Bölüm Şarkısı;
Selim GÜLGÖREN - Aşıklar Şehri
Seninle biz ikimiz mutlulugun resmiyiz
İyi ki hayatımdasın, iki kişilik bir aşıklar şehriyiz...
''Çok heyecanlıyım.'' Yüzümde silinmeyen gülümsemeyle ellerimi heyecandan nereye koyacağımı bilemiyordum. Bir kucağıma koyuyor, bir dudaklarıma götürüyor, bir kendime hava yapıyor... hepsi heyecandan. Çünkü köye tam 15 dakika kalmıştı. 11 saattir yoldaydık. Akşam olmuştu. Hava kararmıştı. Etraftaki ışıklar yanmış geceyi aydınlatıyorlardı. Gözlerimi etrafta gezdirdim. Burası çok değişmişti. Her evin dışında rengarenk sarmaşık olan çiçekler vardı. Yollar taşlıydı. Evlerin kapıları cam kenarları canlı renklerle boyanmıştı. Burası cennet gibiydi.
''Ya buralar çok güzelmiş.'' Arkadan gelen Cansu'nun sesinden anlamıştım çok beğendiğini. Şirin köy tabelasını gördüğümde kalbim hızlı atmaya başlamıştı. Önümüzde ki Enes abinin arabası sinyal verdiğinde Erdem de sinyal vererek sağa döndü. Yolda mola verdiğimizde babam babaannemle konuşmuştu ve geldiğimizi söylemişti. Sonra babam bizden biraz uzaklaşıp konuşmuştu ne oldu bilmiyorum ama geri döndüğünde otelde kalmayı düşünen Enes abileri bizim köydeki eve davet etmişti. Erdem ve benim bunu duymamızla yüzümüzde gülümseme oluşmuştu. Çünkü ben köyde kalacağımı bilirken onun nerede kalacağı belli değildi. Şimdi ise bizim köy evinin olduğu sokakta ilerliyorduk.
Evimiz en son gelişimde diğer evlere biraz uzaktı ve hep ağaçtı. Şimdi ise öyle değil. Evler yapılmış ve etraf renklendirilmişti. Bütün evler taşlardan yapılmıştı. Yollar dardı karşıdan araba gelse asla geçemezdi. Ben etrafa sırıtarak bakarken Erdem dikkatlice arabayı kullanıyordu. Hava karanlık olsa da bahçelerden vuran ışıklar yolları biraz aydınlatıyordu.
Enes abi durduğunda bizde durduk.
''Son durak.'' Erdem gülümseyerek arabayı kapattığında heyecanım artmıştı. Enes abinin kapısı açıldığında diğer kapıda açıldı. Bunun üzerine ineceğimizi anlayıp hepimiz kapılarımızı açıp arabadan indik.
''Valizleri sonra alırız.'' Erdem'i başımla onayladım.Hep beraber evimizin kapısına yürüdük. Babam kapının önünde durmuştu ve bekliyordu. Ebru ise onun bir adım arkasındaydı. Babamın ürkekçe elini zile basmak için kaldırdığını görünce sıkıntılı nefes aldım. Zile basıldı! O saniyeden sonra hepimiz açılacak olan kapıyı bekledik. Mavi kapı yavaşça aralandı. O an babaannemle göz göze geldiğimizde yüzünde geniş bir gülümseme oldu. Bende aynı şekilde gülümserken kollarını açıp babamı es geçerek bana doladı.
''Yavrum!'' Boyu benden kısa kaldığı için eğilerek bende kollarımı ona doladım. ''Babaannem!'' Hıçkırma sesi geldiğinde kendimi geri çekip yüzüne baktım. Ağlıyordu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATLI BELA (Düzenlenecek)
Novela JuvenilAile neydi? Sevgi neydi? Güven neydi? "Ailenin ne olduğunu 8 yaşında ufacık bir kızken unutmuştum. Annem o ilaç kokulu hastane odasında gözlerini sonsuzluğa kapattığında bir nevi bende onunla birlikte gitmiştim. Bedenim hayattaydı, evet... Ama ruhu...