selime ne olduğunu düşünürken içeri bir adam girdi. siyah takım elbiseli siyah gözlüklü adamıdı. beyaz saçlı uzun boylu bir adamdı bana benziyordu. içeri genç çocuklar girdi ellerinde silahlar vardı. beni ayağa kaldırdılar. üstümü temizleyip adamın karşısına çıkardılar. adam siyah kemik gözlüklerini çıkarıp bana baktı gözleri parlıyordu. oğlum deyip sıkıca bana sarıldı. adamı nazikçe ittirdim ve sen kimsin diye ona sordum. oğlum oğlum dedi ve bir daha sarılmaya çalıştı. adama sıkıcı bir tokat attım. siyah kalın kaşlarını çattı. ter damlaları yanağından sarkıyordu. karşımda duran adam. diğerlerine işaret verdi ve beni alıp bir arabaya bindirdiler. kafamdan kesekağıdı çıktığında bir bodrum gibi yerdeydim. odadan içeri yaşlı tonton bir nine girdi. yüzü sürekli gülümsüyordu ve benim yanağımı okşuyordu. aynı adile naşit'e benziyordu. Kafam çok karışmıştı...................