54.Bölüm

1.6K 114 257
                                    

Ben yatakta uzanıyordum. Barış ise hâlâ gelmemişti. Gerçi bedenim hamilelik sürecine hâlâ uyum sağlayamadığı için sürekli uykum geliyordu. Barış da bu yüzden benim yapamadığım bir çok şeyi yapmak zorunda kalıyordu. Yanıma doğru gelirken gözlerimi kapattım. Önce yanağıma bir öpücük kondurmuştu. Ardından üzerimi örttüğünde yanıma gelmesini beklesem de koltuğa oturduğunu hissettim. Doğrudan bana bakmadığı için gözümü aralayıp ne yaptığına baktım. Telefonunu çıkarıp bir şeyler yaptığında bana dönecek olduğunda gözümü kapattım hemen. Her ne yapıyorsa bilmemi istemiyordu belli ki...

Bir süre sonra sesini duyduğumda âdeta  nefesimi tutup onu dinliyordum. "Beko yine ne saçmalıyorsun sen?" Berkan'ı aramıştı işte. Beni mutsuz etmemek için inanmamış gibi yapsa da gerçek olma ihtimali onu da korkutuyordu, biliyordum. "Kız önümüzde öldü Berkan ne Emir'i ne saklaması?" Sesi yükselir gibi oldu ama benim varlığımı hatırlamış olmalı ki anında alçaltmıştı. "Yalan söylüyorsan..." Lütfen yalan olsun, lütfen yalan olsun, lütfen yalan olsun... "Ne demek yanımda? Hayır istemiyorum konuşmak falan saçmalama..." Kimden bahsediyorlardı? Damla olamazdı değil mi?

"Beko ben ne konuşayım kızla? 5 yıl lan... 5 yıldır neredeymiş?" Barış'ın sesi aşırı gergindi ve titriyordu. O titreme benim canımı yakmıştı. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Hayır Nisa şuan olmaz, şuan sırası değil. Derin bir nefes aldım. Sonra Barış'ın kalkıp gittiğini duydum. Gözlerimi açtım telefonu buradaydı. Ben de kendimi lavaboya attım hemen. Gözyaşlarım birer birer dökülürken karnımı sardım sıkıca... Barış beni bırakacak mıydı? Bırakır mıydı? Deli gibi ağlamayı sürdürürken karnımı okşadım. Belki bebeğimiz için kalırdı benimle? Kalırdı değil mi? Onu kaybedemezdim. Bu kadar alışmışken, bu kadar tutulmuşken bunu kaldıramazdım.

Elimi yüzümü yıkayıp lavabodan çıkıp odaya dönüyordum ki Barış beni görünce yanıma geldi hemen. "İyi misin güzelim?" Başımla onayladım onu. "Emin misin bak gözlerin kıpkırmızı senin?" "İyiyim midem bulandı biraz." Beni sıkıca sardığında derin bir nefes aldım. Sonra birbirimizden uzaklaştık. "Bebeğimiz de iyi babası." "Sen de iyisin ama." "İyiyim, uyuyalım mı artık?" "Uyuyalım tabii, yoruldun zaten yeterince..." Beraber yatağa yatarken her zamanki gibi başımı Barış'ın göğsüne koymadım. Bu kez ondan uzağa yatmıştım. Sırtım ona dönüktü. Barış beni kendine yaklaştırırken kollarını bedenime dolamıştı. "Kokuna ihtiyacım var Nisa'm. Öyle benden uzağa yatamazsın."

Yanağıma bir öpücük bırakırken beni daha sıkı sarmıştı. "Seni seviyorum Nis..." "Ben de." Onu kaybediyordum belki de... Bilmiyorum ve korkuyordum bundan. Onu kaybedemezdim. "Yarın eve dönelim mi?" "Niyeymiş o hemen sıkıldın mı yoksa benden?" "Ben senden sıkılmam ki Barış. Sadece evi özledim. Sen peki?" "Ben de senden asla sıkılmam tabii. Evimi de özlemedim neden biliyor musun?" "Neden?" "Çünkü benim evim senin yanın Nisa. Sen yanımdayken hiçbir şeyin önemi yok." Parmakları köprücük kemiğim boyunca gezinirken derin bir nefes aldım.

Bedenimi ona döndürdüm. "Bir şey soracağım ama dürüst ol." "Nisa'm, güzelim ben sana karşı hep dürüstüm zaten. Söz veriyorum yine öyle olacağım." Derin bir nefes aldım ve gözlerine baktım. "Bana neden söylemiyorsun?" "Neyi?" "Az önce konuştuklarını..." Barış da sıkıntıyla bir nefes verdiğinde beni sarmak istese de engel oldum ona. "Nisa ne diyecektim sana? Aa üzgünüm Nisa, Berkan yalan söylememiş eski sevgilim yaşıyormuş mu?" "Bırakacak mısın beni?" "Bırakmam Nisa..." "Bebeğimiz için mi?" "Nisa... Ben sana aşığım. Buna neden inanmak istemiyorsun hâlâ?"

Ben cevap vermeyince uzun bir sessizlik oluşmuştu. "Sen benim nasıl bir durumun içinde olduğumun farkında mısın Barış?! Her şey çok saçma ve ben dayanamıyorum artık. İkimizin bir çocuğu olacak ve ben hâlâ acaba beni bırakır mı korkusu yaşıyorum..!" Barış derin bir nefes alırken ona sinirlenmiş bile olsam ona sarılarak sakinleşmeye çalışıyordum. "Sen benim bulunduğum durumun farkında mısın acaba?!" Onun da sesi benimki gibi yükseldiğinde ikimiz de yatakta oturur pozisyona geçmiştik.

ALACAKARANLIĞIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin