Ormana ilerlemeye başladığımdan beri çevreme bakıp duruyorum. Ve heryerin yem yeşil olmasi insana huzur veriyor. Arkaya baktığımda evlerin artık gözükümedigini fark ettim. Sürekli aynı hizada yürüyorum yeni geldim buralara sonuçta kaybolursam kimden yardım isterim. Yürümek karnımi aciktirmisti. Çantami tek omzumdan çıkararak önüme alıp içini kurcalamaya başladım. Bıçak, elma, şapka ve ekmek almıştım. Bıçak; kendimi korumak için, elma ve ekmek; karnımi doyurmak için, şapka da zaten şu an kafamda güneşten dolayi almıştım. Elmayı aldım ve çantami tekrar omzuma astım. Elmayı ısırırken ormanın uzak yerlerinden ,çokta uzak değil, sesler gelmeye başladı. Elmam henüz bitmemişti elimden atmayarak bir ağacın arkasına geçtim. Heryer de ağaç olmasi avantajıma geldi. Bir an tırmanmayi düşünsemde vaz geçtim. Sesler iyice yaklaşınca başka bir ağacın arkasına saklandım.
"Geyiği paylaşalım mi? Yiyecek miyiz?" Bu ses tanıdık geldiği için sesin geldiği yöne baktım. Abim ve arkadaşlarıydi bunlar hemen ağaca yönelerek ağaca tırmanmaya başladım. Elma elimdeydi, ne kadar zor şartlarda bu elmaları yetiştiriyorduk, bu yüzden de dişlerimin arasına alarak tirmanmaya devam ettim. En yukarı gidemedim ama görmeyecekleri bir dala geçerek ayaklarımi kalın gövdeye ellerimi ise dalın ucunu tutarak yüz üstü dala uzandım. Elma ağzımdan kayar gibi oldu. Elime alırken asagidan abimlerin gectigini gördüm. Bi tane kaslı bir çocuğun sırtında geyik vardı. Grup bi 15 kişiydi. Sanırım 5 tane kız vardı, gerisi erkek. Erkekler çok kaslı ve özgür olduklarını belli eden kıyafetler kızlardada aynı şekilde kas hariç değişik kıyafetler giymislerdi. Söylemiştim şalvar veya beyaz elbise ama bunlar dışında herseyi giymislerdi. Kızların geneli elbiseleri kısaltmas ve kumaş boyasıyla boyamislar.
Diğer ülkeden getirilen malzeme kutuları olur. Her ay verilir. Içinden eşyalar çıkar. Bazen kullanılmış kıyafet çıkar. Ve bizim işimizede yarıyor açıkçası. Bize genelde erkek kıyafeti geliyor. Ama evimizde çoğunlukla beyaz kıyafetlerden var. Ve her hafta kontrole gelindiğinden herkes beyaz kıyafetli olmak zorunda. Daha önce sadece bir kişiyi bu yüzden öldürdüklerini biliyorum. Bu yüzden kontrol günleri herkes evde ve beyazlar içinde oluyo. Kontrol günleri sayımda yapılıyor aslında dışarı çıkılmama sebebi de bu yüzden sayımda eksik çıkarsaniz aileyi alıp goturuyorlar. Kurunun yanında yaşta yanıyor. Ama bizim bu deli kanlı eğlence ve macera arayanlar gezip dolaşıyor.
Bazen sadece birbirlerinden korktuğunu utandığını dusunsenizde asıl sebepler bunlar.
Abim ler ilerlerken aralarından bir çocuk "Size iyi eglenceler." Dedi ve gruptan ayrıldı. Benim olduğum ağaçtan uzaklaşmışlardı. Fakat çocuk bu tarafa doğru yürümeye başladı.
"Tamam görüşürüz Swanley" dedi aradan bi kaç tanesi. Adı Swanley olan çocuk , aslında çocuk değil bildiğin 18 ,19 yaşında bir genç, ama ben erkeklere çocuk diye hitap etmeye alıştım. Abim anılarını anlatırken hep çocuk kelimesini kullanır. Kulak aşinalığı. Üstünde üzerine yapışmış. Beyaz bi tişört üstünde gri kapsonlu altında ise kot vardı. Sanırım dağıtılan kutulardan çıkmıştı. Çocuk kumraldi. Ama yüzünü pek göremedim. Yukardan bakınca pek anlaşılmıyor.
Benim ağcıma gelince durdu. Ve ağacın dibine oturdu. Bir bacağını kendine çekti diğer ayağını uzattı. Ben durumumdan dolayı kimildayamadim. Abim ler iyice uzaklaşmışlardı.
Ben oturan çocuğu incelemeye çalışırken " Başka elman varmı ?" Sesi incelememi böldü ama ses çıkartmadim. Bana demiş olamazdı. Nasıl görmüştüki."Ağaçtaki sana diyorum."Dedi aynı düz sesle.
"Ben mi?"diyerek cevap verdim. Ama şaşkınlığım sesimden belli oluyordu.
"Başka birini goruyormusun küçük?" Yine aynı ton daki sesiyle. Ama yukarı bakmamıştı.
