Düğün günümüz gelmişti. Normalde bizim şuan tatlı telâşlar içinde olmamız gerekirdi değil mi? Ne bileyim ayakkabımın altında kimin adı yazıcak, Barış beni beğenecek mi falan gibi konuları tartışmamız gerekiyordu. Ama biz öyle bir çifttik ki bunu bile farklı yaşıyorduk. Ne mi yapıyorduk? Üzerimde gelinlik ve ben Barış'ın kolları arasında kek yemekle meşgulüm. Barış ise şu meşhur arkadaşları ile konuşup gelişmeleri kontrol ediyordu. Çok saçma ama biz yine de mutluyduk.
Barış telefonu kapattıktan sonra ona bakıp gülümsedim. "Bir sorun yok değil mi?" "Yok güzelim ya ne sorunu olacak." Önce dudağına minik bir öpücük kondurdum. Sonra onun da kekten ısırmasını sağladım. "Kız ne güzel yapmışsın bunu." Güldüm. "Sabahtan beridir neredeyse tüm keki neden yedim sanki Barış?" Barış yanağımı ısırırken güldüm. Sonra ara ara ona da kek yedirmeye başladım. Beraber kek yiyerek düğününün başlamasını beklemek... Öyle herkese nasip olmazdı bu. Eğilip karnıma baktığımda gülümsedim. Artık yavaş yavaş büyümeye başlıyordu.
"Barış?" "Söyle güzelim benim." Barış'a bakıp güldüm. "Şey diyecektim. Eğer bebeğimiz kız olursa ismini Damla mı koysak? Hem onun adını yaşatmış oluruz." Barış beni kendine çekip sıkıca sararken boynuma bir öpücük bırakmıştı. "Sen çok asil, çok düşünceli bir kadınsın Nisa. Ama bu dediğin imkansız. Yani ben düşünüyorum mesela çocuğumuzun ismi Cemal olsun istemem. Kötü hissettiriyor insana." "Ama aynı şey değil ki... Cemal yaşıyor ama Damla..." Barış'ın elleri yüzümü sararken yutkundum. "Ne olursa olsun Nisa'm. Bu berbat bir his ve sana asla yaşatmam."
Barış'ın dudağına minik bir öpücük kondurup uzaklaşmak istediğimde beni belimden sıkıca kavramış ve dudaklarımızı birleştirmişti. Benden uzaklaştığında sarhoşmuş gibi hissediyordum. "Öyle minik öpücüklerle kaçamazsın peri kızı." Sakallarını okşarken sıkıca sarıldım ona. "Sana aşığım ben. Bunu hiç unutma olur mu?" Ellerimi tutup öptüğünde gülümsedim. "Sen de her gün yeniden hatırlat bana, bıkmadan usanmadan... Olur mu, söz mü?" "Söz..." Yeniden dudaklarımız birleşirken derin bir tutku vardı aramızda.
Ayrıldığımızda Barış'ı izliyordum. Çok mutlu gözüküyordu. Beni gerçekten seviyordu belliydi. Ama hayatım boyunca her gün kendimi Damla'yla kıyaslayacaktım galiba. O yaşasaydı yine de beni bulur muydu? Ne bileyim? Ya onu tanıdığımda o da bir ilişki yaşıyor olsaydı ben bu mükemmel aşkı hiç yaşayamayacak mıydım? "Beni ilk öptüğün günü hatırlıyor musun?" Güldüm. "Unuttum diyen ben değildim Barış bey." O da gülerken ellerim yeniden sakallarının arasına dalmıştı. "Seninle ilgili hiçbir şeyi unutamam Barış. Her saniyesi çok özel, çok güzel." "Hayatımın en güzel şeyisin sen Nisa. Bana hayatta tek bir gün yaşama hakkı verseler o günün her saniyesini seninle geçirirdim."
"Emin misin?" "Hiç olmadığım kadar hem de. Bir an önce düğünün sonuna gelsek keşke." Derin bir nefes aldım. "Öyle deme bak sıcak basıyor. Utanıyorum ben." Yanağımı okşarken gözlerimi kapattım. Dudaklarını boynumda hissettiğimde derin bir nefes aldım. "Barış..." "Nisa'm." Ellerim ensesini sararken tenimdeki dudaklarını hissetmeye çalışıyordum. Barış kendini geri çektiğinde gözlerimi açtım. İkimiz de derin nefesler alıyorduk. "Fazla güzelsin ve bu beni delirtiyor Nisa... Keşke daha önce bulsaydım seni." "Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?" "Gerçekten öyle düşünüyorum elbette. Bir türlü seni buna ikna edemedim ama benim için çok değerlisin sen. Herkesten çok."
...
Barış'la ilk dansımızı yapıyorduk. Tabii herkesin ortasında bu utanmama neden oluyordu. Cemal düğüne gelmemiş ama çiçek yollamıştı. Hoş gelmesini de beklemezdik zaten bu fazla ütopik olurdu. Lale'den ise hâlâ ses yoktu ki bana soracak olursanız bize ihanet etmişti ve birazdan haberini de alırdık. Ama şuan sadece Barış'a odaklanmıştım. Bedenimi saran kollarına, beni sarhoş eden kokusuna, aşık olduğum o gülüşüne ve mavilerine... İçimden binlerce kez iyi ki demiştim. İyi ki bu adam benimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALACAKARANLIĞIM
FanfictionNisbar kurgusudur 🌼 Alacakaranlığım varla yok arası... Biz ne bütün olabilmiştik, ne de karşı koyabilmiştik birbirimize... Ben ise her geçen gün farketmeden onun olmuşum...