Herkese merhabalar ilk hikayemde bana şans verirseniz çok memnun olurum arkadaşlar.
İyi okumalar gençler...
🧡•••••••••••••••••••••••••🧡
"Anne çıkıyorum ben." Durup annemin cevap vermesini bekledim bir süre.
"Tamam. Dikkat et kendine üşütme sakın çabuk hasta oluyorsun sen." Dediğinde Sevgi sultanıma uçan öpücük atıp okula gitmek için evden çıktım.
Dış kapıdan çıktıktan sonra kulaklığımı kulağıma takıp sakince yürümeye başladım. Yağmurun yumuşak dokunuşunu hissettiğimde derin bir nefes alıp toprağın kokusunu çiğerlerime doldurdum. Yavaş adımlarla durağa yaklaştığım da yağmur yağış hızını düşürmüş ve durağa sığınmamda bana zaman tanımıştı.
Bir süre sonra beklemek baya bir sıkıcı gelince durağın karşısında ki her zaman uğrak yerlerimdem olan bakkala ilerledim. Bakkalın sahibi olan Murat amca buraya her geldiğimde oturduğu koltuğunda oturmuş sıcak olduğunu düşündüğüm bir şey içiyordu. Çünkü bardaktan sıcak buhar çıkıyodu.
Yine çok zekiyim allah kahretmesin yaa.
Kendi uçuk fikirlerimden sıyrılıp Murat amcaya selam verdim.
"Günaydın Murat amca, hayırlı işler." Diyip iki simit aldım ve bakkaldan çıktım. Her zaman durağın yanında bir kaç kedi olduğunda onların minik karınlarını doyurdum. Onları beslemek bana iyi hissettirdiği için aldığım simitleri her birine paylaştırdım. Otobüsün gelmeyeceğini anladığımda okula yürüyerek gitmeye karar verdim. Sanırım evden bugün erken çıkmışım.
Düz koyu kahverengi saçlarım hafif bir şekilde çiseleyen yağmurda daha dalgalı bir hal alıp önüme önüme düştüğü için biraz rahatsız olsamda çekme gereği duymadım. Soğuktan kızaran yanaklarım da varlığını belli eden çillerim küçük burnumun etrafını kaplamıştı. Orantılı yüzüme yakışmış olabileceğini düşündüğüm için bu ufak detayı kapatmak istemiyordum.
Okula geldiğimde üzerimede ki ceket hatrı sayılır şekilde ıslanmış ve artık beni ısıtmaktan çok üşümeme sebep olacağı için yürürken üstümde ki ağırlıktan kurtuldum. Koridordan geçip kendi sınıfımın önüne geldiğimde biraz solukladıp sınıfa girdim. Yer yer sıralar dolu ve herkes ısınabileceği yerlere geçmiş kendi aralarında sahbet ediyorlardı.
Kapıda dikilip girişi engellememek için en yakın arkadaşımın yanına ilerlediğimde benim geldiğimi hissetmiş gibi bakışlarını okuduğu kitaptan çekip bana baktı. Botlarımdan başlayıp yukarı doğru beni süzdüğünde gözlerinde gördüğüm o sıcaklık içime işlemişti.
"Bu ne hal?" Diye sorduğunda sesindeki otorite ile kendimce utandım benle aynı yaşta olsa da benim üzerimdeki hakimiyeti annem kadar etkiliydi. Üzülmemi ya da bana zarar gelmesini istemiyor.
"Sana da günaydın Nisa." Diyip yanına oturdum. Burnumu çekip bana oldukça ciddi bakan arkadaşıma:
"Yürüyerek gelmek istedim." Dedim. Sanırım biraz fazla üşüyorum.
"Tamam neyse geç şu tarafa ısın, kıçın donmuş bende sana sıcak çikolata getireyim." Dediğinde sadece teşekkür edip bana verdiği yerine oturdum.
🌙▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎▪︎🌙
Sabah derslere odaklanamasamda öğleden sonra daha iyi geçmişti. Son ders zilli de çaldığında herkes evlere gitmek için önceden toparladıkları çantalarını alıp teker teker sınıftan çıktılar. Sanki uçsuz bucaksız bir çölde küçük bir kapta su bulmuşcasına hızlı ve sabırsızmbir halleri vardı. Bu durumlarına içimden güldüm. İlkokul çocuğu gibiydiler.
Önüme gelen bir tutam saçımı sabır ve itinayla kulağımın arkasına alıp saçımın özgürlüğünü kısıtladım. Sabahtan beri yüzüme geliyordu hadsiz saçım. Elimdeki son kitapları da çantama yerleştirip bedenimi Nisa' ya çevirdim.
"Eee kafeye mi geliyorsun, eve mi geçeceksin?" Diye sorduğumda sıkıntıyla bana baktı.
"Çok isterdim ama gelemem konularda çok gerideyim. Herkes senin gibi değil." Dediğinde anlayışla kafamı salladım.
"Haftasonumu senin için boşluk ayarlayabilirim. Beraber çalışırız." Dediğimde sıkıca bana sarıldı. Onun bu sarılmalarını seviyorum.
"Akşam görüntülü ararım seni, bana da müzik söylersin. Bugün kaçırıyorum ama yarın sözüm olsun."
Beni de arkasından sürükleyerek kapıya ilerledi. Birlikte okul binasından çıktığımızda bulutlar gökyüzünde ki yerine güneşe bırakmış itina ile etrafa ışık saçıyordu. Yavaş adımlarla okul çıkışına ilerlediğimizde önümüzde bir araba vardı. Nisa arabaya doğru yürüdüğünde onun için gelen araç olduğunu anlamam zor olmamıştı.
Nisa varlıklı bir ailenin kızıydı. 1.65 boylarında oldukça güzel bir kızdı. Siyahın en koyu tonların olan saçı düz bir şekilde sırtına iniyor, yay gibi kaşları gergin yüzünü yumuşatıyordu. Ela gözler sıcacık bakar, fındık burnu ve ince küçük dudaklarıyla şirin bir kızdan daha çok çekici bir güzelliği vardı.
Kilosuda, boyuyla orantılı göze çarpacak bir fiziğe sahipti. Gerçi her güzellik fiziksel değildir ya bir insan kalbiyle, ruhuyla güzel olmalı ve benim arkadaşım en iyi insanlar arasındaydı benim gözümde..
.
.
Evet hikayemizin ilk bölümü burada bitmiştir. Daha sonra ki bölümlerde görüşmek dileğim ile .
Bölüm ile ilgili yorumlarınızı okumak isterim bir de soldaki şu " ☆ "butona basarsanız beni çok mutlu edersiniz.
Okumak için vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. ^.^
😇🧡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Adı: SAYE
Tiểu Thuyết ChungSekiz yıldır zihninin karanlık kuyularında hapsolmuş genç bir kız. Annesi ve arkadaşlarından başka kimsesi olmayan kız, geçmişinin anahtarı olan bir adam ile birgün hiç olmayacak bir şekilde karşılaşırlar. Birbirini tanımayan iki genç birbirin...