Eskiler

16.1K 1K 176
                                    

02.12.2020

***

''Hadi gel kantine gidelim.'' Biten dersin ardından Mete'nin önerisiyle kafamı sallayıp eşyalarımı topladım. ''Gidelim.''

Beraber kantine doğru yürüdüğümüzde etrafa bakınıyordum. İzlenilme olayı hâlâ devam ediyordu. Abime sormamıştım. Açıkçası biraz ondan da şüpheleniyordum. Belki güvenliğim için o göndermiş de olabilirdi.

''Neye daldın yine?'' Omuz silktim sadece. ''Seninki arıyor mu?'' diye yeniledi sorusunu.

''Seninki deyip durma! Aramızdaki her şey bitti!'' dedim sinirle.

''Sen onu benim külahıma anlat'' dedi.

''Mete!''

''Tamam tamam.'' Gülerek ilerlemeye başladı. Beraber boş bir masaya oturduk. ''Bugün bir şeyler yapalım mı?''

''Ödev için kütüphaneye gideceğim.'' Kafasını sallayıp kantinci abinin yanına ilerledi. İki kahve alıp geldi. ''Özlüyor musun onu?'' Mete'nin neden bu soruları sorduğunu anlamıyordum.

''Derdin ne Mete? Neden onun hakkında soru sorup duruyorsun?'' Tedirgin bir şekilde bakışlarını kaçırdı. Kaşlarımı çatıp baktım. ''Bilmem gereken bir şey mi var?''

''Yoo...''

''Mete!'' Uyarıcı sesimle oflayıp baktı bana. ''Beni aradı. Senin hakkında bilgi istedi.''

''Ne!?'' Ani çıkan sesimle birkaç kişi bize dönmüştü. ''Sen ne dedin peki?''

''Birkaç küçük bilgi vermiş olabilirim'' dedi elini küçük işareti yapıp. ''Ne kadar küçük?'' diye sordum merakla. ''Offf... Geçen gün dışarda olduğunu söyledim o kadar.''

Demek bu nedenle biliyordu. O zaman gerçekten takip ettiren o değildi. O zaman kimdi?

*****

Mete ile ayrıldıktan sonra o eve, ben kütüphaneye doğru yola çıkmıştım. Ne kadar sinirlensem de aramız iyiydi. Belli ki çok zorlamıştı onu. Ve Mete onu sevdiğimi bildiği için aramızın düzelmesini istiyordu ama bu pek mümkün değildi.

Kütüphanenin kapısından girip görevliye selam verdim. İstediğim kitabı bulmak için rafların arasında gezinmeye başladım. Bulduğumda çıkarıp masalara geçtim.

Bir süre çalışıp gerekli notları aldıktan sonra diğer kitap için rafa geçtim. Üzerimde yine izlenme hissi olunca etrafa baktım ama görünürde kimse yoktu. Boş verip kitaplara döndüm tekrar.

''Selam.'' Duyduğum sesle şokla döndüm ona. Bunun ne işi vardı buarda?

''Aykut'' İnci dişlerini göstererek gülümsedi. ''Nasılsın?''

''İyiyim sen?''

''İyiyim sağ ol.'' deyip süzdü beni. Aykut ablamların hayran olduğu ve bana geçen sene çıkma teklifi eden çocuktu. Çok yakışıklıydı.

''Burada ne arıyorsun?'' Okulu bitmişti. ''Yüksek lisansa başladım. İhtiyacım olan birkaç kitap vardı.'' Kafamı sallayıp kitabı elime aldım. Havaya kaldırıp: ''Neyse benim çalışmam gerekiyor.'' deyip masaya ilerledim tekrar.

Daha fazla konuşmak istediğini biliyordum ama benim halim yoktu. Bir an önce bitirip eve gitmek istiyordum.

''Yarın işin var mı?'' dedi yandaki tabureyi çekerek. ''Neden sordun?''

''Belki çıkışta bir şeyler yaparız.'' Kafamı iki yana salladım. ''Maalesef şu aralar dersler çok yoğun.'' dedim bahaneyle.

''Birkaç saat ayıramaz mısın?'' Etraftan sesler gelince sesini kısarak konuşmaya devam etti.

KORUMA | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin