*NEDEN BİR GÜN İYİ BAŞLAYIP İYİ BİTMİYOR?!*

50 17 2
                                    

Ne diyeceğimi bilemiyorum. Şuan sadece onun  gözlerine boş boş bakıyorum. O bana "ne olur evet de" dermiş gibi bakıyor. İçimdeki duygular o  kadar fazla ki :

1- Sevinç

2- heyecan

3- kaygı

4- Hüzün

Sevinç ve heyecanın neden olduğunu az çok anlamışsınızdır neden kaygı ve hüzün yaşadığımı da merak ediyorsunuzdur. Hüzünlü  ve kaygılı olmamın sebebi biliyorsunuz ki annem ve babamı daha yeni  kaybetmiş olmam. "ONLAR OLSAYDI NE DERLERDİ?"   bu soru kafamda dönüp duruyor. Bu düşünce kafama girdiğinden beri içimde bir burukluk var.

"Eray çok özür dilerim" diyerek oradan koçarak uzaklaştım. Arkamdan Eray'ın bağrışlarını duyabiliyordum.

Tuvalete koştum hemen . Kendimi durduramıyordum. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.

Şuan büyük ihtimalle bana "sen deli misin sevdiğin çocuk sana çıkma teklifi etti sen şuan ağlıyorsun" diyeceksiniz.

Annem ve babamdan dolayı kaygılanıyorum ben.  Ya şuanda yukarıdan bana kızıyorlarsa.

Kapıya doğru  gelen ayak seslerini duydum:

- Deniz eğer istemiyorsan sorun değil.

Sesi o kadar buruk ve ağlamaklı geliyor ki. Daha çok vicdan azabı çekmemek adına:

- Eray ben seni seviyorum...

Eray'ın heyecanının hissi bana kadar geliyordu.

- Neden o zaman ağlayarak yanımdan gittin?

- Aklıma annem ve babam geldi. Bu ilişkiye onlar ne der diye düşündüm.

- Deniz kapıya gelir misin?

Tuvaletten çıkıp kapıya yöneldim. Ordaydı , gözleri hüzünle bana bakıyordu .                                 

Yanıma hızlı bir hamle yaparak bana sımsıkı  sarıldı. Onun güveni, huzuru beni o kadar iyi hissettirdi ki. Şuan dünyanın en mutlu kişisi olmamam için bir sebep yok.  Kulağıma eğilerek şöyle dedi:

-Birlikte bunların hepsinin üstünden geleceğiz Deniz . Sen evet de ben senin için canımı bile veririm. 

Bende bütün okul inleyecek şekilde EVET diye bağıdım. Gerçekten biraz fazla bağırmış olsam gerek o kattaki bütün öğretmenler sınıftan çıkıp koridora bakıyorlardı.

Bende hemen Eray'ı kolundan  kızlar tuvaletine çektim.

Eray bana "sen ne yapıyorsun" dermiş gibi bakıyor.

Bende ona "yakalanmaktan iyidir" deyip sırıttım. Yaklaşık 3 dakika sonra koridora baktığımda Allah'tan bütün öğretmenler dağılmıştı. Eray'a gel anlamında işaret yaptım.

Hemen kimseye görünmeden kendimizi bahçeye attık. Saatime baktığımda zilin çalmasına 5 dakika kaldığını fark ettim.

Sanki bu bütün yaşadıklarımızın sadece 2 dakika da oldu.

O kızlar Eray'a bakarak iki saattir önümüzden geçip duruyorlar. Bende artık dayanamayıp şöyle dedim:

- Aşkım istersen bu akşam bize gel , film falan izleriz. Geç olursa da bende kalırsın.

Eray bana şaşırmış gözlerle bakıyordu sonra önüne dönünce  konuyu hemen anladı ve o da elimi tuttu.

-Ne?!   Ehehehe. Şaşırdım bir an okul başlayalı sadece 1 ay oldu nasıl sevgili oldunuz?

- Olduk işte . Tebrik etmeyecek misin?

-T-Tebrik ederiz.!

-Teşekkürler tatlım. Gel canım biz gidelim.

Onların yanından ayrılınca Eray'ın elini bırakmaya çalıştım ama o bırakmadı ve şöyle dedi:

-Onlara söylediğin şey gerçekte de geçerli mi?

- Tabii ki de hayır . Bunun için biraz fazla erken ayrıca diyelim ki izin verdim ,evde babaannem de var unuttun herhalde. Artık o da bizimle film izler.

Eray'la aynı anda bir kahkaha patlattım. Sonra Eray şöyle dedi:

-Tamam sözümü geri alıyorum.

Dersler öyle böyle hızı hızlı geçti . Otobüste Eray indikten sora hemen Ceylin'le Selin yanıma koştu. O sırada otobüsün hareket ettiğini bile unutmuşlardı ki ikisi de tutma direklerine çarptı.

Ben bir andan endişeli bir yandan da komik bir şekilde "iyi misiniz" dedim  Selin şöyle dedi:

-Sen bizi boş ver de ne oldu? Eray'la kantinde konuşuyordunuz . Senin elindeki  o kalpli kutunun içinden kağıtlar çıkarıp okudun sonra Eray sana bir şey dedi, tam o anda da hoca beni fark edip perdeyi çekti. Orda ne dedi sana?

İyi ki devamını görmemiş diye içimden oh dedim.

- Hazır mısınız?

-Evet

-Evet kanka hadi söyle .

-Bana çıkma teklifi etti.

İkisi de aynı anda "NEEEE! OLEY BE" diye bağırdılar. Bütün otobüstekiler her zamanki gibi bize baktı. En azından inmemize 1 durak kalmıştı.  İner inmez düşündüğüm gibi beni soru yağmuruna tuttular.

- Evet mi dedim?

- Ne dedin söyle çabuk.

-Arkadaşlar sakin. Hayır dedim 

-Neee?

-Daha cümlem bitmedi

- Nasıl yani

-Hayır  dedim diyemem asla! Tabii ki de eveeet!

Hepsi bir anda üzerime çullandılar ben "tamam yavaş" dememe rağmen bana hala sıkı sıkı sarılıyorlar.

- Çok geç kaldım babaannem merak etmiştir. Yazışırız. Görüşürüz kızlar.

İkisi de aynı anda "GÖRÜŞÜRÜZ YENİ GELİN" diye bağırdı.,

Allah'ım ya ne kadar çılgın bir o kadar da minnoş kankalarım var.

      Düşündüğüm gibi de oldu. İçeri girer girmez "neredesin sen Deniz, ödümü patlattın ya" dedi

- Babaanne hepi topu 10 dakika gecikmişim ne kadar abarttın.

Bana sinirlenip salona gitti bende tabii ki onun gönlünü almak için arkasından gittim:

-Benim küçük meleğim korkmuş mu hı?  Korkma  bana hiç bir şey olmaz.

Boynumun ıslandığını fark ettim. Bir baktım ki babaannem ağlıyor ben "sana ne oldu" der gözlerle bakarken şöyle dedi:

-  Baban da bana böyle demişti...

Devamını getiremedi  bende bir şey diyemedim.  Gözümden bir yaş aktı  babaannem görmesin diye hemen sildim.

-Ama sultanım böyle olursa biz nasıl yaşayacağız, güzel şeyler düşün.  Ha buldum. Yarın seni dikiş kursuna yazdırıyorum hayır demek yok . Yarın gider orda da arkadaş edinirsin meleğim, hadi görüşürüz.

-Nereye?

-Odama

diyerek babaannemin bir şey dememesi adına koşarak odama gittim. Hala çook heyecanlıydım. Bu heyecanımı yenmek adına dans öğrenmeye karar verdim. İnternetten bir şarkı açtım ve dans etmeye başladım .

Çok eğleniyor-

PAAT.

-AAAAAAAAAHHHHHH!?









Rüyadaysam UyandırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin