4 sene sonra.
Kız titrek bir nefes vermişti. Korkuyordu. Üşüyordu. Yalnızdı. Ve, karanlık bir odadaydı.
O karanlıktan çok korkardı ki..
Ailesi kırmızı gözlerini gördüğü andan itibaren, yani 4 senedir, onu bu odada tutuyordu. Ondan korkuyorlardı.
Kız hafifçe yutkunmaya çalıştı. Zaman dilimi hakkında hiçbir fikri yoktu. Lâkin, uzun bir zamandır ne yemek yemişti, ne de su içmişti.
Açlıktan öldürmek istiyorlardı onu.
Sadece bir kaç dakika geçmişti, odanın içinde mavi bir ışık gördü sandı kız.
"Eminim yanlış görmüşümdür, burada ışık ne arar ki?" diye geçirdi içinden. O gerçekten uzun bir zamandır ışık görmüyordu.
Üzerindeki en incesinden olan pijamaları düzeltti, yavaşça ayağa kalktı. Kahverengi gözlerini bir kaç kere kırpıştırdı ve yediği dayaklar nedeniyle en çok hasar görmüş ayaklarına basarken inlememek için kendini sıkmaya başladı.
Canı yanıyordu.
Ailesi kırmızı gözleri ne zaman görecek olsa, onu döverdi. Her seferinde daha sert, daha hırslı bir şekilde hemde.
Mavi ışık git gide büyümeye başlarken içinde birşeyler şekilleniyor gibi olmaya başlamıştı.
Sanki içinde insanlar vardı?
Merakla gözlerini içine çevirdi.
"Five, sen bir dahisin! Başardın sanırım?!"
diye haykırdı siyahi bir kadın. Ardından kızın yaşlarında gözüken biri konuşmaya başlamıştı. "Emin ol, kıyamette bu şeyleri çalışacak çok vaktim oldu. Herneyse. Hey, sen!"Kız kaşlarını çattı. Ona mı sesleniyordı? Gördüğü kadarı ile bir maymun, sarışın bir kadın, 5 erkek -biri çocuk- ve 2 kadın vardı orada.
"Atlasana ahmak! Ne bekliyorsun?" ardından onun yaşlarında gözüken çocuk siyahi kadına dönmüştü. "Bu kadar pis olmasını beklemiyordum, giysilerine baksana!"
Kız, üzerine bir göz attı. Çok çok uzun bir süredir banyo etmiyordu. Ona soracak olursanız, banyo etmeyi çok severdi! Ama, edemiyordu işte..
Meraklı yüzü anında düşerken o mavi şeyin içine çekildiğini hissetti.
Herşey nasıl gelişti bilmiyordu, fakat şuan yerdeydi. Az önce gördüğü herkes başına üşüşmüştü.
"Five, bu kızın vücudunda çok fazla yara var. Kardeşimizin bu olduğuna emin misin? Güçleri olmayan herhangi birisini getirmedik umarım."
"Hayır, Vanya. Bu kız, İzabel Harder. Yani, Hagreeves." Kız kaşlarını çatarak onlara baktı, aynı zamanda tatlı sesi ile mırıldandı. "Bana sizin kim olduğunuzu açıklamazsanız gerçekten yürüyüp gideceğim."
Az önce adının Vanya olduğunu öğrendiği kadın gülerek konuşmuştu. "Tanrı'm. Üvey olduğumuzu bilmesem Five ile öz kardeşsiniz sancağım doğrusu!"
Bu söze Five ile ikisi hariç herkes gülmeye başlamıştı. İzabel, sinirlenmeye başlamıştı. Onunla alay edebilecek tek kişiler tanıdıklarıydı-Ki ailesi yeterince ediyordu- ve o bu yabancıları tanımıyordu!
Gözlerini kısarak derin bir nefes verdi. Gözleri kırmızılaşmaya başlamıştı, lâkin farketmiyordu İzabel.
"Hey, Vanya. Sana onun doğru kişi olduğunu söylemiştim."
Herkes aynı anda kıza dönerken Five Hariç herkes korkuyla bir adım gerilerken Five kızın yanına çökmüştü.
İzabel, hırlamaya başlamıştı. Gözleri kırmızının en parlak, ama koyu tonu olurken yanağında hissettiği el ile gözlerini tam olarak Mavi ve Yeşilin karışımı gibi duran gözlere çevirip içine bakmıştı.
"İza, sana zarar vermeyeceğiz. Anladın mı beni, hm? Sinirlenme, sakinleş. Eğer bizimle içeri girersen, sana herşeyi anlatacağım, anlatacağız. Anlaştık mı?"
Luther, onun bu şefkatli sesini duyduğunda ağzından "hah" tarzı bir ses çıkmıştı. Herkes kıkır kıkır gülüyordu. Five genelde asi takılırdı, lâkin karşısında onun yaşlarında duran bir kıza bu kadar tatlı yaklaşmasını gariplemişlerdi.
Klaus, çenesini tutamayıp ve hafifçe sesini yükselterek konuştu. "Five aşık oldu! Minik Five İzabel'e aşık olduu!"
Yerinde dans ediyordu. Five, bakışlarını anında ona çevirirken kızın yumuşayan aurası yeniden yoğunlaşmış, kızgınlığını belli ediyordu.
İzabel, o an bilinçsizce birşey yaptı. Büründüğü kızgın, utangaç ruh hâli hava durumunu anında değiştirdi.
Havada yakıcı bir sıcak vardı, ama aynı zamanda, bulutsuz havada yağmur yağıyordu.
Yağmur vardı, ama kimse ıslanmıyordu.
Herkes şaşkınca havaya baktı. Five, kaşlarını çatmış ne olduğunu çözmeye çalışırken yağmurun yağdığını bile farketmeyecek kadar Klaus'a odaklanmış kızı görünceye duraksadı.
"Millet, sanırım Vanya'dan daha güçlü birisi duruyor karşımızda."
HİKAYE HİÇ HOŞUMA GİTMİYOR YA. BENCE ÇOK KÖTÜ GİDİYOR. Yazıp yazmamak arasındayım. Başlamadan bitirsem mi ya? Off, sizin fikirleriniz ne? Yorum yazmayı unutmayın, seviliyorsunuz!!❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
She is A Wolf Woman! || Number Eight || TUA
FanficŞimdi durun ve düşünün. Bir Kurt kadınsınız. Ama aynı zamanda hava, su, toprak ve ateş size itaat ediyor. Ruh halinize göre hava durumu değişiyor. 35 derece bir havada kar yağdırabiliyorsunuz, kar yağarken gökkuşağı çıkarabiliyorsunuz. Tabii, bunlar...