"Günaydın." burnumun üzerindeki elin burnumu sıkmasıyla uyandım.
"Napıyorsun.?" diye huysuzlaştığımda
"Saat 11 oldu uyan artık." Ilgar'ın melek yüzüyle karşılaşmak beni mutlu etti ve günüm güzel olucaktı.
"Niye bu kadar çok uyudum?" diye sorduğumda beni anlamazmışcasına
"Ben uyutmadım ya." dedi. Tamda ondan beklenen bişeydi.
"Odun." diye söylendim ve yataktan kalktım. Telefonumu elime aldım ve Hilal'e mesaj attım.
"Nerdesin?" Mesajı gönderdikten sonra üzerimi giydirdikten sonra Ilgar'a kafamı çevirdim. Kolunda ki faça izleri içimi ürpertti. Bunu kim için yapmıştı acaba. İçime düşen o berbat his ihanet gibiydi. Saçmalıyordum ama bu içimi öldürmüştü.
"Kolundakileri niye yaptın?" dediğimde hemen ellerini kolluna koydu. Derin izlerdi.
Ona ben kıyamıyorken o kendine nasıl zarar veriyordu?
"Seni ilgilendirmez." dediğinde bozulmuştum. Telefonumun titremesiyle irkildim.
"Evdeyim yatıyorum. Jack'ten kaçıyorum." mesajı okuduktan sonra kıyafetlerimi alıp banyoya geçtim. Aynada ki yansımama baktıktan sonra rimelim falan hrp akmıştı.
"Lanet olsun." diye sayıkladım ve yüzümü yıkadım. Makyajımı temizledikten sonra dün geceden kalan kısa elbisemi giydim. Saçlarımı tepeden bağladım ve dikkatlice gömleği katladım. Banyodan çıktıktan sonra odaya geçtim. Ilgar odada yoktu telefonumu alıp aşağı indikten sonra Ilgar televizyon izliyordu. Yanına oturduğumda yüzüme dikkatlice baktı ve
"Makyajsız çok daha güzelsin." dedi ve bende istemsizce dudaklarımı ona yaklaştırdım. Bana karşılık vermemesinden korktum ve beni sıkıca tutarak kucağına oturttu.
"Tenin çok güzel." dediğinde yutkundum ve cesur bi sekilde dudaklarına yapıştım.
Elini elbisemin içine soktu ve eliyle bedenimi kitledi. Bunu yapması hoşuma gidiyordu. Kucağına oturduğum için bişeyleri hissediyordum. Of bu utanç verici. Telefonunun çalmasıyla durduğumda o devam ediyordu. Telefon calmaya devam edince
"Siktiğimin telefonu." dedi telefonu açtı.
"Ne var."
"Tamam"
"Tamam"
"10 dakika içinde gelirim." dediğinde derin bi nefes aldım ve çantamı aradım. Çantamı bulduktan sonra Ilgar'a baktım. Bana hiç bir şey olmamış gibi öylece bakıyordu. Ne bekliyordum. Evlenme teklifi mi? Hahaha. Çok komiğim.
"Kimdi o?" dediğimde hesap sorduğumu fark ettim. Ilgar hiç bir şey demeden siyah deri ceketini aldı ve kapıya yöneldi. Arkasından koştum ve ona yetiştim.
Arabaya bindigimizde Ilgar
"Bugün beni sinirlendircek şeyler yapma tamam mı?" dediginde gülümsedim.
"Ne gibi şeyler?"
"Erkeklerle konuşmak. Yakın olmak gibi şeyler" olamaz beni mi kıskanıyordu. Kahkaha atmamak için kendimi tuttum ve evin önüne geldiğimizde Ilgar bana göz kırptı. Tamam şimdi öleceğim.
"Denerim." dedim ve dudaklarımla ona küçük bi öpücük hediye ettim. Çok sevimli hissettiğimde araba çoktan gitmişti. Eve girene kadar bi aptal gibi sırıtıyordum.
Eve girdiğimde her yer darmadağındı topklu ayakkabımı dert etmeden koşarak Hilal'i aradım. Odaya girdiğimde Hilal yatağa kendini atmış bağıra bağıra ağlıyordu. Hemen ayağımdakileri çıkartıp.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amerika Kürdü
ChickLitAmerika'ya geleli bir hafta olmadan başıma alabileceğim en tehlikeli belayı almıştım. ILGAR!