"Bir tane getirmiştim." Dedim ilk sorusuna yanıt olarak. Ve aşağı inmeye karar verdim. Uzanır pozisyona geçtiğim için kendi kendime homurdandim. Ellerimi dalın ucundan çekmedim. Çekersem düşeceğim ap açık ortadaydi. Sırt üstü dönmeye çalıştım. Ve dönmüştüm. Elbiseyle biraz zor olsada geriye ince ama beni zorla taşıyan dalın üstünde doğrulamak kalıyordu. Çocuktan ses gelmemişti. Aşağı baktım ama yoktu. Gitmiş olmalıydı. Elimi yukardaki dala uzatmaya çalıştım tabiiki tutamadım. Birden ayaklarımin orda bir hareketlilik hissettim ve kafamı ayaklarıma bakmak için hafif bir şekilde kaldırırken kumral çocuğu gördüm.
"Ver elini."Dedi ayağını ayaklarımin olduğu kısma sabitlerken. "Hadi ama seni bütün bir gün boyunca bekleyemem. " diyerek ısrar etti. Gözleri gri gibiydi. Mavi de olabilir güneşten dolayi pek anlaşılmıyor. Elimi uzattım ama eli hala uzaktaydi, tutamadım. Diğer elini ağacın başka bir dalına koydu ve üstüme dogru eyilerek biraz yaklaşıp elini tekrar uzattı. Bu sefer elini kolaylıkla tuttum. Ağacın gövdesine uzak olduğum için ayağa kalkamamistim. Kendi dogrulurken beni de kaldırdı. Ayağımı ağacın govdesine daha çok yaklaştırarak kalktım.
"Gerek yoktu. Hallederdim." Dedim düz bir sesle. Teşekkür etmiycektim tabiiki de . Galiba yakın olduğumuzu yeni alıyorum. Ters bir bakış attı ama gözüme bakmadı. Elimi bırakarak testers inmeye başladı. Bende hala elimde duran elmayi ağzıma alarak tekrar inmeye başladım. Çocuk çoktan inmişti. Bende indiğimde çocuk tekrar bana baktı.
"Neden saklandın ki bizden. Seni de ilk defa görüyorum. " sen kimsin diyo kısaca.
"O en başta ki abim di. Gelmeme izin vermiyordu. Ama geldim. Siz hep burdami geziyorsunuz? Abim kasabada gezdiginizi söylerdi. Sen neden onlardan ayrıldın? Beni nasıl gördün ?" Çok konuşmam normalde ama sanırım aklıma takılan soruları çok düşünmüştüm.
Yüzünde hafif bir gülümseme oldu. "Galiba geri gidiyorum." Dedi bana bakıp daha fazla gülerken. "Abinin neden izin vermediğini anladım. Ve seni görmedim ilk başta elmani gördüm daha sonra dikkatimi sen çektin." Galiba ilk tanıştığım kişiye bu kadar da çok soru sormamaliydim. Elimde duran ve diş izi olmuş elmaya bakıyordu. Ona uzatarak:
" Al istersen bir ısıtirik ve bi kaç dis izini saymazsak sağlam sayılır. " dedim hafif şekilde siritarak. "Normalde bu kadar konuşmam."
"Bir dahaki sefere iki elma getir. " Bir an almiyacak Sansamda elimden aldı ve bi kere ısırdı. Bi dahaki sefer derken tekrar mi karşılaşacaktik."Ilk dışarı çıkışın mı? "Dedi bir ısırık daha alırken.
"Evet de bir daha ki sefer derken?" Diyerek kaşımı kaldırdım.
" Şöyle oluyo küçük, yarın sayma günü buluşma yok ondan sonraki gün tekrar burda bekliyor olucam. " Dedi elma yi bitirirken. "Burda olmazsan abine söylerim." Bildiğin tehdit etti. Güneş az sonra daha da batacak ve annem uyanmadan yetişemiycem.
" Tamam çocuk burda olurum ama gitmem gerek. " diyerek arkama bile bakmadan koştum.
"Çocuk değil Swanley!" Diye arkamdan bağırdı ama hiç hız kesmeden koştum.
Evin bahçesinin önüne geldiğimde citin üstünden atladım ve Emili ye baktım is yapıyordu. Bana baktı ve gülümsedi. Citin üstünden atlayarak bahçeye girdim ve arka kapıdan eve girdim.
Beğendinizmi ? Aslında kısa yapmıycaktim ama bi kişi moralimi bozunca aklıma bişeyler gelmedi. Uzatılan derken daha kısa yazıyorum fakat uzatmaya çalışıcam. Yeni bölümde görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nasıl Biriyim
Teen FictionKendinizi görmeden kaç saat durabilirsiniz. Saçınızı düzeltirken, makyaj yaparken, giyindiginizde nasıl göründüğünüze bakmadan durabiliyormusunuz? Kendim için söyleyim "hayir" peki bir ömür neye benzediğinizi bilmeden yaşamak nasıl birsey. Ayna ha...