43. Bölüm

4.4K 424 89
                                    

   

   Salih ,odunları kesmiş odası için küçük bir temel atıyordu.Sonra düşündü ilerde evlenirse nasıl olur diye.Tek odalı yerde zor olurdu ,hiç olmazsa bir aşkana ekleseydi iyi olurdu.Ormandan biraz daha ağaç kesip getirmeliydi.Yeğenlerini de götürürdü,çok sevineceklerdi emindi.
  Temel için büyük kayalar topladı o gün akşama kadar.Ertesi gün de Zekeriya ve Halil ile tekrar ormana gitti.Akşam eve çok yorgun gelmiştiler.Bu defa yeğenleri de yardım etmişti amcalarına.

         Yengeleride boş durmuyor, buldukları kızın evine gidip geliyorlardı .Amaçları bir an önce Salih oğlanı kendi istedikleri biri ile evlendirip ,onuda kendi saflarına çekmekti.

  Salih kendi halinde evini yapmaya başlamıştı.Tek başına elinden ne geliyorsa yapıyor,acele etmeden işini güzel yapıyordu.Zekeriya ile Halil de amcalarına yardım ediyor,taş taşıyor yanına,odun çeliyordular küçük elleri ile.Çok mutluydu çocuklar,arada mıstık ve diğerleri de katılıyordu yardım işine.Çocuk nede olsa kötülük işini sadece öğrettiğin anda yapar sonrasında çocuk olmaya devam ederdi.

Salih'de çok mutlu oluyordu,çocuklarla hep beraber olunca.Anneleri her ne kadar kötü olsada yeğenleriydi sonuçta.

Yengeleri ise en son kızın birine karar vermişti.Artık istemeye gidebilirdiler.Salih görmesede olurdu,sonuçta köyde kaç erkek yada kız görerek varmıştıki eşine.

Akşam yemeğinde büyük yenge açtı konuyu;

"Biz gızı bulduk ayarladık.Allah izin verirse haftaya yüzük takarıh.Adını da yarın akşam koyak diyirem ben."

"He,biz abamlan hallettik gelini.Çok hamarat gızdır,eli her iş tutir "

"Bizim Ahmet ağanın küçük gızı hemi?"

"He eledir herif"

"Ağabey hele erken değil midir?Aha odayı daha bitirmedim,dükkanı açacağım.O kumaşlar elece galdı odada.İşlerimi bir yoluna goyam ondan sonra evlenirem he?"

"Yoh Salih efendi!seni o garıya bırahmıyacayıh"

"He Salih ağam olmaz hem biz gonuştuh,ne diyeh gız evine"

"Yenge ben size gidin gız bulun demedim ki?Gendi gendize gelin güvey olduz.Hem artıh Zeliş hakkında gonuşmayın"

Ertesi gün Salih evinin kalan yerlerini tamamlıyordu .Abisi gilin evde de yine kumalar birbirine girmişti,sesleri köye yayılıyordu.Neymiş küçük kuma gebeymiş,Gülizar nerde ise öldürecek kadını.Sesi ile dövüyordu artık.

Bir an önce bu evden çıkmalıyım diye tekrar etti kendine.
Zeliş ise elinde çapası komşunun bahçesini çapalamaya gidiyordu.Yanında ise Halil vardı.Salih evin çatı kusmını yapıyordu ,yukarıda olduğundan gördü gittiklerini.Halil olmasa Zeliş gelini tanımazdı.Kadın o kadar giyinmiş,kapanmıştı ki ,kimse laf söz etmesin diye...
Ama işte gündüz ah vah edenler ,gecesinde yada bir araya gelince başlıyordular iftira ve dedikoduya.
Salih artık bitirmişti evin kabasını.Şehre inip cam alıp getirmeliydi.Sonra aklına Zeliş gelinin de camı olmayışı geldi.Kat kat bez ve muşamba ile kapatmıştı.Giderken ölçüsünü almalıydı onunda.

Zeliş ise üst üste bir kaç gün çapaya gitmişti.Bir haftalık erzak toplamıştı.Zaten danası da süt vermeye başlamıştı.Sağolsun Meryem hanım ahırda bakıyordu,ot saman veriyordu.Zaten diğer hayvanlarla gün içinde dağda bayırda otluyordu.
Günlük sütünü alıyor ,çocuklarına azda olsa içiriyordu.Yemek olmadığı zamanlarda çocuklar hiç olmazsa az da olsa süt içip uyuyordular.

O gece yine Salih camdan Zeliş gelinin kapısını izledi,amacı kötülük yapmak isteyen olursa müdahale etmekti.Zeliş geline bu konuda güveni sonsuzdu.Yine işe yaramaz şerefsiz bir kaçtane erkek ,gece yarısını çoktan geçmiş bir saatte gelmiş kadının kapısını tıklatıp ,taş atıp duruyordu.Ama içerden hiç tepki gelmiyordu.Bir saate yakın oyalandılar kapıda pislik adamlar.Zeliş gelin ise içerde sessiz sessiz ağlıyordu.Çocukların hepsi uyumuştu ama sesleri duyan ikizler uyanmış ellerine sopaları almış ,analarının dizlerinin dibine oturmuş bekliyordular.Sessizce konuşuyordular aralarında;
" ana,gurban olam ağlama artık.Heç bişe yapamazlar biz varıh.Hem Salih emmime çığırdıkmı gelir döver hepsini"

ZELİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin