Her şey seninle başladı Alper. Tüm duygularımı yok eden varlık. Senden nefret ettiğim kadar herkesten ediyorum. Sanırım kendini kollamalısın. Çünkü bu oyun iki kişilik. Ve tek bir koltuk boş. Sanırım başlamadan önce yerimi almalıyım.
Ben Gizem. Gizem Polat. 22 yaşındayım kahverengi saçlarım ve mavi gözlerim var. T-Rap dinlemeye bayılırım.
----
Eve geldiğimde kapı hafif aralıktı içeri girip salona ilerledim. Bu da ne? Yerde topuklu.. ayakkabılar vardı. Alper'in gömleği, saati.
Yerdeki kıyafetler son bulduğunda Alper'in odasının önüne gelmiştim. Aralık olan kapıyı yavaşça ittiğimde göz kapaklarımı kapatacak güç bile bedenimi tamamiyle terk etmişti.
Alper'in üzerindeki o kadın.. Bedenlerinin birbirine değmesi.. Göz yaşlarım bile akacak gücü bulamıyordu. O gün.. O saat.. O dakika.. O saniye.. Tüm duygularıma tek bir duygu hakim olmuştu. Nefret..
------
Ağlamak güçsüzlük değildir. Ağlamak güç toplama sanatır. Bu yüzden ağlayın. Bağıra bagıra. Her bir göz yaşı içinideki bir duyguyu daha alıp götür. Ağlamayan insanlardan korkun bu yüzden..
---
İnsanlar gökyüzünde üç rengin olduğunu görüyorlar. İşte bu yüzden yağmur yağıyor insanların üzerine. Gökyüzü üzgün, kimse içindeki renkleri göremediği için üzgün. Herkes maviye aşık. Ona değil. Ama ben.. Gökyüzünde göremediğim tüm renklere aşığım bu yüzden..
---
Hayat yaşamayı bilene güzeldir ha? Yaşmayı kim biliyor? Hayat aldıklarını nerde saklıyor? Nefes almak yaşam belirtisi midir? Yaşamak için kalbimizin çalışması yeterli midir?
---
Hikaye defterimi kapatıp kendi hikayemi yazma zamanı..