right here • yoonnie + taelice ✔

rh ✘ 1.5 "b!tch."

night drive, henry.

•

Buraya gelmemizin üzerinden sadece birkaç saat geçmişti. Burası gayet güzel ve sakin bir yerdi. Ancak yanımda sinir küpüne dönüşmüş Yoongi olduğu için fazla rahatsızdım. Buraya neden geldiğimizi, ne yapacağımızı bilmiyordum.

İkinci katta bulunan büyük yatak odasında uzanmış düşünürken soğuk oda nedeniyle titriyordum da. Yoongi ise bana "otur ve bekle." dedikten sonra salona girmişti.

Annem ve babamın haberi olmadan şehrin dışına çıkmıştım ve öğrenirlerse eğer fazla azar işitecektim. Asla sorunlu bir kız olmamıştım, asla gecemi gündüzümü partilerde geçirmez ve asla ailemden habersiz bir şeyler yapmazdım.

Tanrım, neden böyleydim cidden?

Üstelik sadece tek bir kez sevgilim olmuştu ve onunla da birkaçıncı ayımızda ayrılmıştık. Sebebi tabii ki Yoongi'ydi.

Onunla ise yasak bir ilişki yaşıyorduk ve bu hayatımda yaptığım en yanlış ve kusurlu şeydi.

Abime nazaran ailenin başarılı ve konuşulan çocuğu bendim. Kendisi uyuşturucu bağımlılığıyla konuşulurdu sadece. Onun dışında da herkes ailemize saygı duyardı.

Boş zamanımı bunları düşünerek harcamaya devam ederken, beklemediğim bir an odanın kapısı açıldığında irkilmiş ve dirseklerim üzerinde yatakta doğrularak içeri giren Yoongi'ye bakmıştım.

Üzerini değiştirdiği belli oluyordu. Siyah bir eşofman ve gri renginde bol bir kapüşonlu giyinmişti.

"Yemek sipariş ettim, aşağıya in."

Emir verircesine konuşup tekrar odadan çıktığında tavırlarına göz devirerek bakışlarımı tekrar tavana çevirdim. Aniden ne değişti de bu kadar soğuk davranıyordu bilmiyordum. Ama bu tavırları beni öyle kırıyordu ki, yanında bile durmak fazla geliyordu.

Sadece amacını öğrenmek için kalkıp odadan çıkarak merdivenlerden indiğimde mutfaktan elindeki şarap şişesiyle çıktığını görmüştüm.

İçecek miydi cidden?

Kaşlarım çatılırken anlamsız bakışlarımı yüzünde dolaştırmaya başladım. Bir süre duraksayıp bana baksa da, daha fazla takmadan önüne dönmüş ve salona ilerlemeye devam etmişti.

Derin bir nefes bırakarak hızlı adımlarla peşinden ilerleyerek elimi bileğine sarmış ve onu durdurmuştum. Aniden gelişen bu olay sayesinde duraksayıp omuz üstünden bana baktığında dişlerimi birbirine bastırarak uzanıp elindeki şişeyi aldım.

Kaşları hayretle havalanırken sesli bir şekilde yutkunarak bileğini bıraktım ve uzaklaştım. Madem beni buraya getirmişti şu içkiyi bırakmalıydı.

"İçmek için geldiysen beni peşinden ne diye sürükledin?"

Çatık kaşlarımla konuşurken sesli bir şekilde nefes bıraktığını gördüm.

"Pekala, ne yapmamı istiyorsun?"

Üstelememesi şaşırmama neden olurken hafifçe geriledim. Gözlerimi üzerinde gezdirip, rahat bir şekilde yüzüne baktığımda özgüvenli göründüğüme neredeyse emindim.

"Beni buraya zorla getirmenin tek nedeni Jongin'in seni tehdit etmiş olmadığından eminim."

"Değil."

Kısaca cevap verip tekli koltuğa oturduğunda hâlâ karşısında dikiliyordum. "Nedenini öğrenebilir miyim?"

"Hayır."