu gördükleri her temsil sonrası olağan şeylerdi fakat onun şaşkınlığı berdevamdı. Müzeyyen, tuvalet aynasının karşısına oturmuş bütün gecedir kafasına batıp duran tokayı saçlarından çıkarmak için cebelleşiyordu.
"Baksana kuzum şu gelenlere. Hemen geçmişsin ayna karşısına."
Müzeyyen, Türkan'ın söylediklerini duymamış, duyamamıştı. Çünkü aklı da fikri de sahneden inmeden evvel kendisini tebrik eden Hariciye Nazırı'ndaydı. "Koskoca Nazır..." diye diye kendi kendine söyleniyordu fakat Türkan'ın onu duyduğundan habersizdi. Türkan, yavaşça Müzeyyen'in arkasından yaklaşıp ellerini arkadaşının omuzlarına koydu.
"O koskoca nazırsa sen de koskoca Paris Primadonması'sın şekerim!"Müzeyyen, Türkan'ın gelişini fark etmemiş, olduğu yerde korkudan zıplamıştı.
"Ay niçin sessiz sessiz geliyorsun? Ödüm patladı!""Hiç de bile ne sessizi? Deminden beri konuşuyorum ama duyan kim acaba!"
"Saçlarımı açmaya çalışıyordum. Fark etmemişim, affet kuzum."
Türkan, Müzeyyen'nin hemen yanına bir sandalye çekip oturdu.
"Aklın hâlâ onda değil mi?""O kim ayol?"
"Nazır Bey'den bahsediyorum yahu. Neydi adı? Şey... Fatin... Fatin Reşat! Ne yakışıklı adam ama... Türkiye'de var mıymış böyle erkek? Şaştım doğrusu!"
"Aman Türkan ne diyorsun? Şaşırdım sadece!"
"Safi şaşırmak değil bu şekerim. Etkiledi seni, gözlerimle gördüm."
Müzeyyen, biraz sinirlenerek gözlerini Türkan'ın gözlerine dikti.
"Niçin safi şaşırmak olmasın? Her temsilde Fransız siyasisi ağırlamışım. Şimdi de bir Türk'e rastlamışım. Ne olmuş yani? Hepsi bu!"Türkan, çekingen bir tavırla Müzeyyen'den biraz uzaklaştı.
"D'accord Madame..."Müzeyyen, Türkan'ın geri çekilmesiyle tekrar düşüncelere dalıp ayna karşısına geçti. Odadaki sükûneti tıklatılan kapı bozmuştu. Türkan, içerisinin müsait olduğunu belirten bir tonda kapının ardındaki kişiye gelmesi için karşılık verdi.
"Türkiye Cumhuriyeti Hariciye Vekaleti'nden Nazır Fatin Reşat Beyefendi adına Büyükelçilik'ten geliyorum efendim. Kendileri hususi olarak bu çiçekleri Müzeyyen Hanım'a yolladılar."